Güncelleme Tarihi:
AYÇİÇEĞİ, ZEYTİNYAĞI SORUNUMUZ YOK
“Son günlerde bir yağ meselesi çıkardılar. Bizim ayçiçeği, zeytinyağı böyle sorunumuz yok. Muhalefet ülkemizi darda göstermek için böyle bir kampanyayı yürütüyor. Muhtarlarımdan şunu istiyorum; mahallenizdeki, köyünüzdeki marketlerde, bakkallarda gerçekten ayçiçeği yağı var mı, yok mu? Ben istiyorum ki gerekirse sizler İçişleri Bakanlığımız adına bunların depolarını takip edip, bizlere ihbar edeceksiniz, bu stokçulara biz gereğini yapacağız. Buralarda birinci derecede sorumlu validir. Sizler Vali’nin, İçişleri Bakanı’nın, Cumhurbaşkanı’nın elisiniz, ayağısınız. Bunlar stokçu, bunlar ayçiçek yağını, zeytinyağını depoluyorlar ve utanmadan, sıkılmadan rakamları yükseltiyorlar. Raflarda ayçiçek yağı yok diyerek böyle bir kampanyayı yürütüyorlar. İçişleri Bakanımızla konuştuk; valilerimizi seferber edeceğiz nerede bu tür ahlâksız varsa, stokçu varsa bunlara gereğini yapacağız.
PROVOKASYON UYARISI
Enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan gelişmelerin bir kısmı küresel dengesizliklerden kaynaklanıyorsa bir kısmı da içerdeki hırsların ve manipülasyonların eseridir. Demokratik hukuk devleti ilkelerinden sapmadan bu yönde faaliyetler yürüten herkesten bunun hesabı hukuk önünde muhakkak sorulacaktır. Vatandaşlarımıza söylentilere aldırış etmemeleri, provokasyonlara karşı teyakkuzda olmaları çağrısında bulunuyorum.”
DOKTOR MAAŞLARI
Doktor maaşlarına ilişkin de Erdoğan şu mesajları verdi: “Efendim işte doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Soruyorum, bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi, en çok maliyeti yüksek olan da hangi birimdir, sağlıktır. Ama şimdi az para veriyormuşuz. Sordum en az alan ne alıyordur, işte 8-9 bin, en yüksek alan ne alıyordur 25 bin civarında alıyordur.
VARSIN GİTSİNLER
Özel sektör çok daha büyük para verdikleri için gidiyorlarmış. Açık konuşuyorum; varsın gidiyorlarsa gitsinler, üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Yurtdışından dönmek isteyenleri davet eder, istihdam ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin.”
EY HÂKİM NASIL BIRAKIYORSUN?
Tokat’ta geçen yıl boşanma davası açan eşi Özlem Ağ’ı 23 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan Samet Ağ’ın 3 ay tutuklu kaldıktan sonra 16 Temmuz’da adli kontrolle serbest bırakılmasına tepki gösteren Erdoğan, muhtarlarla toplantıda, kadına şiddetle mücadele konusunda şunları söyledi: “Kadın hakları, kadınlara karşı şiddet konusunda kadınlardan yana tarafız. Bunun için aile içi şiddeti şikâyete tabi olmaktan çıkartıp resen takip edilen suçlar arasına aldık. Dün MYK toplantım vardı. Tokat’taki Özlem kardeşimizin ahlâksız, adi eşi tarafından bıçaklanmasına karşı ne yaptılar diye sordum.
BU İŞİN PEŞİNDEYİM
Meğerse 3 aydan sonra serbest bırakmışlar adamı. Tekrar bu adi herifi içeri almışlar. Cumhurbaşkanı olarak bu işin peşindeyim. Düşünün 23 yerden bıçaklıyor; ey hâkim sen nasıl oluyor da böyle birisini serbest bırakıyorsun? Ben Cumhurbaşkanıysam sen de 23 yerinden eşini bıçaklayan adamı serbest bırakıyorsan bununla ilgili söylenmesi gerekeni ben sana söylerim. Bakanıma da söyledim, bunu yakın takibe alacaksın ve konuyla ilgili beni de bilgilendireceksin, atılması gereken adımı da süratle atacağız. Bu hâkim olabilir, savcı olabilir.
KOMİKLİĞE BAKIN...
Şimdi şiddetle mücadelede yeni adımlar atıyoruz; TCK’da düzenlenen takdiri indirim nedenlerini belli konulara münhasır kılıyor ve maddenin uygulama alanını daraltıyoruz. Failin sadece indirim almaya yönelik tutum ve davranışları komikliğe bakın kılık kıyafeti, kravat takması, boyun bükmesi takdiri indirim sebebi olarak dikkate alınmayacak.
CEZALARI ARTIYOR
Şiddetle daha etkin mücadele edilmesi için kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve eziyet suçlarının kadına karşı işlenmesini nitelikli hal kapsamına alarak cezaları artırıyoruz. Israrlı takip suçları, haberleşme ve iletişim araçlarını kullanarak temas kurmak fiilleri de artık suç sayılacaktır.”