Strese çözümü onlar bulmuş

Güncelleme Tarihi:

Strese çözümü onlar bulmuş
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2000 00:00

Haberin Devamı

Olayın adı: Stomp. Vakkorama'nın sponsorluğunda genelde kulak tıkadığımız gürültüleri İstanbul Açıkhava'da hayata karıştırmak üzere taa New York'tan geldiler. Ancak öyle bir geldiler ki, izledikten sonra kendinizi kaptırıp eve gidip çöp kutuları, süpürgeler, variller, fırçalar ve muz kabukları eşliğinde ritm tutup dans etmek istiyorsunuz...

İngiliz grubu Stomp'un tam olarak ne yaptığını görmeden anlamak biraz zor. Ritm duygusunu harekete geçiren, sözsüz, müziksiz bir dans gösterisi bu. Ama aynı zamanda bir konserdeymişcesine izleyenleri coşturan ve tempo tutturan bir grup... Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nun önü, Stomp'u seyretmek için gelenler sayesinde iki gece boyunca kilitlendi. En çok iş yapanlar tabii ki, her zamanki gibi çevredeki otoparklar, seyyar köfteciler, minderciler, gözlemeciler ve biracılar oldu. İki gün boyunca Açıkhava Tiyatrosu da gördüğü en kalabalık izleyici kitlesini ağırladı. Tek bir boş koltuk veya merdiven aralığı yoktu. Tüm pop dünyasının ünlü isimleri, gece hayatının en popüler simaları ve New York'ta bu ‘‘Stomp olayı’’ çok makbülmüş sözlerini duyan herkes gelmişti...

Katılım dört dörtlük

Türk insanı gerçekten ses duyunca tempo tutmaya başlıyor. Doğamızda var bu. Ama kez farklıydı. Tempoyu ritm halinde tutmayı öğrendik. Çöpleri süpüren ilk adamın ayak sesleriyle harekete geçen halkımız, ardından sahneye çıkan yedi kişiyle çok eğlendi. Zaman zaman ayakta, zaman zaman da yerlerinde oturarak gösteriye eşlik ettiler. Stomp'un üyelerinin el kol hareketleriyle onlarla birlikte el çırpan, bağıran, ıslık çalan izleyiciler, son derece büyük bir medeni cesaret örneği sergilediler. Tamı tamına iki saat aralıksız süren gösterinin en ilginç yanı da bu oldu: İzleyiciyi farkettirmeden ortak eden, eğlendiren, hatta hayatla nasıl dalga geçileceğini gösteren bir grup insan vardı karşımızda.

Kimi zaman ellerindeki muz kabuklarıyla, naylon torbalarla, fırçalarla, varillerle veya şu şişeleriyle çıkardıkları sesleri dinledik. Kendi sesleri ve hışırtılar eşliğinde bir gazete okuma sahnesi vardı ki, çocuk kanalı Nickelodeon'un tanıtım reklamını anımsattı: Birkaç kişi dipdibe gazete okuyor. Öksürmeler ve aksırmalarla, gazeteleri katlayıp açmalarla ironik bir tartışma ama ötesinde inanılmaz bir ritm duygusu canlandırılıyor. Gülmek serbest, denemesi deneyim işi gibi duruyor...

Stomp grubunun en belirgin yanı, hatta aldıkları ödüllerin sebebi, insanların günlük hayatta son derece rahatsız edici buldukları bir takım anlamsız sesleri, melodik olarak bize yansıtmaları. Devamlı olarak sahnenin bir tarafından girip, öbür tarafından çıkıyorlar ve bu arada da ellerine geçen her nevi garip eşyayla -hatta bir ara lavabo evyeleriyle- müzik yapıyorlar. Bu müzik tabii ki bildiğimiz ve alıştığımız tarz bir müzik değil, ama ister istemez insanlar onlarla birlikte tempo tutmaya, ayaklarını vurmaya, ellerini çırpmaya ve kafalarını sallamaya başlıyorlar. Söz kullanılmadığı için, anlamak çok kolay. İngilizce bilmemek gibi bir sorun yok ortada. Sahneden duyulan tek ses, grubun üyelerinin birbirlerine sopalarla ve diğer ‘‘enstrümanlar’’la birşeyler anlatmaları. Arada küçük çığlıklar duyulsa da, bunlar genelde şaşırma veya korkma eyleminin belirtileri...

Çöp kutulu final dansı

Salaş ve kullanılmayan bir sokak arasına benzeyen sahne dekorunun üst katında, grup üyelerinin bellerine bağlanan iplerle çıktıkları bir kısım var. Burada bulunan envai çeşit ses çıkaran objeye, sallana sallana, oradan buraya uçarak vuruyorlar. Ama bunu öyle bir ayarlıyorlar ki, ortaya gayet ritmik, canlı ve enerjik bir müzik çıkıyor. Dikkati çeken şey, sahnedeki binlerce objenin hepsini de bu gösteride kullanıyor olmaları. Fazlalık olarak ortada duran herşeyin bir kullanım amacı var. Kimisi kafaya geçiriliyor, kimisi ayaklara bağlanıyor, kimisi de ellerde tempo tutmaya yarıyor. Ama illaki kullanılıyor. Ve bir ses çıkartıyor. Gösterinin sonuna doğru, iyice tempo tutan ve coşan izleyiciler de, son sahneyi ayakta alkışlayarak kapattılar. Bütün grup üyelerinin toplandığı sahnede, kullanılmayan birşey kalmadı. Özellikle çöp kutularını kullandıkları final dansı bir harikaydı: Bazılarının elinde çöp tenekesi kapakları, bazılarının elinde de kutuların kendisi, birbirlerin öyle bir vuruyorlardı ki, çıkan sesin hoşluğu inanılmaz oldu. Tabii bunda, yapılan dansın koreografisinin etkisi de inkar edilemez. Gösteri bittiğinde, çıkışa doğru hücum eden insanlar, sadece ve sadece Stomp'un inanılmaz ritminden bahsediyorlardı. Zaten grubun kurucularından Luke Creswell de öyle diyor: ‘‘Günün sonunda, Stomp neyse o...’’

Stomp nasıl oluştu?

İngiltere'de 1991 yılında kurulan Stomp, ilk üç yıl içinde dünyanın dört bir yanına ulaştı. İngiltere'nin Brighton kenti sokaklarında ayağı hızla yere vurarak yaratılan bir ritmle başlayan Stomp'un yaratıcıları Luke Creswell ve Steve McNicholas, ‘‘Buskers’’ olarak anılan ve sokak gösterileriyle insanların dikkatini çeken bir sanatçı grubuydu. Ortaçağ'da köy panayırlarında kurulan tiyatrolarda oyun olarak oynanan bu dans gösterisi, çakmakların, çöp kutularının, süpürgelerin, torbaların ve boruların alışılmış seslerini ahenkle düzenlemek anlamına geliyor. İşte, kurulduğundan bu yana yüzlerce büyük sahnede oynayan, milyonlarca insana ulaşıp gişe rekorları kıran Stomp'un ödüllerinden bazıları...

1992'de ‘‘Apples’’ reklamına Cannes'da Gümüş Aslan Ödülü

1993'te Fransa'nın Chalon Festivali'nde Jüri Özel Ödülü

1994'te New York'ta en benzersiz tiyatro deneyimi dalında Drama Desk ödülü

1995'te Steve ve Luke'un yönetmenliğini yaptığı on dakikalık ‘‘Süpürgeler’’ isimli film, Akademi Ödülü'ne aday gösterildi.

1996'da Oscar töreninde canlı Stomp gösterisi

1997'de ‘‘Abendzeitung’’ gazetesinden Stomp'a Yılın Sanatçısı ödülü

1998'de Münih Film Festivali'nde ‘‘Stomp Out Loud’’ özel mansiyon ödülü

Tüketilen enstrümanlar

Üç haftalık turneleri boyunca, Stomp üyeleri gösteri amacıyla birçok eşya tüketiyorlar. Bunlar, aslında akla hayale gelmeyecek şeyler. Hem de dünya çapında şöhretli bir grup olmak için gerekeceğini hiç ama hiç düşünemeyeceğiniz şeyler...

84 süpürge

50 kapak

10 varil İngiliz

10 varil ABD

36 sırık (2 metrelik)

120 kilo kum

40 kutu jimnastikçi reçinesi

8 tüp su sızdırmalık malzemesi

30 lavabo tıpası

74 Power Bar (enerji veren çukulata)

150 şişe Ginseng Royal Jöle

72 çift davul sopası

450 litre su

36 adet 50 galonluk yağ varili

25 muz

5 kutu tükenmez kalem

48 kutu kibrit

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!