Güncelleme Tarihi:
Şükriye, Yanal Köyü’nden Vedat Ölmez’le 22 Mayıs Pazar günü evlendi, gerdek gecesi karşı odada kendini astığı söylendi. Vedat, Şükriye’nin bakire çıkmadığı için utancından intihar ettiğini söylese de, genç kızın ailesi, işsiz damadın para ve altınlar için kızlarını kendi elleriyle astığını iddia ediyor.
YANAL Köylü Vedat (28), ilkokul mezunu. 15 yıl büyük şehirlerde çalıştıktan sonra köyüne döndü. İşsiz. Altı kardeşin en büyüğü, yetim.
Dört köy ve 25 kilometre ötedeki Böğrüpekli Şükriye (24) ise ilkokula iki yıl gitti. Dokuz kardeşin beşincisi. Babası Abdi Deniz hafız. Şükriye çok güzel bir kız, isteyeni çok. Ancak evlenme sırası, kendisinden büyük ablasında. Yanallı Vedat, son iki yılda Şükriye’yi defalarca istedi. Şükriye’nin babası her seferinde reddetti. “Mekke’ye, Kabe’ye gittim. Yalan söylemem. On sefer istedi, vermedim. Oğlan serseridir, yaramazdır diye.”
Damat iki saat sonra muhtarı aradı
Abdi Deniz kızına, Vedat’ın fakir olduğunu, onu geçindiremeyeceğini söylese de dinletemedi. Altı ay önce nişan yaptılar. Geçtiğimiz cumartesi kendi köylerinde, pazar günü de damadın köyü Yanal’da düğünleri yapıldı. Düğünden önce de imam nikâhları kıyıldı. İleriki bir zamanda Başkale’ye gidip resmi nikâh yapacaklardı.
Şükriye’nin ailesi düğünden gece 24.00’te ayrıldı. Düğün de 01.30’da dağıldı. Gelin ve damat, gerdek evine uğurlandı.
Yanal Köyü Muhtarı Bilal Tekin, o gece 03.30’da çalan telefonla uyandı. Damat Vedat, Şükriye’yi halay çekerken salladığı kırmızı uzun şalıyla kendini asmış halde bulduğunu söylüyordu. Muhtar, hemen Böğrüpek muhtarı ile Şükriye’nin yakın akrabası Cengiz Uluç’a ve Eşmepınar Jandarma Karakolu’na haber verdi. Jandarma damadın ifadesini aldıktan sonra serbest bıraktı. İfadesinde “Bakire çıkmadığı için utancından kendini astı. Bir tokat attım sonra öptüm. Bekaret önemli değil, sabah konuşur hallederiz dedim” dedi. Şükriye’nin cesedi ise Malatya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
‘Mahcupluğu gitsin diye dövmemi istedi’
“BİRLİKTE olduktan sonra şoka girdim, anlam veremedim. Şükriye kendini suçlu hissetti, kendisini döveyim ki, mahcupluğu azalsın istedi. Üstüme geldi, ‘Döv, söv’ dedi. Utanmasın diye yorganı başıma çektim. Üzülmesin diye konuyu kapatmaya çalıştım. ‘Gel, yat, sakinleş. Sabah konuşalım’ dedim. Birbirimizi kolay kazanmadık, kolay kaybetmeyelim diye annem bile bilmesin istedim. Geceliğini giydi, ‘Su içeceğim’ dedi. Gerginlik, tartışma olmadığı için peşinden gitmedim. Düğün nedeniyle üç gecedir uyumamıştım. 03.20 civarında yani yanımdan kalkıp gitmesinin üzerinden 45 dakika geçtikten sonra uyandım. Yanımda yoktu. Utanmıştır yanımda yatmaya, diye düşündüm. Mutfağa, banyoya baktım, yoktu. Karşı odanın kapısını açtığımda onu gördüm. Kendini asmıştı ama önce tanıyamadım. Yüzü öyle değişmişti ki... Dün gece rüyamda beni çağırdı. ‘Pişman oldum, dönmeye çalıştım, dönemedim. Ne olursun bana gel’ dedi. Ölen o değil, ben her gün ölüyorum.”
ŞÜKRİYE’NİN AİLESİ: ‘10 kişi ölecek’
Baba Abdi Deniz “14 bin liralık altın taktık. Damat, ömründe bin lira görmemişti. Bunları görünce kudurdu. Damat istediği gibi konuşsun. Rapor gelinceye kadar sesimizi çıkarmayacağız.”
Amca Cevdet Deniz “Eşya ve altınlar damatta. Devlet hukuku neyse o olsun. Şükriye’nin temiz (bakire) raporu gelince adalet yerini bulacak. Devlet üzerine düşeni yargı yoluyla yapsın. Yoksa çok büyük kan davası olur. Annesi, bacıları, kendisi 10 kişi ölecek. Sülalesini bırakmayacağız. Kızımız kimsesiz değil.”
Sorular
- Feodal ilişkilerin çok güçlü olduğu bu bölgede ilkokul mezunu bir köy gencinin “Bekaret meselesi önemli değil diyerek teselli ettim” demesi inandırıcı gelmiyor.
- Şükriye’yi “namusunu temizleme” gerekçesiyle tehdit ve zorla astırmış olabilir mi?
- Şükriye’nin idam sehpasını da şaldan ilmeği de damat hazırlamış olabilir mi?
- Bakire olmama suçlaması yüzünden Şükriye baba evine dönmekten korkup ‘nasılsa beni öldürürler, ben kendimi öldüreyim’ diye düşünmüş olabilir mi?