OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 16, 2002 00:00
Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, ‘‘Siyasette müşteri ile malı, satıcı ile alıcıyı pek çözemedim ve baÅŸarılı olamadım’’ dedi. Boyner, siyasetten iÅŸine döndüğünde, 9. CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel'in ‘‘Allahım şükürler olsun beni yeni bir siyaset gününe uyandırdın’’ duasını perakende iÅŸi için ettiÄŸini açıkladı.PERAKENDE Günleri'02'nin açılışında konuÅŸan Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, geçmiÅŸindeki baÅŸarısız siyaset tecrübesi hakkında 9'uncu CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel'in de kulaklarını çınlatan bir özeleÅŸtiri yaptı.Soysal Danışmanlık tarafından düzenlenen ve Hürriyet'in de sponsorları arasında yer aldığı Perakende Günleri'02'de Paco Underhill, Leatrici Eiseman gibi uluslararası gurulardan önce konuÅŸan Boyner, konuÅŸmasına, ‘‘Bugüne kadar yaptığım iÅŸlere bakınca kendime en yakışan ünvanın müşteriyle ilgili olması gerektiÄŸini düşünüyorum. Bu yüzden de kendime ‘müştericiyim' diyorum. Ancak sizler ÅŸimdi ‘siyasete girdin kaç oy aldın ki müşteriyi bilesin' diyebilirsiniz. Evet kabul ediyorum, siyasette baÅŸarılı olamadım, bu alanda müşteri ile malı, satıcı ile alıcıyı pek çözemedim. Ancak alışveriÅŸ sektöründe birçok iÅŸ baÅŸardığımıza inanıyorum’’ diye baÅŸladı. Boyner, perakende sektöründeki tecrübelerine ve global anlamda son geliÅŸmelere deÄŸindikten sonra siyaset konusuna konuÅŸmasının sonunda tekrar dündü ve ÅŸu anda yaptığı iÅŸten ne kadar memnun olduÄŸunu da 9'uncu CumhurbaÅŸkanı Süleyman Demirel ile yaÅŸadığı bir diyalogla vurguladı. Boyner şöyle konuÅŸtu:‘‘Ben YDH Genel BaÅŸkanıyken, dönemin CumhurbaÅŸkanı parti liderlerini haftada bir kez kabul ederdi. DoÄŸal olarak ben de gittim. Genellikle 45 dakika süren görüşmeler için yarım saat önceden gidilir ve sıranın gelmesi beklenirdi. Bana sıra akÅŸam 19.00'da geldi. Gün boyu ve beklerken yorulmuÅŸtum, ‘ne konuÅŸacağım ÅŸimdi Cumhurbakanı ile' diye biraz bezgin ÅŸekilde CumhurbaÅŸkanı'nın karşısına çıktım. Odaya girer girmez CumhurbaÅŸkanı'nın inanılmaz dinamik, enerjik, mutlu ve hareketli olduÄŸunu gördüm ve içimden geçeni ona sordum ‘Sayın CumhurbaÅŸkanım nasıl oluyor da siz bu kadar neÅŸeli, ve enerjik olabiliyorsunuz. Hiç yorulmuyor musunuz' dedim. Koluma girdi ve beni Ankara'yı bütünüyle gören büyük pencerenin önüne getirdi. Perdeyi açtı ve dedi ki, ‘Bak Cem, ben her sabah yatağımdan kalkınca bu pencerenin önüne geliyorum, şöyle Ankara'ya bir bakıyorum ve kendi kendime ‘Allahım sana şükürler olsun ki beni yine yeni bir siyaset gününe uyandırdın' diyorum. Bunu duyunca o enerjinin nedenini anladım.’’Cem Boyner, kendisinin de böyle içten duayı siyaseti bırakınca yaptığını söyledi. Boyner, ‘‘Ben de siyaseti bırakıp tekrar iÅŸimin başına geçince ‘yarabbim sana şükürler olsun beni yeni bir perakende gününe uyandırdığın için' diye dua ettim’’ diye konuÅŸtu.KRÄ°Z MÜŞTERÄ°YÄ° DEĞİŞTÄ°RDÄ°Cem Boyner, maÄŸazacılıkta ve müşteri tipinde krizle birlikte önemli deÄŸiÅŸiklikler olduÄŸunu söyledi. Boyner, ‘‘Bugün artık maldan deÄŸil müşteriden anlamak daha önemli. DoÄŸru müşteriyi maÄŸazanın içine sokabiliyor musunuz o önemli. Biz artık doÄŸru müşteriyi istiyoruz, kalabalık peÅŸinde deÄŸiliz’’ dedi. Boyner, Beymen'de müşterinin yüzde 3.5'inin toplam cironun yüzde 43.5'ini yaptırdığını belirterek şöyle konuÅŸtu: ‘‘Bu durumda ilk 1150 müşteri toplam cironun üzde 21'ini yaptırıyor. Yani bunlardan iki tanesini kaybetseniz haftalık aylık kaderiniz deÄŸiÅŸiyor. Müşteri hergün yeni ÅŸeyler görüyor ve sorguluyor. Tek marka ya da tek amaÄŸazadan almak da istemiyor. Bütün bunları düşününce önümüzdeki dönemde maÄŸazalarda büyük konsept çok önem kazanıyor.’’Beymen'in asansörü neden 8'inci kata çıkmıyorduCEM Boyner, ÅŸirketlerin, firmaların kuralları ve iÅŸ biçimlerini sürekli sorgulaması gerektiÄŸini belirterek Beymen'de yaÅŸadığı bir örneÄŸi anlattı. Boyner, ‘‘Yıllar önce Beymen'in asansörü 8'inci kata 3-4 ay kadar çıkmadı. Ben de dahil 8'inci katta iÅŸi olanlar, 7'inci katta indik ve bir katı yürüyerek çıktık. Sonra bir gün sordum ‘bu asansör neden 8'e çıkmıyor' diye. Cevap çok ilginç bir ÅŸey öğretti. Dediler ki ‘siz talimat vermiÅŸsiniz asansör 8'e çıkmasın' demiÅŸsiniz. AraÅŸtırdık ve olayın şöyle geliÅŸtiÄŸi anlaşıldı. 1986'da bir gün 8'inci katta çok sert tartışmaların yaÅŸandığı bir toplantı yapmıştık. O toplantı sorasında sesler çok yükselince bizim sekreter sadece o an için ‘asansörü 8'e göndermeyin, burada sert tartışmalar oluyor, müşteri duymasın' demiÅŸ. Olay bundan ibaret. 3-4 ay asansör 8'e çıkmadı.’’Yöneticinin lastik ayakkabı giyeni iyidirPERAKENDE Günleri'nde katılımcılara ÅŸov yapan müşteri davranışları gurusu Paco Underhill, ‘‘Etkin satış yapmak istiyorsanız, maÄŸaza müdürünüz lastik ayakkabılı olsun ve müşteriyi tüm yönleri ile tanımak için 24 saat çalışsın’’ dedi. 21'inci yüzyılda müşteri davranışlarının geçtiÄŸimiz yüzyıla göre farklılıklar gösterdiÄŸini vurgulayan Underhill şöyle devam etti: ‘‘BulunduÄŸumuz yüzyılda, müşteriler yaÅŸlandı. Åžimdi geliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki alıcılar geçtiÄŸimiz yüzyıla göre daha yaÅŸlı. Bu yaÅŸlı müşterilerin parası var. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde servetin yüzde 60'ını yaÅŸlılar kontrol ediyor. Ayrıca müşteri daha akıllı. Kendisine sunulanla yetinmiyor. Kaliteli, ucuz ve kendi zevkine uygun olanı arıyor. Oysa 50 yaÅŸ üstü için moda tasarımı yapan, ya da ürünlerinde 50 yaÅŸ üstünü hedefleyen ÅŸirket sayısı çok az. Müşteriler ihtiyaç dışı harcama yapmaktan yakınıyorlar. Hedefledikleri ürünlere ulaÅŸamıyorlar. MaÄŸazaların içinde çok zaman kaybediyorlar. Kadın ve erkeÄŸin rolleri deÄŸiÅŸiyor. Pusetleri artık babalar gezdiriyor. Kadınların iÅŸ yaÅŸamında etkinliÄŸi artıyor ve her biri birer paralı müşteri haline geliyor.’’Underhill 20'inci yüzyılda maÄŸaza tasarımlarının erkekler tarafından erkek dünyasına göre yapıldığını 21'inci yüzyılda tasarım yaparken kadınların düşünülmesi gerektiÄŸini söyledi. Görüntüler eÅŸliÄŸinde maÄŸazalardaki rafların kadın boyuna göre yüksekliÄŸini, koridorların darlığını, ürün sergilemenin karmaÅŸasını gösteren Underhill, ‘‘EÄŸer kadınların müşteriniz olmasını istiyorsanız raflar kısa, koridorlar geniÅŸ, maÄŸaza içi tasarım anlaşılır olmalıdır’’ dedi. Özellikle koridorların dizaynında dikkatli olunması gerektiÄŸini vurgulayan Underhill, ‘‘Kadınlar dokunulmaktan ve sürtünmekten hoÅŸlanmazlar. AlışveriÅŸ yaparken onları engelleyecek tarzda dar koridorlar tasarlamayın’’ diye konuÅŸtu. Underhill soyunma odaları ve tuvaletlerin de kadınlara ve çocuklara göre dizayn edilmesi gerektiÄŸini söyledi.Türkiye'deki perakende sektörüne iliÅŸkin gözlemlerini de aktaran Underhill, ‘‘Paketlemeyi iyi servisi eksik yapıyorsunuz’’ dedi. BaÄŸdat Caddesi'ndeki vitrinlerin yürüme yolundan uzak olduÄŸunu Kapalıçarşı'da ise aradığını bulmanın zor olduÄŸunu belirten Underhill, ‘‘Ancak, Türkiye'den aldığım havyarı çok iyi paketliyorlar. Havyar 48 saat bozulmadan dayanıyor’’ dedi.Elektronik zincirimiz de gelecekMETRO AG BaÅŸkan Vekili Karl Josef Baum, Türkiye'nin genç nüfus yapısı ile Almanya ve Avrupa'daki tüketici yapısından çok farklı olduÄŸunu söyledi. Baum, Metro'nun Türkiye'de önemli yatırımları olduÄŸunu elektronik maÄŸazacılığı alanında da Türkiye'ye gelmeyi gündemlerine aldıklarını anlattı. Baum, ‘‘Elektronik maÄŸazacılığı alanında Avrupa'nın pazar lideriyiz. Türkiye'ye gelecek miyiz diye düşünmeye baÅŸladık. Avrupa'da 20-25 yıl boyunca elektronik pazarı yaratmak istedik. Siz bunu 1-2 sene içinde yapabilirsiniz. Çok hızlı mesafe alabilirsiniz. Öyle görünüyor’’ dedi. Güçler birleÅŸmeden Türkiye ilerleyemezPERAKENDE Günleri'nin açış konuÅŸmacılarından HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika perakendecilere global baÅŸarı elde etmek için birleÅŸme çaÄŸrısı yaptı. Antika, ‘‘Hangi sektörden olursak olalım, artık marka olmamız gerektiÄŸi açık. Güçlerimizi birleÅŸtirerek ilerlemek mümkün. Ben bankacılığı iyi biliyorum, sen perakende sektörünü. Öyleyse gel güçlerimizi yani bilgilerimizi birleÅŸtirelim’’ dedi. Türkiye'nin güç birliÄŸine ihtiyacı olduÄŸunu dile getiren Antika, Türkiye'de toplam 204 bin perakende satış noktası bulunduÄŸunu, perakendecilik pazarının 50 milyar dolar ve organize perakendecilik pazarının da 10 milyar dolar düzeylerinde olduÄŸunu anlattı. Â
button