Güncelleme Tarihi:
Hz. Peygamber'in yorumları deyince genel olarak sünneti mi anlıyoruz, yoksa sadece hadisleri mi?
Sünnet; kelime anlamıyla ‘‘yol, tarz ve tavır’’ demektir. Din içinde anlam ifade edecek bir terim olarak, Hazreti Muhammed'in Kuran'daki buyrukları yaşamada izlediği hayat tarzı anlamında kullanılır.
Hz. Peygamber, Kur'an'ı tebliğ görevini iki aşamada yerine getiriyor: Birincisi, aldığı vahiyleri harfi harfine duyurmak; ikincisi, bu vahiyleri insan hayatına mal etmek, yerleştirmek, onları günlük hayatında yaşayarak örneklere kavuşturmak ve sözleriyle de açıklamak.
Burada gözden uzak tutulmaması gereken bir nokta vardır: Hz. Peygamber'in fiilleri, sözlerinin ona nispetinden farklı olarak, mütevatırdı. Bu bakımdan, ‘‘Peygamberimiz böyle yapıyordu’’ beyanıyla ‘‘Peygamberimiz şöyle demişti’’ rivayeti arasında çok büyük fark vardır. Peygamberimiz böyle yapıyordu beyanı çok sayıda insanın, Allah Resulü'nün hayat tarzına tanıklığıdır. Oysa ki, Peygamberimiz şöyle demişti rivayeti, eğer mütevátır derecesine ulaşamıyorsa, orada tartışma çıkar. Böyle bir durumda da Kuran'ın hakemliğine başvurup gerisini reddeden insana fazla bir şey söyleyemeyiz.
Mütevátır hadisler, Kuran'a getirilmiş Peygamber yorumları olduğuna göre, bunların bir kısmının zaman ve mekánla kayıtlı olduğunu söyleyebiliriz. Bunların hepsi, tıpkı Kuran gibi, zaman ve mekánüstü olursa Kuran'ın hadisten bir farkı kalmaz.
Hepsi zaman ve mekánüstü olursa, Kuran'la hadis arasında fark kalmaz. Yorum yorumdur. Ancak Hz. Peygamber'in yorumları sıradan insanlarınkinden farklı olduğu için, bunların bir kısmı elbette zaman ve mekánüstüdür. Hangisi böyledir, hangisi değildir? Bunu, yapılan yorumla, yorumlanan vahyin durumlarına bakarak anlarız.