Star bulmaya gitti kendi star olup çıktı

Dünyanın 43 ülkesinde düzenlenip, müzik dünyasına çok sayıda solist ve grup kazandıran, yarattığı yıldızlar 40 milyonun üzerinde albüm satan Popstar yarışması, Türkiye'de de büyük ilgi gördü ve daha sonuçlanmadan ilk starını yarattı: ArmaÄŸan ÇaÄŸlayan. Gerçi kendisi star olmak için mücadele eden yarışmacılar arasında deÄŸil, tersine, onlara baÅŸtan beri oy veren dört jüri üyesinden biri, ama yarışmacılardan çok ilgi çekti. Saçlarından kıyafetlerine, gözlerinin renginden yarışmacılara tavrına kadar her ÅŸeyi didiklendi. Bir yandan da, onu çok seven, hatta aşık olanlar ve ona gıcık kapanlar olarak, Türkiye'yi ikiye böldü. Hakkında en çok sorulan soru ÅŸuydu: ‘‘Kim bu adam?’’ Ä°ÅŸte sorunun cevabı...ArmaÄŸan ÇaÄŸlayan, Popstar'a kadar yüzü bilinmese de, aslında televizyona uzak biri deÄŸil, tersine televizyonun tam göbeÄŸinde, ama kamera arkasında. Med Yapım adlı prodüksiyon ÅŸirketinin içeriklerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı. 11 yıldır, seyrettiÄŸiniz pek çok ünlü ÅŸov programını yapıyor: Mesela yedi yıl Hülya AvÅŸar Show'da editörlük yaptı. Gülben Ergen, Bülent Ersoy, Sibel Can, Huysuz Virjin, Nükhet Duru'nun ÅŸovları; Haluk Bilginer'in sunduÄŸu yarışma programı, Fatih Altaylı'nın Teke Tek'i, Nurseli Ä°diz'in Prizma'sı, BaÅŸka Yerde Yok, Åžahane Pazar, hepsinde çalıştı. Åžu sıralar Ä°brahim Tatlıses'in ÅŸovunda ve Serdar Ortaç'ın yarışma programında çalışıyor. O bir kasaba çocuÄŸu. 8 Nisan 1966'da Ä°stanbul'da doÄŸmasının nedeni, annesinin doÄŸum için Ä°stanbul Zeynep Kamil Hastanesi'ne götürülmesi. Yoksa memleketi Kocaeli'ye baÄŸlı Hereke. Ãœnivesite yıllarına kadar hayatı orada, memur ve işçi aileleri arasında, herkesin herkesi tanıdığı, hatta ÅŸeceresini bildiÄŸi, tutucu bir çevrede geçti. O hangi kesimdendi derseniz, annesi öğretmen, babası bir ilaç ÅŸirketinde yöneticiydi.Bir gün geldi, ‘‘kasabada yapamayacağına’’ karar verdi. Aslında ne yapmak istediÄŸini de pek bilmiyordu. Galiba psikoloji okumak istiyordu. Ama Türkiye koÅŸulları, tercih sıralaması derken, Ä°stanbul Hukuk'u kazandı. Hukuk Fakültesi'ni bitirdi, kasabasına geri döndü. Kocaeli Barosu'na baÄŸlı olarak dört yıl avukatlık yaptı. Avukatı olduÄŸu inÅŸaat ÅŸirketi iflas edince, bir kez daha büyük ÅŸehir yolu göründü ona. Ama büyük ÅŸehir o kadar da ÅŸefkatle kucak açmayacaktı ona, diÄŸer pek çok gence yaptığı gibi. Nasıl, hikayesi ÅŸimdi jürisinde yeraldığı Popstar yarışmasında haftalardır ter dökmekte olan, bir ÅŸekilde ‘‘yırtmak’’ için ona ve diÄŸer jüri üyelerine yalvaran gözlerle bakan gencecik yarışmacıların hikayelerini andırmıyor mu biraz? Tıpkı diÄŸer jüri üyesi Deniz Seki'nin de bir yarışmada birinci olarak o uzun, zorlu yolları geçmesi gibi.BAKMAYIN GÖRÃœNÜŞÜNE ASLINDA ÇOK TÃœRK11 yıl önceydi. Ä°stanbul'da iki yılını iÅŸsiz geçiren ve baba parasıyla ÅŸirketten aldığı tazminatla idare etmeye çalışan avukat ArmaÄŸan ÇaÄŸlayan'a, hayat bir gün bambaÅŸka bir yön gösterdi. Fatih Aksoy Med Yapım'ı kurarken, çocukluk arkadaşı, yönetmen Hüseyin Karagöz, bir projede çalışıp çalışmayacağını sordu. Evde oturmaktan iyiydi, kabul etti. Ä°ÅŸi, ‘‘Hazırlık elemanlığı’’ydı: Ä°stenenler, ÅŸu bilgiyi topla, ÅŸu kiÅŸiye soru hazırla, gibi iÅŸlerdi ama eline bir otobüs bileti verip ‘‘Git Eminönü'nden top al’’ dedikleri de oldu. O da gidip aldı.Üç ay sonra editör, sonra ‘‘baÅŸeditör’’ (yani tüm editörler ona baÄŸlı) ve sekiz yıl önce de genel müdür yardımcısı oldu. Yıllardır hazırladıkları programların içeriklerine, konuklarına karar veren ekibin başında. Kasabada büyümesinin yararlarını, bugün hazırladığı programlarda görüyor. Çünkü orada bunaldıkça kitap okumuÅŸ, sıkıldıkça müzik dinlemiÅŸ, hepsinden öte popüler kültürün tam içinde ÅŸekillenmiÅŸ. Åžimdi aralarında büyüdüğü işçi ve memurlara, orta kesime, yani çok yakından tanıdıklarına televizyon programı yapıyor. Ve onları hazırlarken, ‘‘Ben olsam seyreder miyim?’’ deÄŸil, ‘‘Annem, Hereke'deki insanlar seyreder mi?’’ diye soruyor. Kendisine gelince, o zaten bir popüler kültür düşkünü. ‘‘Hani öyle çok modern bir görüntüsü var ya televizyonda, yok, aslında çok Türk.’’ Tabii ki Carmina Burana'yı, Türk Marşı'nı, Vivaldi'nin Dört Mevsim'ini biliyor ama evinde dinlemiyor. Daha çok Kibariye, Müzeyyen Senar, Ä°brahim Tatlıses, Bülent Ersoy seviyor, Zerrin'in sesine bayılıyor. Sorun, Ajda Pekkan'ın HoÅŸgör Sen'i ilk söylediÄŸindeki mendilli pembe kıyafetini tarif etsin; Nilüfer'in Eurovizyon için Sevince'yi yorumlarken giydiÄŸi siyah kıyafeti anlatsın.Aslında ÅŸanslı, eskiden hobisi olan ÅŸeyler, ÅŸimdi profesyonel iÅŸi!MUAZZEZ TAHSÄ°N BERKAND VE KERÄ°ME NADÄ°R HAYRANISonra, çeviri kitaplardansa, Türk edebiyatını tercih ediyor. Favorileri, özellikle yatağının baÅŸucunda iki kitabı duran Muazzez Tahsin Berkand ve hukuk derslerine çalışırken bunaldıkça okuduÄŸu Kerime Nadir. Ama ‘‘bu bir gecede ünlü oldu, boÅŸtur’’ diyenlere, Cem AkkaÅŸ okumasına ÅŸaşıranlara da çok kızıyor.Laf Lafı Açıyor'u yaparken, bir kez Cem Özer'in Panasonic reklamında oynamıştı. Bunun dışında hiç ekrana çıkmamıştı. Jeneriklerden dolayı ismi biliniyordu, ama kimse tanımazdı görünce. Åžimdi yollarda durduranlar, birbirine gösterenler, markette karşısına geçip ÅŸarkı söyleyenler, faksına aÅŸk mektupları gönderenler, sabaha kadar telefonunu çaldıranlar. Onunla tanıştırsın diye diÄŸer jüri üyesi DoÄŸan Music Company Genel Müdürü Ercan Saatçi'ye mektup yazıp yalvaranlar... Aşık olmasa da ‘‘elektriÄŸi iyi’’ diye kaleme sarılanlar...O ise hayatını deÄŸiÅŸtirmemeye çalışıyor. Sinemaya gittiÄŸinde, onu birbirlerine gösterdikleri için bir türlü yerlerine oturamayanlara, aynı ekranda yaptığı gibi davranıyor: ‘‘Tamam ikiniz de gördünüz geçin!’’ Tabii ki oyunculuk teklifi de gelecektir, ama hiç düşünmüyor. Popstar'dan sonra kamera arkasındaki iÅŸine dönecek. Bir yılbaşı gecesi, Madonna ve Ä°brahim Tatlıses'in ya da Michael Jackson ve Bülent Ersoy'un birlikte çıkacağı konserler gerçekleÅŸtirmeyi hayal etmeye devam edecek. Bir de öyküler, denemeler yazıyor ama kimseye okutmamaya kararlı. Sadece bir gazetede yazsa iyi olabileceÄŸini düşünüyor.Ä°ÅžLETME DOKTORU OLACAKHukuk eÄŸitiminden sonra Uluslararası Ä°liÅŸkiler mastırı yaptı. Yeterlilik sınavı verilmiÅŸ Ä°ÅŸletme doktorası ise tez aÅŸamasında. Saçları avukatken de böyle uzundu. Belki rengi daha deÄŸiÅŸikti; çünkü ÅŸimdi balyaj var. Ama geçen yıl kısaydı o saçlar. Ãœstelik geçen yıldan bu yana deÄŸiÅŸen tek ÅŸey bu deÄŸil. Bir de kaybettiÄŸi 18 kilo var. Nasıl kaybettiÄŸine gelince, sıkı ve biraz babaannesinden kalma bir diyetle, listesi bizde saklı. Avukatken de hiç takım elbise giymedi. Bekar. Haftada dört gün sabahın altısında kalkarak spora gidiyor. Tıpkı Popstar'da olduÄŸu gibi, normal hayatında da düşündüğünü hemen söylüyor ve ilk bakışta kimse onu hemen sevemiyor. Kolay iliÅŸki kuramıyor ama kurduÄŸunda da bunlar sıkı iliÅŸkiler oluyor, çok seviliyor.Temizlik konusunda obsesif. Her yerde yiyemiyor, her ÅŸeyi tutamıyor. Ama obsesyonsuz insanın da çok yavan olacağını düşünüyor. Tıpkı psikopat olmayan biriyle aÅŸk yaÅŸamak gibi. Ekranda oynuyor mu kendisi miKıyafetlere takıyorum evet, ama ben günlük hayatta da öyleyim, buradakilere sorun, sabah gelirim, ‘‘bunun üzerine bu olmamış’’ derim. Ayrıntılara çok düşkünüm. Ä°lk tanıştığım insanın eline ayağına bakarım hemen. Popstar'da ÅŸirketimi temsil ediyorum. Kimseyi aÅŸağılamıyorum, eleÅŸtiri yaparak yol göstermeye çalışıyorum. Ama bütün dünyada bu böyle olmuÅŸ; bir odaya kapanıyorsun, onlarca insanı dinliyorsun. Çok kötüler geliyor. Feci söylüyor, ama sizinle iddialaşıyor. Bir süre sonra sabrınız tükeniyor, geriliyorsunuz. O yüzden sabah daha toleranslı oluyorsunuz, daha az kötü ses dinlediÄŸiniz için, ama akÅŸamüstü durum deÄŸiÅŸiyor. Dile kolay, yedi ilde, üç binden fazla insan dinledik. Bir star yaratıyorsunuz... Ne çok hikaye var orada. Oyun deÄŸil, insan oyun olsun diye aÄŸlayabilir mi? JÃœRÄ° TARAFSIZ OLAMAZJüri tarafsızdır diye garip bir algılama var. Oy veren kimse tarafsız deÄŸildir. Tabii ki herkes kendi istediÄŸinin o 12'ye girmesini istedi, bu yüzden kavga da çıktı. Bizim istediklerimiz seçilmezse? Ne yapalım, Türk halkı kimleri kimleri seçti bugüne kadar. Aklımızdan geçmeyen insanlar zamanında baÅŸbakan oldu, bizi yönetti, o zaman ne yapabildik, hiçbir ÅŸey.Â