Sperm skandalında 13 doktora dava

Güncelleme Tarihi:

Sperm skandalında 13 doktora dava
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2004 01:48

Adana'da 3 yıl önce meydana gelen ‘Sperm skandalı’ olayında ikinci perde açılıyor. Danıştay 2. Dairesi, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmet Köker ile birlikte, olay sırasında görevli diğer 12 doktorun da yargılanması gerektiğine karar verdi.

ÇUKUROVA Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. İsmet Köker, tüp bebek için muayenehanesine gelen hastalarını, görevli olduğu Balcalı Hastanesi'nin olanaklarını kullanarak hamile bıraktırmakla suçlandı. 3 yıl önce meydana gelen skandal basında yer aldı. Yasalara aykırı olduğu için şok etkisi yaratan ‘sperm skandalı’ iddiaları üzerine Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü, bir komisyon kurup araştırma başlattı. 3 ay görevden uzaklaştırılan Prof. Dr. İsmet Köker'in yargılanması talep edilirken, aynı bölümde doktorasını yapan 12 doktor için bu istekte bulunulmadı. Ancak Prof. Dr. Köker, hakkındaki ‘‘lüzumu muhakeme’’ kararına Danıştay nezdinde itirazda bulundu.

13 DOKTOR DA SORUMLU

İtirazı değerlendiren Danıştay 2'nci Dairesi, olay meydana geldiğinde Prof. Dr. Köker ile birlikte görev yapan, ve doktoralarını tamamlayıp değişik illere tayinleri çıkan Dr. Cem Cengiz, Dr. Özgür Kayaselçuk, Dr. Mustafa Şiş, Dr. Ümit Altıntaş, Dr. Özkan Yılmaz, Dr. Nihat Kataya, Dr. Reşat Mısırlıoğlu, Dr. Abdi Oğuz, Dr. Erdal Candan, Dr. Ayhan Coşkun, Dr. Önel Cemiloğlu, ve Dr. A. Hakim Arısoy'un da Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına oybirliği ile karar verdi. Suçlanan 13 doktor hakkında görevlerini kötüye kullandıkları iddiası ile TCK'nın 240'ncı maddesine göre, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve memuriyetten men cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması önümüzdeki günlerde başlayacak.

AİLELER BİLİYOR MU?

Skandal patlak verdiğinde, kamuoyunda en çok merak edilen konu, yasadışı işlemle sperm nakledilip gebe bırakılan kadınlarla eşlerinin bu durumu bilip bilmediği olmuştu. Dava dosyasına da giren, o tarihte Tıp Fakültesi'nin ilgili servisinde görevli Dr. Mustafa Şiş ile hemşire F.K, ifadelerinde kadın ve erkeklerin önemli kısmının bu durumu bildiğini ve erkeklerin kısırlık konusundaki onurunu kurtardığı için kabullendiğini söylemişti.

Ağır depresyona yol açabilir

İnfertilitede Psikiyatrik Sorunlar Uzmanı Dr. Oya Bozkurt, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

‘‘Kişinin kendine ait ya da istemediği birinden çocuk sahibi olması çok farklı şeyler. İnfertelite (kısırlık) sorunu bulunan erkekler sosyal, kadınlar ise psikolojik olarak zorlanıyor. Erkekler genellikle sorunlarını belli etmeden, konuşmadan yaşıyor. Çiftlerin cinsel yaşamlarının kalitesi düşüyor, aile ve iş hayatları bozulabiliyor. Tüp bebek sahibi olmanın maliyeti çok yüksek ve ancak birkaç denemeden sonra gebelik elde ediliyor. Bunca çabadan sonra çocuğun kendisine ait olmadığını anlamak depresyon gibi ağır psikolojik sorunlara neden olabilir. Ağır depresyon, büyük bir yıkım yaşayabilir. Evden kaçabilir. Aileyi reddedebilir.’’

Eşlerin haberi vardı

Dr. Mustafa Şiş, ifadesinde kimsenin Prof. Dr. Köker'i şikayet edemeyeceğini öne sürerek aşılamada kullanılan sperm transferinin de şu şekilde gerçekleştirildiğini anlatmıştı:

‘‘Hocamız Köker'in özel hastası olan kısır kadınlar poliklinikte muayene edilip sperm aşılanmasına karar verilince kendilerine ‘Yarın sabah eşinizle gelin. Eşiniz sperm versin, bize getirin, aşılama yapılacak' deniliyor. Ertesi gün gelen kadın, poliklinikteki sperm odasında alınan spermi, o anki görevli asistana getiriyor. Asistan da spermi alıp, gerekli işlemleri yapıyor. Ancak sperm alımı sırasında kadının ve erkeğin yanında başka kimse olmadığı için, sperm verme odasına kim, giriyor, kim çıkıyor, sperm kocadan mı yoksa başka birinden mi alınıyor bilinmiyor. Bazen de kadın ‘Evim çok yakın, evimden getirebilir miyim' diyor ve gidip bir süre sonra tüpe konulmuş spermle geliyor. Spermi nereden getirdiğini, kimden alındığı nasıl bilinebilir ki? Bu soruşturma sırasında bir veya bir kaç hastanın çıkıp şikayetçi olduğunu düşünelim. Bunlara DNA analizi yapıldığını ve çocuk ile babasının DNA'larının uyuşmadığını varsayalım. Spermin başka bir yerden edinilmediğini nasıl bileceksiniz? Kim ispatlayacak bunu? Ayrıca bana göre aşılama yoluyla bebek sahibi olan ailelerden hem kadın hem de kocası spermin başkasına ait olduğunu biliyor. İkisi bilmiyorsa da en azından biri biliyordur.’’

Gerçek biyolojik baba nasıl tespit edilir

Çocuğunun kendisinden mi yoksa başkasından mı olduğu öğrenmek isteyen şüpheci babalar için genetik testler yapılabiliyor. Acıbadem Polikliniği Soyak Genetik Tanı Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Ender Altıok şu bilgileri verdi:

‘‘Yapılan testlerde çocuktan gelen genetik madde, baba adayının genetik maddesi ile karşılaştırılıyor. Bir insanda her genden iki kopya bulunur. Kopyalardan biri anneden, diğeri babadan gelir. Babalık testi de bu bilgiye dayanarak yapılır. Çocuğun genlerinin yarısı ile babanın genlerinin yarısının eşleşip eşleşmediğine bakılır. Eğer baba adayının genetik maddesinin yarısı ile çocuğa babasından geçen genetik materyal aynı ise, test edilen baba adayı çocuğun gerçek biyolojik babasıdır. Eğer yapılan babalık testinde tutarsızlık gözlenmiş ise, test edilen baba adayı çocuğun gerçek biyolojik babası değildir. Annenin test edilmesine hiç gerek yok.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!