Suların çekilme nedeni küresel ısınma’
Güncelleme Tarihi:
Burak GEZEN- Ersan KÜÇÜKKURU/ ÇANAKKALE, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2006 11:50
ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Astrofizik Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Osman Demircan, deniz suyunun çekilmesinin temel nedenini küresel ısınma olarak açıkladı.
Prof.Dr. Demircan önlem alınmadığı taktirde çevre sorunları nedeniyle insanoğlunun dünya üzerinde yaşayamaz hale geleceğini söyledi.
Astrofizikçi Prof.Dr. Osman Demircan, son günlerde vatandaşların şaşkınlıkla izlediği Çanakkale Boğazı'nda deniz suyunun çekilmesi olayıyla ilgili açıklama yaptı. Deniz suyunun çekilmesinin küresel ısınmadan kaynaklandığını savunan Prof.Dr. Demircan, “Suların çekilmesiyle ilgili üç beş yıl önce dikkatimizi çeken bir şey yoktu. Yıldan yıla daha fazla dikkat çekici hale geldi. Önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Bunun temel nedeni küresel ısınma. Küresel ısınmanın nedeni de atmosferdeki enerji fazlalığı. Atmosferde giderek daha fazla enerji birikiyor. Bu güneş enerjisi” dedi.
Biriken enerjinin atmosferin dinamiğini arttırdığını, bütün meteorolojik olayların da bu enerjiyle sağlandığını kaydeden Prof.Dr. Demircan, “Enerji fazlalığı olunca atmosferdeki yağmur, dolu, kar yağışları ile rüzgarlar şiddetleniyor. Basınç değişimleri artıyor. Örneğin bugünlerde atmosfer basıncında bu bölgelerde fazlalık olduğu için sularda çekilme meydana geliyor. Suların çekilmesinin nedeni atmosfer basıncındaki değişiklik. Suların seviye değişimindeki faktörler çok fazla. Bunların arasında gel git olayı da var” diye konuştu.
MARS'TA DA SULAR ÇEKİLMİŞ
Astrofizikçi Prof. Dr. Osman Demircan, su çekilmesi olayının sadece dünyada yaşanmadığını ifade etti. Bugünlerde Mars'taki çevre sorunlarının sonuçlarının incelendiğini anlatan Prof.Dr. Demircan, “Orada bir dönem nehirler varmış, sular akıyormuş. Daha fazla neler olduğunu bilmiyoruz. Bugün sular çekilmiş. Sular toprağın altında. Burada da Çanakkale bölgesinde sular çekiliyor. Dünya üzerinde bu tür çevre sorunları nedeniyle çok şey değişirse insanoğlu yeryüzünde yaşayamaz hale gelir. Yaşam koşulları zorlaşır. Sıcaklar, soğuklar artar. Atmosferin kompozisyonu değişecek, rüzgarların şiddeti artacak, basınç artacak. Denizlerde gel git olayları şiddetlenecek. Bunun sonucunda öyle bir dönem gelecek ki insanlar belki belli bölgelerde toplanacak. Belki de insanoğlu, bir zaman sonra dünyayı terk etmek zorunda kalacak” dedi.
Astrofizik Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Osman Demircan, Çanakkale Boğazı'nda deniz suyunun çekilmesinin depremle bağdaştırılamayacağını da vurguladı. Suyun bir yere gitmediğini, başka bir yerde biriktiğini kaydeden Prof.Dr. Demircan, “Bu olay farklı bölgelerde dönüşümlü olarak yaşanıyor. Ama bu olayın depremlerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmuyor” diye konuştu.
SEBEP ÇEVRESEL FÖKTÖRLER
Yaşananların çevresel faktörlerden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Demircan, şunları söyledi:
“Temel neden atmosfer kompozisyonuna insan eliyle müdahale edilmesi. Atmosferde karbondioksit ve uçucu gazların oranları değiştiriliyor. Fosil yakıtlarla, öncelikle karbondioksit fazlalaşıyor. Atmosferde daha fazla enerji birikiyor.
Fosil yakıtların bir an önce terk edilmesi gerekiyor. Benzin ve kömür gibi yakıtların kullanımı azaltılmalı. Çünkü yüzde 95 oranında karbon içeriyor. O karbon oksijen ile birleşerek yanma sırasında karbondioksiti oluşturuyor. O da enerji soğurumunu gerektiriyor. Çevre sorunlarıyla ilgili üniversite olarak biz Çevre Soruları Araştırma Merkezi'ni daha aktif hale getiriyoruz. Bu bağlamda kurslar, bilgilendirme toplantıları yapacağız ve bu tür olayları daha bilinir hale getirmek için çaba harcayacağız.”
Astrofizikçi Prof.Dr. Osman Demircan, son günlerde vatandaşların şaşkınlıkla izlediği Çanakkale Boğazı'nda deniz suyunun çekilmesi olayıyla ilgili açıklama yaptı. Deniz suyunun çekilmesinin küresel ısınmadan kaynaklandığını savunan Prof.Dr. Demircan, “Suların çekilmesiyle ilgili üç beş yıl önce dikkatimizi çeken bir şey yoktu. Yıldan yıla daha fazla dikkat çekici hale geldi. Önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Bunun temel nedeni küresel ısınma. Küresel ısınmanın nedeni de atmosferdeki enerji fazlalığı. Atmosferde giderek daha fazla enerji birikiyor. Bu güneş enerjisi” dedi.
Biriken enerjinin atmosferin dinamiğini arttırdığını, bütün meteorolojik olayların da bu enerjiyle sağlandığını kaydeden Prof.Dr. Demircan, “Enerji fazlalığı olunca atmosferdeki yağmur, dolu, kar yağışları ile rüzgarlar şiddetleniyor. Basınç değişimleri artıyor. Örneğin bugünlerde atmosfer basıncında bu bölgelerde fazlalık olduğu için sularda çekilme meydana geliyor. Suların çekilmesinin nedeni atmosfer basıncındaki değişiklik. Suların seviye değişimindeki faktörler çok fazla. Bunların arasında gel git olayı da var” diye konuştu.
MARS'TA DA SULAR ÇEKİLMİŞ
Astrofizikçi Prof. Dr. Osman Demircan, su çekilmesi olayının sadece dünyada yaşanmadığını ifade etti. Bugünlerde Mars'taki çevre sorunlarının sonuçlarının incelendiğini anlatan Prof.Dr. Demircan, “Orada bir dönem nehirler varmış, sular akıyormuş. Daha fazla neler olduğunu bilmiyoruz. Bugün sular çekilmiş. Sular toprağın altında. Burada da Çanakkale bölgesinde sular çekiliyor. Dünya üzerinde bu tür çevre sorunları nedeniyle çok şey değişirse insanoğlu yeryüzünde yaşayamaz hale gelir. Yaşam koşulları zorlaşır. Sıcaklar, soğuklar artar. Atmosferin kompozisyonu değişecek, rüzgarların şiddeti artacak, basınç artacak. Denizlerde gel git olayları şiddetlenecek. Bunun sonucunda öyle bir dönem gelecek ki insanlar belki belli bölgelerde toplanacak. Belki de insanoğlu, bir zaman sonra dünyayı terk etmek zorunda kalacak” dedi.
Astrofizik Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Osman Demircan, Çanakkale Boğazı'nda deniz suyunun çekilmesinin depremle bağdaştırılamayacağını da vurguladı. Suyun bir yere gitmediğini, başka bir yerde biriktiğini kaydeden Prof.Dr. Demircan, “Bu olay farklı bölgelerde dönüşümlü olarak yaşanıyor. Ama bu olayın depremlerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmuyor” diye konuştu.
SEBEP ÇEVRESEL FÖKTÖRLER
Yaşananların çevresel faktörlerden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Demircan, şunları söyledi:
“Temel neden atmosfer kompozisyonuna insan eliyle müdahale edilmesi. Atmosferde karbondioksit ve uçucu gazların oranları değiştiriliyor. Fosil yakıtlarla, öncelikle karbondioksit fazlalaşıyor. Atmosferde daha fazla enerji birikiyor.
Fosil yakıtların bir an önce terk edilmesi gerekiyor. Benzin ve kömür gibi yakıtların kullanımı azaltılmalı. Çünkü yüzde 95 oranında karbon içeriyor. O karbon oksijen ile birleşerek yanma sırasında karbondioksiti oluşturuyor. O da enerji soğurumunu gerektiriyor. Çevre sorunlarıyla ilgili üniversite olarak biz Çevre Soruları Araştırma Merkezi'ni daha aktif hale getiriyoruz. Bu bağlamda kurslar, bilgilendirme toplantıları yapacağız ve bu tür olayları daha bilinir hale getirmek için çaba harcayacağız.”