Güncelleme Tarihi:
Hürriyet'e değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Haluk Eraksoy: "Ağızdan bulaşan mikroplar açısından çok ciddi bir tehlike oluştu. Deprem nedeniyle bölgedeki kanalizasyon yapısı muhtemelen hasar görmüştü. Şimdi kanalizasyon neredeyse yeryüzünde akıyor ve sel suları muhtemelen dışkı gibi insan çıkartılarının başıboş şekilde sürüklenmesine neden oldu."
"SEL SULARINDA İNSAN DIŞKISI VAR DİKKAT EDİLMELİ"
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Eraksoy: Deprem bölgesinde zaten şu anda insanlar uygun olmayan koşullarda yaşamaya çalışıyor. Tuvalet, duş olanakları yeterli diyemiyoruz. Sel bunu daha da kötü hale getirildi. Ağızdan bulaşabilen mikropların vücuda girmesi açısından daha ciddi bir tehlike oluştu. Çünkü sel suları muhtemelen dışkı gibi insan çıkartılarının başıboş şekilde sürüklenmesine neden oldu. Kanalizasyon alt yapısı zaten deprem nedeniyle muhtemelen zarar görmüştü şimdi kanalizasyon neredeyse yeryüzünde akıyor. Bu tabii çadırlara, konteynerlara giriyor, insanlar buna maruz kalıyor, dokunuyor. Bazıları sele kapıldı. Biz zaten enfeksiyon hastalıkları olarak uyarıda bulunuyorduk deprem bölgesinde ne gibi hastalıkların olabileceğine dair. Bu bölgeler çok hassas bölgeler haline geldi enfeksiyon hastalıkları açısından. Özellikle de fekal oral yolla bulaşan enfeksiyonlar deriz yani dışkı ağız yoluyla bulaşan hastalıklardır. Şu an her türlü bakteri mikrop çevreye yayılabilir. Koli basili, tifo, dizanteri bakterisi ve Hepatit A virüsü dışkı ile taşınarak bulaşabilir. Bunun sonucunda da patlama şeklinde salgın başlayabilir.
"KEMİRGENLERİN İDRARI İLE BULAŞAN HASTALIKLAR DAHİ OLABİLİR"
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış: İlk etapta yaralanmalara bağlı cilt ve doku enfeksiyonları gelişebilir. Yaralanmalarda öncelikle bölgenin selle teması olmamış temiz su, mümkünse kapalı su ile yıkanması gerekir. Eğer aşısı yoksa tetanoz aşısı yapılmalı, yaranın büyüklüğü ve derinliği fazla, su ile teması çoksa sağlık ekiplerine başvurmalıdır. Sele bağlı enfeksiyonlar en çok solunum sistemi ve sindirim sistemine bağlı olarak gelişir. Selde su yutan, ciğerlerine su kaçırma ihtimali olan kişilerin aspirasyon pnömonisi yani yuttuklarına bağlı zatürre gelişmesi acısından takip edilmesi gerekir. Bağırsak bakterisi koli basiliye bağlı enfeksiyonlar dışında, dışkı yoluyla bulaşan Hepatit A, rotavirüs, tifo, enfekte kemirgenlerin idrarı ile bulaşabilen leptospira, ayrıca parazitlere bağlı enfeksiyonların görülme riski artar. En korkulan ishal etkeni ise koleradır. İshal şikayeti olan kişiler mutlaka sağlık ekiplerine ulaşmalı. Sivrisinekler ile bulaşan hastalıklar da artma riski mevcut. Örneğin sıtma. Eller temiz su ile yıkanmadan göz ellenmemeli, selde kaldıysa hemen ellerle beraber yüz ve temas olduysa temiz su ile gözler yıkanmalı. Kimyasallar da sel suyuna karışmış olabilir.
NELER YAPMALI?
- Ambalajlı su olsa dahi sel suyuna temas etmiş suları tüketmeyin.
- Selden etkilenen bölgelerdeki evlerde ya da çadır konteynerda kalanlar açıkta kalmış, nemli hiçbir yiyeceği tüketmemeli.
- Alan temizliği yaparken mümkünse eldiven kullanmalı, sel suyu değmiş bir eşyaya dokunmamalı.
- Bölgede suların güvenliği için klor tabletleri kullanılıyor. El yıkanacak, diş fırçalanacak, duş alınacak suların mutlaka sel suyu ile temas etmemiş ve klor tabletleri kullanılmış sular olmasına dikkat etmek gerekiyor. Sel sularının karıştığı en ufak şüphenin olduğu sular kullanılmamalı.
- Kimse sel sularına temas etmemeli, ettiyse hemen ellerini yıkamalı, ağzına götürmemeli.