Güncelleme Tarihi:
AİHM, polis şiddeti ve orantısız biber gazı kullanımı gerekçesiyle başvuru haklarını kullanan Zuhal Subaşı ve Ali Çoban’a Türkiye’nin 15’er bin Euro ödemesine hükmetti. AİHM bu kararını insan hakları sözleşmesinin işkence hükmüne bağlı 3’üncü maddesi uyarınca vererek, Türkiye’yi ‘işkence ve insanlık dışı muamele’yle suçladı. Kararda, Türki-ye’nin bu tarz kötü muameleleri soruşturmakta yetersiz kaldığına dikkat çekildi.
KEYFİ MÜDAHALE VAR
AİHM kararında şöyle denildi: “Şikâyetçi olunan polislerle ilgili etkin bir soruşturma sürdürülmemiştir. Bu durumda hukuka aykırı bir sonuç doğurmuştur. Polis kendine karşı şiddet uygulandığını iddia ediyorsa, bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Ortaya koyulan savunmada polise karşı uygulanan bir şiddet görülmemiştir. Polis göstericilere kendine karşı şiddet uygulanırsa 3 şekilde müdahale hakkına sahiptir. Eliyle, copla, biber
gazıyla. Ancak yapılan savunlamalarda polisin bu şekilde müdahalesini haklı kılacak bir durum görülmemiştir. Polisin ana görevi kimseye zarar vermeden olayları bastırmaktır. Kaldı ki 1 Mayıs kutlamalarını hukuka aykırı değerlendirmek doğru kabul edilemez. Keyfi kullanılmış bir müdahale söz konusudur.”
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersan Şen, kararla ilgili, “Türkiye, AİHM’nin en ağır maddesi olan işkence suçundan dolayı mahkûm edilmiş durumda. Bu karar 2006 yılındaki bir gösteri sırasında verilmiş bir karar. 2013 yılındaki olayları gözönüne alırsak, ilerleyen yıllarda Türkiye’nin AİHM’den büyük cezalar alacağı kaçılınmazdır” dedi.
TAKİPSİZLİK VERİLMİŞTİ
İzmir’de 1 Mayıs 2006 kutlamaları sırasında polis göstericilere müdahale etti. Müdahale edilen grupta yer alan Zuhal Subaşı biber gazının etkisiyle yere düştü. Subaşı’nın yardımına arkadaşı Ali Çoban koştu. Bu sırada polis yerdeki Zuhal Subaşı ve kendisini yerden kaldırmak isteyen Ali Çoban’a copla vurdu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı polisler hakkında soruşturma başlattı. Ancak soruşturma takipsizlik kararıyla sonuçlandı. Bunun üzerine Subaşı ve Çoban 2007 yılında şikâyetlerini AİHM’ye taşıdı.