Efe SIVIŞ / hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2010 15:29
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu hurriyet.com.tr'den Efe Sıvış'a önemli açıklamalar yaptı. Bakan Çubukçu, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirileceğini, bundan sonraki öğretmen atamalarında ise sadece kadrolu öğretmen ataması yapacaklarını söyledi.
MEB, Türk öğrencileri yurtdışına master ve doktora programları için gönderme projesi olduğunu açıkladı. Bu öğrenciler neye göre belirleniyor ve kimler arasından seçiliyor?
Öğrencilerimizi çok objektif, eşit ve adil bir şekilde ölçerek seçeceğiz. Kimseye bir ayrıcalık tanınmayacak. ALES sınavında üstün başarı göstermiş, lisans programlarını üstün derecelerle bitiren öğrencilerimizi yurtdışına göndereceğiz. Yalnız şunu belirtmek gerekir; öğrencilerimizin okuyacağı okullar sıradan nitelikte değil. Bu programa seçilecek olanlar dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına girmiş okullarda okuma fırsatı bulacaklar.
Bu projeden kaç öğrenci yararlanabilecek?
Her yıl bin öğrenci göndermeyi planlıyoruz, beş yılda beş bin öğrenciyi yurtdışına göndereceğiz.
Bu projenin fikir babası kimdi ve hedeflenen nokta neresi?
Sayın Başbakan’ın talimatıyla 2006 yılında tohumları atılan bir proje. Üniversitelerimiz ve özellikle yeni kurulan yükseköğretim kurumlarımız başta olmak üzere tüm üniversitelerimizin öğretim üyeleri açığına cevap vermeye çalışıyoruz. Biz bu projeyle “Geleceğin Türkiye’sini” yaratıyoruz. Dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim görecek olan gençlerimizin ülkemize çok faydalı olacaklarına inanıyorum.
Televizyon yoluyla eğitim sistemini ve bu konudaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sistem dünyanın en gelişmiş ve sanayileşmiş toplumlarında uygulanan, interaktif bir sistem. Türkiye’de bu konuda Demet Sabancı Çetindoğan’ın kurduğu ZTV çok önemli bir görevi üstleniyor. Bundan böyle bakanlığımız bünyesinde verilen dersler ve ürettiğimiz görsel materyaller, belgeseller ZTV televizyonunda yayınlanacak. Eğitim konusu çoğu zaman hem örgün eğitim içerisindeki hem de dışındaki çocukları etkiliyor. Bu tür yayınların en önemli kitlesi dezavantajlı gruplar dediğimiz engelliler ya da bir şekilde genel eğitim sistemi içinden kopmuş, eğitim çağını geçmiş insanlar. Bu insanlara ulaşması açısından televizyon yayınları ile eğitim son derece önemli. Bugün fırsat eşitliğini sağlaması açısından ve sadece sınıf modeli yerine farklı bir modeli benimsediği için çok önemli. Diğer yandan rutin bir şekilde okullarına giden, derslerine giren öğrencilere katkı açısından da önemli. Onlar da izleyerek derslerini pekiştirme olanaklarına sahip oluyorlar.
Türkiye’de üniversite seçiminde öğrencilerin ilgi alanları yerine ileride kazanacakları para miktarına göre tercih yaptıklarını görüyoruz. Mühendislik, İşletme gibi ana akım bölümler reklamcılık, görsel sanatlar, müzik okumak isteyen öğrencilerle dolu. Bu ileride işini severek yapamayan bir toplum yaratmaz mı? Kesinlikle yaratır. Sadece sınavlardan iyi sonuç almaya odaklanma, herhangi bir meslek sahibi olma ya da çok para kazanma gibi konuların, öğrenme zevkinin ve öğrenme becerilerinin gelişmesine engel olduğunu düşünüyorum. Bir gencin çok severek ve ilgi alanları doğrultusunda yapabileceği bir mesleği seçmesi başarıyı da beraberinde getirir. Tüm öğrencilerimize bu yönde tercih yapmalarını ısrarla öneriyorum. Herkesin çok yüksek miktarda para kazanma olanağı zaten olamaz. Böyle bir hedef koymak da çok gerçekçi değil. Bu yüzden şunu vurguluyorum, “öğrenmenin zevkine varın”, “eğitimin hazzını yaşayın”, kendinizi geliştirin ve bunları yaparsanız başarı gelecektir.
Magna Charta Gözlemcilik Konseyi ve Avrupa Üniversieler birliğinin Türk üniversitelerindeki akademik özgürlükleri zayıf bulduklarını açıkladı. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?Bence de Türkiye’de akademik özgürlükler konusunda çok daha iyi yerlere gelebilmeliyiz. Magna Charta’dan çıkan sonuca katılıyorum. Akademi dünyasının ya da bilim adamlarımız için elimizden gelen imkanları hükümet olarak sonuna kadar kullanıyoruz. Fakat üniversite çevresinde bilimsel manada kendilerini özgür hissetmeyenler varsa ya da özgürlüklerinin kısıtlandığına dair kanıtları varsa onların yanlarında olurum.
Sözleşmeli öğretmen alımları konusu çok tartışıldı. Son durum nedir? Öğretmen ihtiyacımız devam ettiği sürece mevcut ve şu anda alınmış olan 70 bin öğretmenin sözleşmeli kadromuzu koruyacağız. Fakat bundan böyle sözleşmeli öğretmen almamaya özellikle gayret edeceğiz. Önce planımız şu anda bulunan sözleşmeli öğretmenlerimizi kadroya geçirmek. Bundan sonraki öğretmen atamalarında ise sadece kadrolu öğretmen ataması yapacağız.