Güncelleme Tarihi:
Irak’taki ABD kuvvetlerinin 2011 sonunda ülkeden çekilmesinden beri gergin olan ve Başbakan Maliki’nin yakalanmasını istediği, Kuzey Irak’a sığınan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi olayından Kerkük’ün statüsü meselesine, her gün kötüye giden Bağdat-Erbil ilişkileri, hafta başında Bağdat Yönetimi’nin 1.5 milyar dolarlık petrol borcunu ödemediği gerekçesiyle Kuzey Irak Yönetimi’nin petrol ihracatını durduğunu açıklamasıyla krize girmişti. Barzani, Başbakan Maliki’yi diktatöre dönüşmekle suçladığı konuşmasında şunları söyledi: “Irak ciddi bir krizle yüz yüze. Tek adam yönetimine dönüşüyor. Aynı zamanda Başkomutan, Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve istihbarat servisin başı olan bir Başbakan var. Ve son olarak Başbakan’ın gücü altına giren Merkez Bankası’nın başındaki kişiyle de irtibata geçti. Irak’ta güç paylaşımını ele almak için çok partili, çoketnikli süreç çağrısı yaptık. Bağdat’taki mevcut statüko bizim için bir seçenek değil. Yoksa, halka dönmek ve halkın karar vermesini sağlamak zorunda kalacağız.”
Referandum soruları
Barzani, sürecin başarısız olması durumunda Kürt halkı arasında referanduma gideceklerini söylerken, referandumun bir bağımsızlık sorusu içereceğini açıkça söylemedi. Barzani, “Son 6 yıldır bize verilip tutulmayan sözleri bekliyoruz. Her seferinde mazeret olarak ‘Bağdat’ta seçim var’, ‘Bölgede seçim var’, ‘ABD’de seçim var’, ‘Arap Zirvesi var’ vesaire dendiğinde bekledik. Fark ettik ki, son 6 yılımızı bu sözlerin tutulmasını beklemekle geçirmişiz. Artık daha fazla bekleyemeyiz. Bu sözlerin yerine getirilmesinde artık belli bir takvim olmalı. Artık bundan bıktık. Eğer başarısız olunursa halka gideceğiz ve halkın kararını vermesi için önlerine bütün gerçekleri koyacağız” dedi.
Biz kardeşiz, dostuz
Barzani, toplantıda Türkiye ile PKK konusunda nerede olduklarına da açıklık getirdi. Türk hükümetinin yeni bir Kürt açılımına hazırlandığı haberlerinin olduğu bir dönem, yeni açılımda bir rolü olup olmayacağı sorusuna Barzani şu yanıtı verdi: “Geçen yıl Türk Başbakanı Erbil’i ziyaret etti ve bir açıklama yaptı. Kürt halkının reddedildiği günlerin sona erdiğini duyurdu. Bu çok önemli bir adımdı. Türkiye’de durumu değiştirdi. Ancak Kürt meselesi şiddetle çözümlenemez. Kürtler de sorunlarını şiddetle çözümleyemezler. Bu sorunu çözmenin tek yolu barışı sağlamak. Durumun devamı sadece daha fazla kan akmasına neden olur. Biz kardeşiz, komşuyuz. Beraber barış içinde yaşayacağız. Bu yüzden Türkiye ve PKK’ya bu sorunun çözümünde yardım etmek için çabalarımızı sürdüreceğiz. PKK’ya şiddete ve silaha başvurmaması çağrısı yapmaya devam edeceğiz. Eğer barışçı yaklaşımı seçerlerse, onlara yardımcı olacağız. Ancak savaşmayı seçerlerse biz başka doğrultuda gideceğiz.