Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2006 00:00
Spor Toto, Milli Piyango gibi şans oyunlarına karşı verdiği vaazlarla bir döneme damgasını vuran ünlü vaiz Timurtaş Hoca’nın oğlu Bekir Yunus Uçar, Spor Toto Teşkilát Müdürü olarak görev yapıyor.
Bekir Yunus Uçar, kendisinin de gençliğinde Spor Toto oynadığını belirterek, "Timurtaş Hoca’nın oğlu nasıl Spor Toto’ya müdür olur" eleştirilerine bir anlam veremediğini söyledi ve "Babam yanlış tanıtılıyor. Renkli televizyonun girdiği ilk ev bizimkiydi" dedi.
BİR zamanlar Spor Toto,
Milli Piyango gibi şans oyunları aleyhine verdiği vaazlarla ve vaazlarından yapılan kasetlerle bütün Türkiye’de tanınan Timurtaş Hoca’nın (Uçar) oğlu Bekir Yunus Uçar, Spor Toto Teşkilát Müdürü olarak görev yapıyor. Geçtiğimiz yıl Erdanay Oflas’ın yerine getirilen Bekir Yunus Uçar, "Timurtaş Hoca’nın oğlu nasıl onun karşı çıktığı bir işi yapar" türünden eleştirileri doğru bulmadığını belirterek, "Babam sağ olsaydı, aldığım maaşı hak edip etmediğime bakardı. Babam, kendi şahsi fikrine uymasa da pek çok şeye ses çıkarmazdı. İnsanın kendi vicdanına hesap vermesi gerektiğine inanırdı" dedi.
Uçar, kendisinin Spor Toto Teşkilát Müdürü olmasını yadırgayanların, babasını yanlış tanıdıklarını belirtti ve kendisinin de gençliğinde Spor Toto oynadığını vurgulayarak, "Şans oyunları bazıları için eğlenceli bir araçtır, bazıları içinse temel bir hedef. Maçlardan aldığınız heyecanı artırmak için oynarsanız keyifli bir iştir. Ancak aksi batağa sürükleyebilir" diye konuştu.
Uçar şunları söyledi:
"Babamın böyle konularda saplantıları yoktu. Türkiye’de ilk renkli televizyon bizim evimizdeydi. Telesekreter, video kamera gibi şeyleri de evine ilk alan kişi babamdır. Düşünün ki, arkadaşlarım kılık kıyafetleri konusunda ailelerinden gelen baskı karşısında ne yapacağını bilemezken, ben bacağımda kotla, uzun saçlarımla dolaşır ve gitar çalardım. Babamdan bir tek azar veya olumsuz laf işitmedim. Beni gazeteci olmaya teşvik eden de babamdır."
Bekir Yunus Uçar, babasının devletin temel ilkelerine sonuna kadar bağlı kaldığını da hatırlatarak, "Ülke menfaatlerine aykırı veya ters gelecek herhangi bir şey benim ailemin düşünce yapısında yer almadı ve almaz da. Biz ekmek yediğimiz, maaş aldığımız sistemin yıkılması için gayret gösterecek insanlardan değiliz. Babam bize sürekli olarak, ’Bu devletin varlığı her şeyden üstündür. Devletimiz ve birliğimiz olmazsa dinimizi yaşamamız mümkün değildir’ derdi. Babamın vaazlarını çarpıtarak din tacirliği yaptılar" dedi.
Başbakan’ın okul arkadaşı1944’te Elazığ’ın Sivrice ilçesinde doğan Timurtaş Hoca, Elazığ İmam Hatip Lisesi’nden sonra İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitirdi. Öğrenciliğinden itibaren vaazlarıyla dikkat çekti. Prof. Süleyman Ateş’in Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte istanbul Müftü Başmuavini oldu (1976). Şehzadebaşı ve Eminönü Yeni Camii’nde verdiği vaazlar büyük ilgi gördü. 12 Eylül 1980’den sonra vaizlikten alınıp Beykoz Çavuşbaşı köyüne imam hatip olarak tayin edildi. 1999’da emekli oldu. 20 Ocak 2000’de vefat etti. Kasetlerini çoğaltıp satan birisinin, "Hocam kasetlerinizden kazandıklarımda beş katlı ev, bir de yazlık aldım, Allah razı olsun" sözleri karşısında, "Tebrik ederim, ben de hakkımda açılan davalar için avukat tutacak para bulamıyorum" dediği rivayet edilir.