Suçlu değiliz ki

Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi’nin kararı açıklamasının ardından mahkeme başkanı, savcılara “Hadi geçmiş olsun” dedi. Türkaslan, “Sevinmedim. Suçlu olan sevinir” diye tepki gösterdi.

YARGITAY 11’inci Ceza Dairesi, Deniz Feneri e.V soruşturmasını sürdürürken dosyadan el çektirilen Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçundan yargılandıkları davada beraat kararı verdi.

SUÇUN YASAL  UNSURU YOK

Davanın dün görülen 4’üncü duruşmasına sanıklar ve avukatlarıyla müdahil avukatları katıldı. İlk kez Yargıtay’da duruşmaya gelen ve kurmaylarıyla birlikte sabahki bölümünü izleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Adaletin tecelli etmesini istiyoruz” diye konuştu. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, savcıların beraatını istedi. Savunmalarını yapan ve son sözlerini söyleyen sanık savcılar beraat talep ederken, ceza ertelemesi ve paraya çevirmeyi istemediler. Öğleden sonra 14.25’te Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi Başkanı Hüseyin Eken “suçun yasal unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildiğini açıkladı ve “Hadi geçmiş olsun” dedi. Salondan alkış sesleri yükseldi. Savcı Yaren ve Tamöz, “görevi kötüye kullanmaktan” oybirliğiyle Savcı Türkaslan oyçokluğu ile beraat etti. Üye Ahmet Turan Doğan, Savcı Türkaslan’ın “Sahtecilik suçunun nitelik değiştirerek görevi kötüye kullanma suçuna dönüştüğü ve bu suçtan mahkum edilmesi gerektiği” gerekçesiyle karşı oy verdi.

YARDIM PARALARI  METRESLERE GİTTİ

Duruşmada sanık savcılar savunmalarında özetle şunları söylediler:
- Türkaslan: 100 kere daha böyle bir dava önüme gelse, ben 100 kere daha böyle hareket ederim, buraya geleceğimi bilsem de. Pişmanlık da duymuyorum.
- Yaren: (Afrika’daki aç çocuk fotoğraflarını göstererek) Yardım paralarının buralara gitmesi gerekiyordu. Peki nereye gitti? Evli kadın, evli adamlar, metreslerini elinde tutmak için zekat paralarını bu şirketlere hisse payı olarak aktarmışlar. Niye? Cinsel istismara, şantaja devam etmek için. İşte bunun için mala el koyduk. Zekat hırsızlarını koruma altına alan bir güç var. Ben bu güce hırsızların imparatoru diyorum. Bu imparator hem altında yer alan figüranları koruyor, hem de kendisine ulaşılmasını engelliyor. Hem de zekat hırsızlarını masum maskesi ile kamuoyuna pompalıyor. Hırsızlar imparatorunun kim olduğu apaçık belli. Halk arasında bir tabir vardır, arife tarif gerekmez anlamına gelen, damda gezer miyav der diye, isme gerek var mı?
- Tamöz: Bir Cumhuriyet savcısının, sanık olmasından üzüntü duyuyor ve utanıyorum. Bu olaya rağmen vatan, millet ve bayrak sevgimi yitirmedim ama kırgınım. Kırgınlığım, suçun unsurlarının oluşmadığını bildiği halde beni buraya getiren meslektaşlarımadır.

Korkmadan görevinizi yapın mesajı

DURUŞMA sonrasında Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, şöyle konuştu: “Hukuktan hiç sapmadım. Beraat kararına sandıkları kadar sevinmedim. Çünkü suçlu olan sevinir. Bu karar hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bu karar, hâkim ve savcılara ‘Hiç korkmayın, karşınızdakinin kim olduğuna bakmayıp görevinizi yapın’ demiştir. Bu açıdan önemlidir.”

Duruşmayı izlediler

YARGITAY 11’inci Dairesi’nin baktığı dava, kurumun genel kurul salonunda yapıldı. Duruşmayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Erdoğan Toprak ve Konya Milletvekili Atilla Kart’la birlikte izledi. Duruşmada mahkeme heyeti kısa süre foto muhabirleri ve kameramanların görüntü almasına izin verdi. Kılıçdaroğlu, karar için verilen arada, şöyle konuştu: “Alman yargısı bunu yüzyılın soygunu olarak dillendirmişti. Davayı Türkiye’de soruşturan savcılar, yargının karşısına çıkarılmıştır. Bugün 3 savcıyı dinledim. Adaletin tecelli etmesini istiyoruz. Artık Türkiye’de adalete kuşkuyla bakmayalım, bakmamalıyız. Adaletin tecelli ettiği bir devletin güçlü olabileceğine hepimiz inanıyoruz. Adalet mülkün temeli ise bu ayıplı davaların adalete uygun sonuçlanması gerekir.” - Rıza ÖZEL / ANKARA