Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2001 00:00
Arkeoloji dünyası,
Beşiktaş'taki Askeri Deniz Müzesi'nde 36 sultan kayığı ile birlikte sergilenen 'kürekli kadırganın', bilinmeyen öyküsünü araştırıyor.
1885 tarihli bir fetvada tekne, ''Fatih Sultan Mehmet'in kadırgası'' olarak geçerken, 1911 yılına ait bir belgede de 4. Mehmet'e atfediliyor.
Belçikalı arkeolog Lucien Basch ise kadırgadaki ejderha figürlerinden yola çıkarak kadırganın son Bizans İmparatoru Constantin Dragazes'e ait olduğunu, ondan da Fatih Sultan Mehmet'e geçtiğini iddia ediyor.
Kadırgada inceleme yapan Teksas A & M Üniversitesi Sualtı Arkeoloji Bölümü doktora öğrencisi Erkut Arcak, inşa edilme şekli ve kürek çekme sistemlerine dayanarak, kadırganın 17. yüzyıldan daha önce inşa edilme ihtimalinin güçlü olduğunu kaydetti.
TEK ORJİNAL ÖRNEK23. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu'nda ''Sultan'ın Kadırgası'' konulu bir bildiri sunan Erkut Arcak, kadırganın, dünyadaki tek orijinal örnek olduğunu söyledi.
Osmanlı sultanlarının boğazda kısa gezintiler ve seremoni amaçlı kullandıkları kadırganın, ''Akdeniz'de yaklaşık 4-5 bin yıllık tarihi bulunan bütün kürekli gemiler içerisinde kalan son örnek'' olduğunu vurgulayan Arcak, bugüne kadar bulunan tek kadırganın, İtalya'daki Garda gölünde kazısı yapılmış olan 16. yüzyıla ait Venedik Kadırgası olduğunu ancak bu teknenin de güverte bölümüyle ilgili fazla parçası kalmadığı için bilgilerin sınırlı olduğunu anlattı.
Deniz Müzesi'nde bulunan kadırga ile ilgili bugüne kadar detaylı herhangi bir bilimsel çalışma yapılmadığını ve hatta geminin bir planıbile bulunmadığını kaydeden Arcak, teknenin eksiksiz olarak dokümantasyonunu ve çizimlerini yapmak amacıyla araştırmalara başladıklarını söyledi.
KİME AİT?Erkut Arcak, geminin hangi tarihte inşa edildiğinin tam olarak bilinemediğini, kadırganın halen Deniz Müzesi envanterinde, 17. yüzyıla tarihlendirilerek Sultan 4. Mehmet'e, atfedildiğini kaydetti. Arcak, bunun nedeninin geminin köşk kısmında yazılı bulunan bir şiirde''Sultan Mehmet'' adının geçmesi olduğunu ancak bunun Osmanlı hanedanındaki 5 Mehmet'ten hangisi olduğunun bilinmediğini söyledi.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'ndeki yaptıkları araştırmalarda birbiriyle çelişen bilgilere rastladıklarını anlatan Arcak, 1885 tarihli b fetvada geminin ''Fatih Sultan Mehmet'in kadırgası'' olarak geçtiğini, 1911 yılına ait bir belgede ise ''4. Mehmet''e ait olduğunun belirtildiğini anlattı.
Arcak, Belçikalı arkeolog Lucien Basch'ın ise geminin baş kısmına işlenmiş bulunan ejderha motiflerine dayanarak, geminin 1449-1453 yılları arasında hükümranlık süren son Bizans Kralı Constantin Dragazes'e ait olduğunu öne sürdüğünü ve geminin İstanbul'un fethi ileFatih Sultan Mehmet'e geçtiği görüşünü savunduğunu kaydetti.
MİNYATÜRDEKİ KADIRGA MI?Kadırganın 40 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğinde olduğunu ve belirten Arcak, geminin köşk bölümündeki sedef, gümüş ve kaplumbağa kabuğu üzerine yapılan işlemelerin, 16. yüzyıl Osmanlı sanatının özelliklerini taşıdığını söyledi.
Geminin geçmişini aydınlatmak amacıyla arşivlerdeki minyatürleri de araştırdıklarını belirten Arcak, bir minyatürde rastladıkları Sultan 2. Osman'ın 1622 tarihinde kullandığı kadırga resminin, Deniz Müzesi'ndeki kadırgaya çok benzediğini anlattı. Arcak, 17. yüzyılda İstanbul'a gelen Hollandalı seyyah Vitsen'in bir resminde yer alan 4. Mehmet'in annesine ait kadırganın da bu kadırga ile ciddi benzerlikler gösterdiğini kaydetti.
CERİDE-İ HAVADİS'İN İLGİNÇ HABERİ Kadırga ile ilgili olarak rastladıkları en eski belgelerden birisinin de 1861 yılına ait Ceride-i Havadis gazetesi olduğunu anlatan Arcak, haberde, ''kadırganın bakımından sorumlu olan bostancıların, kadırganın küreklerini keserek, şifa niyetine İstanbul halkına dağıttıkları''nın yazılı olduğunu söyledi.
Arcak, bu haberden halkın Fatih Sultan Mehmet'le özdeşleştirdiği kadırgayı ''efsunlu'' sayarak küreklerinin kesilip satıldığının anlaşıldığını ifade ederek, kadırganın belki de bu yüzden hiç küreği bulunmadığını belirtti.
15. YÜZYILDAKİ KADIRGALARA BENZİYORErkut Arcak, sürekli her parçası yenilenmiş olan kadırganın henüz tam olarak hangi döneme ait olduğunun tespit edilemediğini, 15, 16 ve 17. yüzyıla ait olduğuyla ilgili şüpheler bulunduğunu söyledi.
Venedik Arşivi'ndeki belgelerle karşılaştırıldığında geminin ölçüleri itibariyle 15. yüzyıldaki kadırgalara daha çok benzediğini belirten Arcak, 17. yüzyıldaki kadırgaların daha büyük olduğunun altını çizdi.
Arcak, geminin eğimli omurga tekniği ile inşa edildiğinin anlaşıldığını kaydederek, bu tekniğin de 17. yüzyıldan önce kullanıldığını hatırlattı.
Geminin kürek çekme sistemlerinin de 1550'lerden önce kullanılan sistemle yapılmış olduğunu anlatan Arcak, ''Geminin 17. yüzyıldan daha önce bir tarihte inşa edilmiş olma ihtimali oldukça yüksek'' dedi.