Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Yeprem, yaptığı açıklamada, tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmanın dini açıdan “helal ve caiz” olduğu vurgulayarak, bunun meşruiyet sınırları içinde gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Mustafa Saim Yeprem, şunları kaydetti:
“Meşruiyet sınırları gerek spermin, gerek yumurtanın nikah birliği içindeki eşlerden temin edilmesine, ana rahminin de bizzat eşin rahmi olmasına bağlıdır. Yani sperm, yumurta ve rahim nikah altındaki eşlerin olmalıdır. Bunun dışında bir sperm bankasından sperm almak suretiyle çocuk sahibi olmanın ya da yumurta nakli suretiyle çocuk sahibi olmanın İslam dini açısından olumlu olarak mütalaa edilemeyeceği kanaatindeyim.”
Prof. Dr. Yeprem, “Kadının, kocasının sağlık durumunun elvermemesi durumunda sperm bankasından sperm alarak hamile kalıp kalamayacağına” ilişkin olarak da şu görüşleri dile getirdi:
“Günümüzde tıbbın imkanları ve modern teknolojiler son derece gelişti. Yumurtalıklardan sperm üretme konusunda yeni teknolojiler geliştirildi. Bu yöntemler sayesinde kısır denilen birçok kişiden sperm temin edilebiliyor. Bu da mümkün değilse, bugün yasak olsa da şartlara bağlı olarak klonlama yapmanın dini açıdan bir sakıncası olmadığı kararlaştırılmıştır. Ancak, nikah dışında herhangi bir materyalin temini suretiyle çocuk sahibi olmak, İslam'ın temel prensiplerine aykırıdır.”
Yeprem, konunun ahlaki yönüne de dikkat çekerek, “Sperm bankasından alınan spermle hamile kalınarak doğan çocuk biyolojik olarak spermin sahibi olan babaya aittir. Bu durum ileride aile birliği açısından çok önemli huzursuzluklar, toplumsal sorunlar meydana getirebilir. Bizim toplum yapımız bunu henüz hazmedebilir durumda değil. İslam dini açısından bu uygulamanın caiz olmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.
PROF. DR. ZEKERİYA BEYAZ
İlahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ”Sperm ve yumurta nakli yoluyla çocuk sahibi olmak dini açıdan sakıncalı ve yasak, ahlak dışı, örf ve adetlere de aykırıdır” dedi.
Böyle bir durumun kanuni açıdan da “yasak ve suç” olduğunu, insan hakları ve çocuk haklarına da aykırı olduğunu vurgulayan Beyaz, şunları kaydetti:
“Nikah dışı, nikahsız birleşmelerle çocuk meydana getirmek günahtır. Dinen yasaktır. Toplumsal değerler açısından da ayıptır, günahtır, son derece sakıncalıdır. Çocuk hakları açısından ciddi sakıncaları vardır. Çocuk, anne ve babası ile bir bütündür. Çocuklar anne ve babalarının meşru varlığıyla şeref duyar. Bir çocuk kendisinin dünyaya gelişinin gayrı meşrulukla bütünleştiğini öğrenirse aşağılık duygusuna kapılır, psikolojik bunalıma girer. Hiç kimsenin, bilinçli olarak böyle çocuklar dünyaya getirmeye hakkı yoktur. O çocukların haklarına peşinen tecavüz edilmiş olunmaktadır.”
HUKUKİ SAKINCA
Zekeriya Beyaz, Türk Ceza Kanunu'nun çocuğun nesebini gizleme ve belirsiz hale getirmeyi suç saydığını da belirterek, Adana'da ortaya çıkarılan böyle bir olayda yapanların cezalandırıldığını da hatırlattı.
Evlilik dışında yabancı bir sperm veya yumurta kullanılarak hamile kalınması durumunda, bu tip olayların ilelebet saklı kalamayacağını da ifade eden Beyaz, ”Çocuk belli bir yaşa geldiğinde bunu çevresinden ya da ailesinden bir şekilde öğrenmektedir. O zaman çocukta bu durum karşısında büyük bir bunalım yaşamakta, adeta yıkılmaktadır” dedi.
Beyaz, sperm bankasından alınan spermle evlilik dışı çocuk sahibi olmanın miras hukuku açısından da çeşitli sakıncalar yaratabileceğini dile getirdi.
Tıbbi nedenlerle eşler arasında döllenme meydana gelmemesi durumunu da değerlendiren Beyaz, “Eğer erkek tamamen kısır ise kadın annelik hissini kimsesiz bir çocuğu evlat edinerek karşılayabilir” diye konuştu.
Beyaz, evlilik dışı, sperm bankasından alınan spermle çocuk sahibi olmanın hiçbir gerekçe ile mazur görülemeyeceğini kaydederek, bu tür yanlış yola girenlerin, bunu özendirici ve meşruymuş gibi anlatanların da topluma kötü örnek olduğunu sözlerine ekledi.