Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2006 00:00
Kirli sakallı, mavi gözlü adam, locasında takımının her atağında tırnaklarını kemiriyor. Takım gol attığında da, yanında karısı İrina ve yakın dostları, hep beraber zıplamaya başlıyorlar. Devre arasında ise özel ısıtmalı koltuğunda, şarap eşliğinde, Londra’nın ünlü lokantası Nobu’dan getirdiği suşileri midesine indiriyor. Roman Abramoviç, iki buçuk yılda 450 milyon sterlin harcadığı oyuncağı Chelsea’nin maçlarını işte böyle izliyor. Kolay değil tabii.
Petrol şirketi Sibneft’ten elde ettiği büyük serveti sadece yatlara, uçaklara değil spora da harcamaya karar verince, Avrupa futbol piyasasını karıştırdı. İstediği futbolcuya herkesten yüksek transfer bedeli verip istediği gibi bir kadro kurdu. Chelsea, şimdi İngiltere’de üst üste ikinci şampiyonluğa koşuyor. Futbola ve spora böylesine para harcayan tek Rus veya Rus kökenli işadamı Abramoviç değil ama. Bugün özellikle Rusya’da 1990’lardaki özelleştirmeler sırasında üzerine kondukları petrol ve maden şirketlerinin geliriyle büyük servet kazanan birçok işadamı var. Ve tıpkı Abramoviç gibi, paralarını futbola, basketbola, buz hokeyine döküyorlar. İşte onlardan en önemlileri.
ALEX SHNAİDER (36)
F1’in ilk Rus takımını kurdu
Rus kökenli Kanadalı işadamı, 1.8 milyar dolarlık servetini Midland Grubu adı altında topladığı birçok sektörde yaptı. Ama büyük bölümünü Rusya’dan edindiği bu servetin bir kısmını da spora harcamaya karar verdi. 2005’in ocak ayında zor durumdaki Jordan Formula 1 takımını satın aldı ve adını hemen Midland’a dönüştürdü. Rus bayrağıyla yarışan takımın 2005 tanıtımını Moskova’da Kızılmeydan’da yaptı. Takımın merkezini İngiltere’de tutmasına karşın Rus mühendisleri kadroya dahil etmek için harekete geçti. Takımın bir de Rus test pilotu var: Roman Rusinov. Shnaider’in şimdiki hedefi, ilk Moskova Grand Prix’sini de düzenlemek. Bunun için Formula 1’in patronu Bernie Eccleston’a baskı yapıyor.
MİHAİL PROHOROV (39)
Başka bir madeni de basketbol
4.4 milyar dolarlık servetiyle Rusya’nın en zengin dördüncü kişisi. Metalürji şirketi Norilsk Nikel’in iki büyük ortağından biri. İki yıl önce Rus basketbolunun köklü takımı CSKA Moskova’nın ana finansörlüğüne soyundu. Bundan sonra da Avrupa basketbol piyasasını birbirine kattı. CSKA, 20 milyon dolarlık dev bütçesi sayesinde yıldız oyuncuları astronomik ücretlerle kadrosunda topladı. Örneğin geçen sezon ABD’li Brown 1.5 milyon, Granger 1 milyon, Holden 700 bin dolar alıyordu. Yine Estonyalı Müürseep ve Avustralyalı Andersen 700 bin dolar kazanıyordu. Bu bütçeye karşın CSKA, Avrupa Ligi’nde yarı finalde elendi ve şampiyonluk kupasını kaldıramadı. Ayrıca modern salonu, 20 kişilik idareci kadrosu ve soyunma odalarıyla NBA takımını aratamayacak derecede organize çalışıyorlar.
ARKADİ GAYDAMAK (53)
İsrail futbolunun yeni finansörü
Rus asıllı işadamı, bir yıldır İsrail sporunun en önemli ismi. Fransız, İsrail ve Angola pasaportlarına da sahip. Kazakistan’daki madencilik faaliyeti ve Rusya’daki emlakçılık işi sayesinde zenginleşti. Ancak, 1994’teki Angola’ya kaçak silah satışı davası nedeniyle altı yıldır hakkında uluslararası arama emri var. Önce 2005’in yaz aylarında İsrail’in önde gelen basketbol takımlarından Hapoel Kudüs’ü satın aldı. Ama asıl büyük bombayı eylül ayında Betar Kudüs futbol takımını satın alarak patlattı. Takımın bütçesini 5 milyondan 30 milyon dolara yükseltti. Futbolcuların maaşlarını İsrail ligi için astronomik sayılan 1 milyon dolara çıkardı. Geçen kasımda Fransız teknik adam Luis Fernandez’i genel menajerliğe getirdi. Bu yılın ocak ayında da oğlu Aleksandır (30), İngiltere Süper Ligi takımı Porstmouth’u satın almak için harekete geçti. Oğul Gayadamak’ın yüzde 50 hisse için 22 milyon Euro’yu gözden çıkardığı, 140 milyon Euro da yatırım yapacağı iddia ediliyor.
VLADİMİR ROMANOV (58)
Eski denizcinin tercihi İskoçya
Litvanyalı işadamı, Sovyetler Birliği deniz kuvvetlerinde askerdi. Daha sonra gemilerde denizcilik yaparken birçok ülke dolaştı. Metalürji ve bankacılık sayesinde servet edindi. 15 yıl boyunca ülkesinde FC Kaunas takımının sponsoruydu. 2005’in başında 20 milyon sterlinlik borca gömülmüş İskoçya Süper Ligi takımı Hearts’ı satın aldı. Borcu üstlenip Hearts’ın tarihi stadyumu Tynecastle’ı satılmaktan kurtardı. Hatta 60 bin kişilik yeni bir stadyum yapmayı da vaat ederek taraftarların sempatisini kazandı. Ancak, beklenen transferleri yapmadığı gibi teknik direktör George Burley’le takıştı. Bu sezon çok iyi başlayan ve takımı liderliğe oturtan Burley, 22 Ekim’de Romanov’un takım yönetimine fazla karıştığını öne sürüp istifa etti.
SABATİUS KALMANOVİCİUS (58)
Kadın oyuncular sutyenlerinepara dolduruyordu
Ülkesi Litvanya’da Aventis ve Rhone Poulenc gibi yabancı ilaç şirketlerinin temsilciliğini üstlenerek servet yaptı. 1987’de İsrail tarafından KGB ajanı olmakla suçlanmış ve 9 yıla mahkum olmuştu. 3 yıl sonra Gorbaçov onun için İsrail ile mahkum değiş tokuşu yapınca kurtuldu. 1998’de Zalgiris Kaunas basketbol takımına ortak oldu. Ertesi yıl Zalgiris, 3 milyon dolarlık bütçeyle Avrupa Şampiyonu oldu. Daha sonra Rusya’nın Yekaterinburg Kenti’ne yerleşti ve 2001’de Yekaterinburg kadın basketbol takımını satın aldı. Kadın basketbolu için çok yüksek bir bütçeyle, 3 milyon dolarla takımı ABD’li oyuncularla doldurdu. Polonyalı 2.13’lik dev Dydek’i aldı. Parasının gücüne o kadar çok güveniyordu ki, antrenmanlarda yere yüz dolarlık banknotları saçıyor, basketbolcular da bu paraları kapışarak sutyenlerine dolduruyordu. Bu kadar harcama Yekaterinburg’u 2003’te Avrupa Şampiyonu yaptı. Bir yandan da maçlara Amerikanvari bir hava getirdi. Her maç öncesi ponpon kızlar, şovlar ve rock konserleriyle her maça 3-4 bin seyirci çekmeyi başardı. Ayrıca, şampiyon takımın oyun kurucusu Anna Arhipova’yla da evlendi. Bu sezon başkanlıktan çekildi.
ROMAN ABRAMOVİÇ (39)
Londra’yı Londragrad yaptı
Rus sermayesinin İngiltere’ye akınını başlattı ve başkentin Londragrad diye anılmasına sebep oldu. 11.5 milyar dolar servetiyle ABD dışında dünyanın en zengin ikinci kişisi. Servetinin kaynağı 1990’lardaki özelleştirme furyasında satın aldığı Sibneft petrol şirketi. İsrailli akıl hocası Pini Zahavi’nin önerisiyle 2003’te Londra merkezli olması nedeniyle Chelsea’yi satın aldı. Önce 80 milyon sterlinlik borçlarını ödedi. Üzerine de 300 milyon sterlinlik transfer harcaması yaptı. Bu yüzden takımın ismi Chelski diye anılıyor. Ancak, Abramoviç’in futbola tek ilgisi İngiltere’yle sınırlı değil. Sibneft şirketi üç sezon boyunca Rus futbol takımı CSKA’nın da sponsorluğunu üstlenmişti. Ta ki Abramoviç, bu şirketteki hisselerini 5 milyar dolara Gazprom’a satıncaya kadar. Ayrıca, yine ona ait olduğu iddia edilen Londra merkezli Media Sport Investment şirketi de iki yıl önce Brezilya takımı Corinthians’ın yarısını satın aldı. 40 milyon dolarlık transfer bütçesiyle harekete geçen kulübün işlerini İran asıllı Kia Çorapçıyan yürütüyor. Ancak FIFA bile şirketin kara para akladığından şüpheleniyor ve Abramoviç hakkında soruşturma açmaya hazırlanıyor.
ALEKSEY FEDORİÇEV (48)
Moskova, futbol cenneti olacak
600 milyon dolarlık servete sahip işadamı, futbolla hep içli dışlıydı. Fedcominvest şirketi üzerinden Monaco futbol takımının ana sponsoruydu. 2004’ün yaz aylarında 50 milyon dolarlık borcu bulunan Monaco’yu satın almak istedi. İşi son anda Monaco Prensi Albert önledi. Bunun üzerine, aynı yılın sonunda Rus takımı Dinamo Moskova’nın yüzde 51 hissesini satın aldı. Rus, Macar ve Uruguay pasaportlu işadamı, Dinamo’yu Avrupa vitrinine çıkarmaya yeminliydi. Kesenin ağzını açtı ve ilk aşamada Portekizli ve Brezilyalı oyuncuları takıma doldurdu. Geçen yaz bu transfer harekatı sürdü. Sadece Portekiz milli takımının iki oyuncusu Maniche ve Costinha için 20 milyon Euro ödedi.