Güncelleme Tarihi:
Yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin 17 Aralık 2013'de yapılan operasyonda gözaltına alınan ve "Rüşvet almak" suçundan 20 Aralık 2013'de tutuklanan Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan, avukatlarının yaptığı başvuru üzerine 57 gün sonra tahliye edildi. Aslan’ın mal varlığı üstündeki tedbir de geçtiğimi günlerde kısmı olarak kaldırılmıştı.
“SUÇUN VASFI DEĞİŞEBİLİR”
Tahliye kararını veren İstanbul 19’uncu Sulh Ceza Mahkemesi yargıcı Hulusi Pur, evinde yapılan aramada ayakkabı kutusunun içinde 4,5 milyon dolar ele geçirilen Aslan’ın tahliyesine gerekçe olarak ise üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerine atılı suçun vasıf değiştirmesi ihtimali, savunması, tutuklama sonrasında dinlenen tanık beyanları ve hakkındaki suçlarla ilgili olarak delillerin büyük oranda toplanmasını gösterdi. Aslan hakkında her hangi bir adli kontrol hükmü uygulanmadı.
SÜLEYMAN ARSLAN TAHLİYE EDİLDİ
5 KİŞİYE YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI VE İMZA TEDBİRİ
Yargıç Pur, Halk Bankası eski Gelen Müdürü Aslan’ın yanı sıra aynı soruşturma kapsamında tutuklanan Abdullah Habbani, Mohammadsadegh Ratsgar Shıshehgarghaneh, Ahmet Murat Öziş, Onur Kaya, Umut Bayraktar’ın da üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, faillik durumlarının değişme ihtimali, mevcut delil durumunu dikkate alarak, tutuklu kalmalarının mağduriyetlerine sebebiyet vermemesi için tahliyesine karar verdi. Aslan için adli kontrol tedbiri uygulamayan yargıç Hulusi Pur, tahliyesine karar verdiği diğer 5 şüpheli hakkında ise yurt dışına çıkış yasağı koydu ve her Pazar evlerine en yakın karakola giderek imza atmalarına hükmetti. Şüphelilerin adli kontrol tedbirlerine uymadığı takdirde tutuklanabileceklerini hatırlattı.
ASLAN'IN AVUKATINDAN AÇIKLAMALAR
Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın avukatı Ersan Şen tahliyenin ardıdnan açıklamalarda bulundu. Şen, Süleyman Aslan'ın görüntü ve röportaj vermeden cezaevinden ayrılmasıyla ilgili 'İlk açıklamaları son derece duygusal olabilir. Farklı şeyler konuşabilirdi, onlara engel olmak istedi' dedi. İşte Süleyman Aslan'ın avukatının açıklamaları:
"Yargılama uzun sürüyor. İnsanlar kapalı cezaevlerinde kalıyor. Bunun önlendiğini, adaletten kaçma ihtimalinin olmadığını, yaklaşık 17-18 ay süren soruşturmada zaten deliller toplanmıştı. Bizim açımızdan önemli noktalar var. Biz ciddi deliller ve tanıklar dinlettik. Başta zayıf oluyorsunuz. Soruşturma gizliliğini ihlal eden bazı güçlü ortayakonulan yayınların bizi güç durumda bıraktığını belirtmek isteriz. Umarız bu son olur. Adaletin gerçekleşmesini istediğimiz yerler mahkemedir. Türkiye'de bu konuda geçmiştede de mağduriyetler yaşandı. herkes şunu düşünmesin, bir arama yapıldı, şu kadar para elde edildi, şu oldu bu oldu dayanağını dinlemek gerekir.
İstediğiniz gibi algı oluşturursunuz, o insanı o tünele sokarsınız. Hukuk öyledir, bir taraftan bakarsan öyle olur burdan bakarsan böyle olur. Kanunlar anayasalar herkese hakkını belirlemiştir. Olması gerekenin olduğunu ifade etmek istiyorum.
YURTDIŞI YASAĞIYLA MI SEBREST KALDI?
İstediğimiz zaman şartlar oluştuğunda, değişen durumda, avukatlar şüphelinin kendisi de tahliyesini talep edebilir. Tutuksuz yargılanmak haktır. Dava açılırsa ne kadar süreceğini biliyor musunuz? aylarca sürebilir. ama bu o insanın, iddia edenin o insanı suçlu ispat etmesi gerektiği bu sistemde, insanların tutuksuz yargılanması gerekir.
"ADALETTEN KAÇMA İMKANI YOK"
Bunların hiçbirisi sürpriz değildir. insanlar görmek istedikleri gibi görmek için sonuç beklemesin. Biz geçmişte bu hatalar yapıldı, bunlar yapılmaya devam edilsin, istedikleri gibi suçlu suçsuz göstersinler bunlar doğru anlayış değildir. Adaletten kaçma ve delil karartma imkanı yok. Suçun vasfının değişme ihtimalinin de dikkate alındığını görmekteyiz.
NEDEN AÇIKLAMA YAPMADI?
Eşi de oradaydı çok mutlu oldu. Aksi yönde tepki içi aklından zoru olması lazım. Türkiye'de kapalı cezaevlerinde kalıyorsunuz. Siz iki ay içeride tutuklu kalırsanız, ilk açıklamaları son derece duygusal olabilir. Farklı şeyler konuşabilirdi, onlara engel olmak istedi. Bu açıdan da görüntü vermek istememesi doğaldır.
YARGISIZ İNFAZ YAPILDIĞINI SÖYLEDİK
Soruşturma savcısının değişikliğiyle ilgili de konuşamıyorum yürüyen soruşturma olduğu için. Ama biz yargısız infazlar yapıldığını söyledik. Sayın Süleyman Aslan'a bunun yapıldığını söyledik.
KAÇMA İHTİMALİ TAHLİYEYİ ENGELLEDİ
Yargıç Pur, Rıza Sarraf, Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan’ın tahliye talebi ise üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durum, delillerine tam olarak toplanmamış olması ve kaçma ihtimallerinin nazara alınarak tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
BAKAN ÇOCUKLARI TUTUKLU
Mahkeme, eski bakan çocukları Kaan Çağlayan ve Barış Güler ile işadamı Reza Zarrab’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
ZARRAB AVUKATIYLA GÖRÜŞTÜ
Metris Cezaevi'ne 13.00 sıralarında gelen avukat Şeyda Yıldırım, 17 Aralık operasyonu kapsamında tutuklanan Rıza Sarraf ile yaklaşık 1 saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Yıldırım ve beraberindekiler, cezaevinden açıklama yapmadan ayrıldı.
Süleyman Aslan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Aslan’ın evinde yapılan aramada ayakkabı kutularına konulmuş 4,5 milyon dolar ele geçirilmişti.
ASLAN CEZAEVİNDEYKEN KUTULARDAKİ PARALAR 711 BİN LİRA PRİM YAPTI
SUÇLAMAYI KABUL ETMEMİŞTİ
17 Aralık’ta 3 ayrı soruşturmayla ilgili düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alınan Aslan tutuklanma talebi ile sevk edildiği İstanbul 25 Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesinde suçlamaları kabul etmemişti. Aslan ifadesinde şunları söylemişti:
“O PARAYLA İMAM HATİP VE ÜNİVERSİTE YAPILACAK” DEMİŞTİ
“Rıza Sarraf’ta hayırsever bir kişiliği olduğunu ve hayırlara vesile olmak istediğini söyleyince o anda aklıma mezun olduğum Çorum Osmancık İmam Hatip Lisesi geldi. İhtiyaçları ona aktarınca masrafları ödemeye hazırım dedi. Ancak teknik nedenlerle projeye başlayamadığımız için söz konusu hayır amaçlı olarak verilen paraları kendi nezdimde tuttum. Hatta Milletvekilimiz C. B. ’ya yanında bulunan bir misafiri de varken durumu bildirdim. 7 milyon TL’nin hayır amaçlı biriktiğini ve hazır olduğunu söyledim.
Bir de bunun yanında Makedonya’da bir üniversite yapma söz konusudur. Uluslar arası Balkan Üniversitesi isimli üniversitedir. Bu üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olan H. B. isimli İstanbul Milletvekilimiz “Türkiye’de bağış var. Makedonya’ya iletmekte zorluk çekiyoruz” deyip benden yardım istediler. Ayrıca oğlu olan C. B. vasıtasıyla 1 milyon 950 bin Euro’yu fiziki olarak bana getirip teslim ettiler. Bunun ilk 450 bin Eurosu’nu göndermekte zorlandık. Çünkü Makedonya yerel hukuku bağış kabulünde çok zorluk çıkartıyor. Para girişinde zorluk çıkartıyor. Bu süreç içerisinde bu para da bende evde kaldı. Çünkü bankaya herhangi bir kasaya koyduğumuz zaman kimin adına ve niçin konulması gerektiğini tutanakla belirtmemiz lazım. Bu paralarda evde duruyordu. Söz konusu teslimatın ancak 950 bin Euro’sunu zar zor gönderebildik. Dolayısıyla 1 milyon Euro evde bulunduğundan dolayı soruşturmaya konu edildi. El konuldu. Ayrıca yine bu üniversite için Rıza Sarraf isimli işadamı hayır yapmak istediğini söyledi. 500 bin Euro’yu kendi imkanlarıyla oraya gönderdi. Geri kalanını göndermekte zorlandığı için getirip benden yardım istedi . Bana teslim etti. Bu paraların Makedonya’ya neden gidemediğine ilişkin tüm yazışmalar ve değerlendirmeler bankadaki kayıtlarda mevcuttur Şu anda el konulan paranın 2 milyon Euro’su Balkan Üniversitesi için verilen paradır. Geri kalan para da İmam Hatip lisesi için ayırdığımız paradır. Sadece el konulan folyo vardır. Onun içinde de 20 bin küsür Euro vardır. Bu para benim kendi şahsıma ait olup yurtdışı görevlerimden harcırahlardan biriktirdiğim paradır. Bunların belgesini sunduk. Dosyada mevcuttur.