Güncelleme Tarihi:
Mahkeme hakimi, sanıklar Saffet Altındağ, Kamil Celal Yıldırım ve Ergun Ata’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdinde görev yapan kamu görevlileri oldukları, çalışma planının ise İstaç görevlisi tarafından hazırlandığı ve bu planın sanıklara gönderildiği veya resmi olarak tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığından, İBB Başkanlığı’na yazı yazılarak sanıkların, suç tarihi itibariyle hangi görevde bulundukları hususunun bildirilmesine karar verdi.
Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 6’ıncı celsesine, tutuksuz sanıklar Saffet Altındağ, Kamil Celal Yıldırım, Ergun Ata, Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan ve babası Berdan Dere ile taraf avukatları katıldı.
SANIK AVUKATI, YENİ BİLİRKİŞİ RAPORU İSTEDİ
Bazı sanık avukatları, duruşma sırasında gerekli imkanların sağlanarak video kaydı izletmek istedikleri, bu kayıt içeriğinde, cep telefonuna bakarak yürüyen şahısların dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandıkları hususunun ispat edileceği talebinde bulunurken, mahkeme hakimi, olayın görüntü kayıtlarının dosyada bulunduğu ve başka olaylara ilişkin görüntülerin yargılamanın esasına katkı sağlamayacağı anlaşıldığından bu talebin reddine karar verdi. Sanık avukatlarından Rıza Saka, bilirkişi raporunun karar vermek için yeterli olmadığını söyleyerek, “Müteveffanın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu kanaatindeyiz. Ancak bu yönde bilirkişi raporunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Müteveffa, yaya girişine kapatılan alana gece vakti girmiş, telefonla ilgilenmiştir. Kazada kusurlu olduğu sabittir. Cep telefonuyla meşgul olmanın kazaların sebeplerinden biri olduğu ortadadır. Yeniden bilirkişi raporu düzenlenmesini talep ediyoruz” dedi.
“RİSK VE TEHLİKE DEĞERLENDİRMESİ YAPILMAMIŞTIR”
Duruşmada söz alan müşteki avukatı Murat Özveri de, “Olayın olduğu yer yayalara özgü bir alandır. Müteveffanın telefonla ilgilenmesi, müzik dinlemesi normal bir davranıştır. Kamusal bir alandır ve kamu tarafından orada bir risk olmadığı güvence altına alınmıştır. Yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması hususu detaylara yönelik ve yargılamanın esasına katkı sağlamayacak niteliktedir. Görüntü kayıtlarında da görülmüş olduğu üzere olay yerinde güvenlik tedbiri alınmamış, herhangi bir bariyer kurulmamıştır. Risk ve tehlike değerlendirmesi yapılmamıştır. Keza görüntülerde dahi birçok kişinin olay yerinden geçtiği görülmektedir. Olaydan kısa bir süre önce de iki kişi dereye düşmüş, bir kişi de ezilme tehlikesi geçirmiştir. Gerekli eğitim verilmiş olsaydı, çalışmaların o anda durdurulmuş olması gerekirdi. Ayrıca İBB yetkilisi sanıkların beyanlarını kabul etmiyoruz. Sözleşmede, kontrolör heyeti olarak bulunmaktadırlar. Kontrol etmeleri gereken ilk husus, çalışma sahasının güvenliğidir. Mevcut bilirkişi raporları değerlendirilerek karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme hakimi, sanıklar Saffet Altındağ, Kamil Celal Yıldırım ve Ergun Ata’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı nezdinde görev yapan kamu görevlileri oldukları, çalışma planının ise İstaç görevlisi tarafından hazırlandığı, bu planın sanıklara gönderildiği veya resmi olarak tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmadığı anlaşıldığından, İBB Başkanlığı’na yazı yazılarak sanıkların, suç tarihi olan 12 Mayıs 2016 tarihi itibariyle hangi görevde bulundukları hususunun bildirilmesine, 8 Şubat 2016 tarihli İstanbul genelinde kıyıların ve denizlerin temizlenmesi hizmet alanına ait sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği anlaşılan Kurbağalıdere ıslah çalışması kapsamında sanıklar Kamil Celal Yıldırım ve Ergun Ata’nın saha sorumlusu, Saffet Altındağ’ın ise koordinatör olarak görevlendirildiğine ilişkin resmi bir görevlendirme yazısı bulunup bulunmadığı, bu yazı mevcut ise usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, böyle bir görevlendirme mevcut değil ise sanıkların Kurbağalıdere ıslah çalışması kapsamında başka herhangi bir hususla ilgili görevlendirmelerinin bulunup bulunmadığının bildirilmesi ile buna ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenmesine, ayrıca yeni bir bilirkişi raporu aldırılması yönündeki taleplerin, eksik hususların ikmali sonrasında değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü 3.’ncü sınıf öğrencisi Şule İdil Dere, 12 Mayıs 2016’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda yürürken, manevra yapan İBB’nin hafriyat kamyonunun altında kalarak can verdi. Kamyonu kullanan şoför Mümin Kılıç, kaza sonrası serbest bırakıldı. Soruşturma aşamasında aldırılan bilirkişi raporunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştiraki İSTAÇ A.Ş. ‘müteselsilen kusurlu’ (birlikte kusurlu), İki kurumun yetkilileri ve şoför Mümin Kılıç ‘asli kusurlu’, Şule İdil Dere ise ‘kusursuz’ bulundu. Şule’nin ölümüyle ilgili soruşturma 1,5 yıl sonra sonuçlandı. Savcılık, İSTAÇ A.Ş. Asya Yakası Kıyı Temizlik Şefi Teyfur Bingöl, İSTAÇ İş Güvenliği Uzmanı Zafer Karasaçlı, İBB’nin kontrol elemanı Ergun Ata, Harita Mühendisi Kamil Celal Yıldırım, İSTAÇ A.Ş. Deniz Hizmetleri Müdürü İbrahim Ruhi Kelleci, İBB Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ’ın yanı sıra, kamyonu kullanan sürücü Mümin Kılıç hakkında, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle 57. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açtı.