Güncelleme Tarihi:
MÜSİAD'ın 17. Olağan Genel Kurulu Kuran-ı Kerim okunarak başlandı. Başbakan Erdoğan ve kabinenin önemli bakanlarının katıldığı toplantının başında İstiklal Marşı okundu. Toplantıda konuşan Erdoğan, CHP'ye ve Baykal'a yönelik sert açıklamalarda bulundu.
İstanbul Cevahir Otelde gerçekleştirilen Kuran-ı Kerim okunarak başlayan MÜSİAD 17. Olağan Genel Kuruluna başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, kabinenin önemli bakanları da katıldı. Kabinenin 3’te 1’inin toplantıda hazır bulunduğu görüldü.
'İnsanlık Davası' adıyla gösterilen Sinevizyon’da Kamusal alanın kamusal bir kafese dönüştürüldüğü eleştirisinin altında türbanlı genç kızların görüntüleri yayınlandı.
Müstakil Sanayici ve İşadmaları Derneğinin 17. Olağan Genel Kuruluna katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1999 yılında cezaevine girmeden hemen önce MÜSİAD'ın şahsına ilk şeref üyesi olarak şahsıma bir paye verdiğini ve kendisi için bunun çok anlamlı olduğunu söyledi.
Geçmiş dönemlerde sermayenin renklere ayrıldığını bazılarına öz, bazılarına üvey muamelesine tanık olduklarını dile getiren Erdoğan, "Hem bölgeleri biribirinden ayırdılar. Hem de bu bölgelerde yatırım yapmak isteyenlere olumsuz tavır içinde oldular. Bir şeyi unuttular, Anadolu insanın cesaretini unuttular. Anadolunun imkanszılıklara rağmen küllerinden yeniden doğduğunu ve kükrediğini unuttular" dedi.
Demokrasinin vatandaşın özgür iradesiyle, serbest irtadesiyle oy kullanması iradesiyle yöneticilerini seçmesi ve iktidarın asıl sahibi olmaları olduğunu ifade eden Erdoğan, "Eğer bu özgürlüğü vatandaşın elinden alırsanız orada demokrasiden bahsedilemez. Demokarisinin bu asli unsurunu hatta demokrasinin kendisini tartışmaya açanlara tepki gelmemesi çok manidar. Demokrasiye, milli iradeye karşı atılan her adım partileri karşısında bulabilmelidir" şeklinde konuştu.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti; "Çıkıyor Mecliste diyor ki, Katar'da ne işleri var? Oturursun bu noktada olduğun yerde kalırsın. Bunların vatan sevgisi, millet sevgisi diye bir dertleri yok. Şuanda benim 7 bin vatandaşım Katar'da çalışıyor. Bunları nasıl görmezden gelirsiniz. Dünyada Türk mütehattileri 3. sıraya oturmuşsa bu durup dururuken olmadı ki, dünyaya ülkemizi pazarlamak dediğimiz zaman bunların aklına başka şeyler geliyor. Bunlar hep aynaya bakarak kendilerini görüyorlar. Bizi göremezler. Çok önemli İsveç'e gittim. Orada Türk işadamlarımız var. İsveç'te kurulan Türk şirketi sayısı 3 bine ulaşmış. Ciroları 3 milyar Euro'yu geçiyor. Bunları görünce gurulanıyorum. Sen gideceksin, artık yabancı yok, artık küresel sermaye yok. Eğer batı büyüyorsa işte böyle büyüyor. Para bir civa gibidir. Kendisi için uygun zemin neresiyse oraya konar. Şimdi bakıyorum bazıları zevkten dört köşe, ne diyorlar? Geçen yıla göre yabancı sermayede yüzde 85 azalma var. Korkuyorlar. Sermaye ürkektir. Bana soruyorlar. Keşke bana sormasalar. Misaki Milli sınırları içinde kendilerini hapsedenler, 40'ların Türkiyesine takışıp kalmışlar. Bunlar Ankara'ya İstanbul'a sıkışıp kalmışlar. Kuyu kazamakla, engel çıkarmakla meşguller."
Dünyanın en ücra köşesinde bugün eğer bir Türk girişimci varsa bunun bir anlamı var. Sanal gerilimler çıkardığımız anda özel sektör bir tereddüt içine giriyor. İyimserlik hayati derecede önemli. Bunu bozmaya yeltendiğiniz anda göstergeler tersine dönmeye başlayacaktır. Biz işçimiz memurumuz nemalarının tamamını ödedik. 10 milyar dolar olarak düşünelim. Bunu insan görmüyor mu? Ayıptır, yazıktır. Yüzde 78 kamu net borç stoku varken, şuanda yüzde 37'ye düşmüş. Hortumlar kesildi" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Bu ara bir pirinç krizidir gidiyor. Geçmişte vardı. Ayıptır bunlarda ar diye bir şey yok. Bir baktım bir gazeteden 70'li yıllardaki kuyruklar gibi pirinç kuyruğu var diyor. Ben dün Mudurnu'daydım. Baktım maşallah pirinç de var, bulgur da var. Tamam bir kuraklık var ülkemizde. Geçen yıla kadar biz ihraç ettik. Biz millet olarak pirinç yerine bulgur da yeriz. Bu cambazlara aldanmayın, gerekirse ihbarda bulunun. Bunların üzerine gideceğiz. Milletimize karşı bu tip oyunlara girenlere milletçe hesap soracağız. Bu istikrarı zedelerseniz, tarihte affetmez, millette affetmez. Bizim güçlü Türkiye hedefinden vazgeçmemiz mümkün değil. Biz kazanalım da diyenlerden hiç olmadık. Gerilim çıkarmak için gayret gösterenleri hepimiz görüyoruz. Hayali tehditler üretip, inanmaya başlayanları sizler de milletimiz de açık bir şekilde görüyor. Türkşiyenin bu ilerleme ivmesinden geri dönüş asla olmayacaktır" şeklinde konuştu.
Terörle mücadeleye de değinen Erdoğan, terörle, mafyayla, çetelerle mücadelenin aynı kararlılıkla süreceğini söyledi.