Güncelleme Tarihi:
Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 1991 yılında Kızılırmak üzerine Derbent Barajı'nın kurulmasıyla Bafra ilçesi Boğazkaya Mahallesi’ndeki 200 civarındaki ev sular altında kaldı. Eski yerleşim alanından su üstünde kalan tek şey, caminin minaresi ve asırlık çınarın dalları oldu. Barajın yapıldığı ilk yıllarda köylüler, batık caminin minaresine kablo uzatıp hoparlör takarak ezan okumuşlardı. Daha sonra yeni caminin yapılmasıyla ezan yeni camiden okunmaya başlandı. Eskiden canlı ve diğer köylerin merkezi konumunda bulunan mahalle camisinin yanında bir de çınar ağacı bulunuyordu. Mahalle sakinlerinin 750 yıllık olduğunu söyledikleri çınar ağacı da baraj suları altında kaldı. Suyun yüzeyindeki çınar ağacının dallarını bir kişi odun yapmak için kesti. Su altında kalmasına ve dallarının kesilmesine rağmen çürümeyen su yüzeyinde kalan çınarın dalları hala kuşlara konaklama imkanı sağlıyor.
"HATIRALARIMIZ SUYA GÖMÜLDÜ, MİNAREYE BAKINCA HATIRALARIMIZ CANLANIYOR"
Su altında kalmadan Boğazkaya Mahallesi Camisi’ndeki camide imamlık yapan Mehmet Kocabaş, "Boğazkayalıyım. 1973 yılında buraya imam olarak atandım. 1980’e kadar burada görev yaptım. Daha sonra başka yerlerde imamlık yaptım. Camimiz 1936 yılında yapılmıştı. Burası çok eski bir yerleşim yeri. Baraj yapıldıktan sonra köyümüz iki üç mahalleye bölündü. Her mahallede bir cami var. Su altında kalan camimiz 400 kişilikti. Yanında Kur’an kursu vardı. Bütün hatıralarımız suya gömülmüş olduğundan mahzunluk yaşadık, üzüldük. Fakat şimdi buradan minareye bakınca hatıralarımız tazeleniyor. Caminin yanında bir de çınar ağacı vardı. Çınar ağacının dalları duruyordu. Bir kişi odun amaçlı gitmiş dalları suyun yüzeyinden kesmiş. Ama dalların yine belli kısımları su yüzeyinde duruyor. Martılar, kuşlar o dallara konuyor. Onu da o şekilde görünce üzülüyoruz. Keşke o ağacı da kurtarabilseydik" dedi.
Su altında kalmadan mahallelerinin çok büyük olduğunu söyleyen mahalle bakkalı Efrahim Orta,"Eskiden namazlarımızı orada kılardık. Şimdi minareye bakınca insan ister istemez üzülüyoruz. Burada anılarımız var. İnsan rüya görse bile eski köyünde görüyor. Bir de çınar ağacı vardı. Su azaldı mı dalları görülüyor" diye konuştu.