Ayça BARUT
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2003 00:38
İskoçya'nın U2'su olarak adlandırılan ve arkadaşlıklarının temeli kum havuzunda atılan Jim Kerr ile Charlie Burchill'ın kurduğu Simple Minds, Rock'n'Coke Festivali'nde bugün sahne alacak grupların en önemlilerinden.
Grubun solisti Jim Kerr, pop yıldızları gibi yaşamaktan ve objektiflerin karşısına geçmekten hoşlanmayan biri. Buna rağmen, The Pretenders’dan Chrissie Hynde ve ünlü yıldız Patsy Kensit ile yaptığı evlilikler yüzünden yıllardır
magazin sayfalarının gözdesi. Aynı zamanda sıkı bir Celtic taraftarı olarak da bilinen Kerr'le İstanbul'daki konserden bir hafta önce telefonla görüştük.
Charlie Burchill'le çocukluğunuzdan beri berabersiniz. Hiç anlaşamadığınız olmuyor mu?
- Aslında sürekli oluyor. Daha dün akşam tartıştık. Sadece müzik değil, her konuda anlaşamadığımız noktalar olabiliyor. Ama gerçekten çok yakınız. Birbirimize alan bırakmayı da çok iyi biliyoruz. En önemlisi de hálá birbirimizi bulduğumuz için çok talihli olduğumuza inanıyoruz. Her zaman pozitif bir ruh hálinde olmak mümkün değil tabii. Ama iyi bir partner, daha da önemlisi iyi bir arkadaş bulmak çok önemli ve çok güzel. O benim en iyi arkadaşım.
Bir röportajda şarkılarınızda özel hayatınızdan bahsetmek istemediğinizi söylemiştiniz. Sizi anlatan bir şarkınız yok mu?
- Benim anlatmak istediğim tam olarak bu değildi aslında. Tabii ki yaptığım müziğin içinde benden bir şeyler var. Kasıtlı olarak yapmıyorum bunu. Saklamak istediğim bir şey yok, ama kendimi o kadar da ilginç bulmuyorum. Zihnimi meşgul eden başka birçok şey var. Sürekli kendimden bahsetseydim, çok çabuk sıkılırdım herhalde.
‘‘Don't U Forget About Me’’, sizi Amerika'da ünlü yapan şarkı. Oysa siz birçok yerde şarkıyı seslendirmekten gurur duymadığınızı söylediniz. Şarkıyı sevenlerin kalbini kırdığınızı düşünmüyor musunuz?
- Yine mi? Bu soru birçok röportajda soruluyor. Bu şarkıyı seviyorum. Bu kadar çok insana zevk vermesi çok güzel bir şey. Canlı söylediğimiz zaman birçok insan bize eşlik ediyor. Şarkının yarattığı etkiyi görmek gerçekten güzel. Benim için problem, şarkıyı benim yazmamış olmam. Sözlerine bağlı hissetmiyorum kendimi. Ben olsaydım ‘‘Do Forget About Me’’ (Beni Unut) yazardım, ‘‘Don't U Forget About Me’’ (Sakın Beni Unutma) değil. O zamanlar gençtik ve şarkıyı biz yazmadığımız için kızgındık. Çünkü şarkılarımızın yüzde 99'unun sözlerini biz yazdık. Bu şarkıyı biz yazmamıştık ve yarattığı başarı da bizi sinirlendirmişti. Aslında harika bir pop şarkısı. Bir kuşağın şarkılarından biri oldu. Daha geçen gün bir radyoda dinledim ve hálá bu kadar popüler olmasına şaşırdım.
2002 Noel arifesinde Papa II. Jean Paul'e özel bir konser vermek üzere Vatikan'a davet edildiniz? Neden reddettiniz?
- Çok meşgûldük. Davet çok geç geldi ve gerçekten meşgûldük.
Sizin Celtic taraftarı olduğunuzu biliyorum. Hatta Celtic zor durumdayken satın almayı bile denemiştiniz. Şimdi durumları iyi, Şampiyonlar Ligi'nde oynuyorlar. Başka bir takım almayı düşünüyor musunuz?
- Takım alma isteğim Celtic'le ilgili bir şeydi. İstanbul'da yaşıyorsunuz,
Galatasaray'ı bilmeniz lázım.
Aslında ben de Galatasaraylıyım...
-Futbol takımlarının ne ifade ettiğini biliyorsunuzdur o zaman. Futboldan öte, sosyal bir fenomen söz konusu. Özellikle de göçmen İrlandalı takımı olması nedeniyle Celtic'in benim için farklı bir yeri var. Ben İskoç'um ama atalarımız İrlanda göçmeni. Ben Celtic'i almak istediğimde gerçekten çok zor durumdaydı. Ve herkes bana ‘‘Bu konuda çok konuşuyorsun ama hiçbir şey yapmıyorsun’’ diyordu. Bir plan yaptık ama olmadı. Gördüğünüz gibi takım birçok ilerleme kaydetti. Bu yüzden çok mutluyum. Ama Galatasaray'a karşı oynamadığımız için daha da mutluyum. Galatasaray'a karşı oynamak bizi korkuturdu. Bu arada Van Hooijdonk hálá Türkiye'de mi? Eski bir Celtic'li, onu çok severim.
Futbol size ilham veriyor mu?
- Bir anlamda ilham veriyor. Aslında önemli olan tuttuğununuz takımın sürekli kazanması ve şampiyon olması değil. Elinden gelenin en iyisi yapmak. Yine de futbol bizim için çok önemli, takımımız kazandığı zaman gerçekten çok mutlu oluyoruz.
HATIRLANACAK BİR GECE OLACAK İSTANBUL KONSERİ Glasgow'da bir restoran açtınız. Neden sushi'yi tercih ettiniz?
- Glasgow'da yoktu çünkü ve ben de sushi'yi seviyorum. Şunu da belirtmem lázım, yaptığım şeylerde tek başıma değilim. Bu grup için de böyle. Çok iyi bir ekiple çalışıyorum. Restoranı üç sene önce açtık. Ve ne mutlu ki insanlar çok sevdi. Genç kuşak bile çok ilgi gösteriyor. En azından insanlar fast food yerine sağlıklı bir şeyler yiyebiliyor.
Tanıdığınız Türk şarkıcılar var mı?
- Ne yazık ki yok. Ama konserden birkaç gün önce Türkiye'ye geleceğim. Üç günde her şeyden haberdar olmak mümkün değil ama Türk müzisyenler hakkında biraz bilgi sahibi olabileceğim sanırım.
Konseri izlemeye gelecek olan Türk hayranlarınızdan neler bekliyorsunuz?
- Bir şey beklemek benim tarzım değil. Onları etkilemek benim görevim. İyi bir performans için grup olarak elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Ve Türkiye, İstanbul, çok ilginç bir yer. Tarihi zenginliği olan bir ülke. O yüzden de özel olacak bizim için bu konser.
Beklentiniz yok ama bir mesajınız var mı konsere geleceklere?
- Gerçekten gelmeyi dört gözle bekliyorum. Onlara iyi bir konser vermek için elimizden geleni yapacağız. Birlikte hatırlanacak bir gece geçireceğimizi umuyorum.