Güncelleme Tarihi:
SAVCILIĞIN talebi üzerine Bakırköy 2’nci Sulh Ceza Hâkimliği’nce hakkında ‘terör örgütü propagandası’ yapmak suçundan yakalama kararı çıkarılan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, dün 02.20’de makamında gözaltına alındı. Elçi, sabah uçakla İstanbul’a getirildi. Elçi’nin gece gözaltına alınması sırasında polis TOMA ve zırhlı aracın da bulunduğu 10 araçlık konvoyla, Diyarbakır Barosu Adli Yardım Binası’na geldi. Sabah 08.30’da Bakırköy Adalet Sarayı’na getirilen Elçi, ifadesi alınmak üzere saat 09.50’de soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt’un odasına çıkarıldı. Yaklaşık 3 saat ifade veren Elçi’yi eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, İstanbul Barosu avukatı Ercan Kanar ve bölge baroları adına Batman Barosu Başkanı Ahmet Sevim savundu. Başsavcıvekili İdris Kurt, Elçi’yi tutuklanması talebiyle Nöbetçi Bakırköy Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2’nci maddesi kapsamında Tarafsız Bölge programının moderatörü Ahmet Hakan Coşkun ve sorumlu yayın müdürünün de soruşturmaya dahil edildiği bildirildi.
HÜKÜMET TALİMATIYLA
Elçi, soruşturmanın bağımsız olarak değil Ankara’dan hükümet üyeleri tarafından verilen talimat üzerine başlatıldığını düşündüğünü belirtti. Tahir Elçi, hakkındaki yakalama kararı için sabit ikâmet sahibi olmayışının gerekçe gösterildiğini, ancak şehir merkezini terk etmediğini, ilk iş olarak Diyarbakır Başsavcısı’nı arayarak kararın infazı için baro başkanlığında beklediğini kendisine bildirdiğini belirtti.
SAVCILIK SAF TUTUYOR
Elçi, programdan sonra hükümete yakın bazı yayın organlarından tehdit aldığını, yoğun bir şekilde hakkında linç kampanyası başlatıldığını belirterek “Savcılık makamının ve hakkımda karar veren hâkimliğin bu linç kampanyasında saf tuttuğunu düşünüyorum” dedi. Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliği, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakılmasına karar verdi. Elçi, ifadesinde ve adliyeden çıkarken şunları söyledi: “Ben anayasa ve uluslararası sözleşmelerce de garanti altına alınan ifade özgürlüğümü kullandım. Bu derece ağır bir meselenin merkezinde yaşayan ve çok önemli bir meslek örgütünün başında olan bir sivil olarak, kendimi özgürce ifade edemeyeceksem resmi ve belli bir siyasi anlayıştan farklı bir görüş veya yorum ifade edemeyeceksem bu kadar tarihi ve toplumsal meseleyi nasıl çözeceğiz? Ben bu sözlerin arkasındayım ve doğru olduğuna inanıyorum”
YAKALAMA KARARI VEREN HÂKİME SORUŞTURMA AÇILSIN
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi hakkında yakalama kararı çıkartılması ve sonrasında yaşanan süreç tartışma yarattı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Aziz Nesin’lik olay” dedi, şu değerlendirmeyi yaptı: “Elçi hakkındaki yakalama ve tutuklamaya sevk kararlarının hukuki dayanağı yok. Soruşturma ise zamanın ruhuna uygun siyasi bir soruşturma. Öncelik HSYK’nın o yakalama kararını veren hâkim hakkında derhal ve resen soruşturma açması lazım. Sebebi de kararı Sayın Hâkim okumadan imzalamış. Çünkü Baro Başkanı Tahir Elçi için yurtiçinde saklanmakta olan kişi nitelemesini yapmış. Ama Aziz Nesin’lik olay. Makam odasından gidip polis alıyor. Bir kişinin yakalanması kararı bu kadar ucuz verilmemeli. Elçi’nin PKK’nın terör örgütü olmadığına ilişkin açıklamasına katılmamız ve desteklememiz hiçbir şekilde ve düşünce özgürlüğü içinde hoş görmemiz de mümkün değil. Tartışmanın gelişinde ifade edilmiş bir cümle olarak mütaala etmek istiyorum.” (Oya ARMUTÇU / ANKARA)
HUKUKA AYKIRI
Levent Gök (CHP Grup Başkanvekili): PKK terör örgütüdür. CHP olarak bakış açımız çok nettir. Sayın Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı’dır. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yakalama koşulları bellidir. Kişinin kaçması, çağrıldığı halde ifadeye gelmemesi koşullarında yakalama kararı verilebilir. Baroda ‘İfade vermeye hazırım’ dediği bir ortamda yakalama kararı hukuka aykırıdır.
Ankara Barosu: Türkiye’nin gözü önünde adliye binası içerisinde baro odasında ifade vermek için tebligat bekleyen Elçi’nin yurtiçinde saklandığı, tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığı ve tebligat yapılamayacağı gerekçesi ile yakalanmasına karar verilmesi, tüyler ürpertici.
ONLARINKİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
MHP İstanbul Milletvekili Adayı Mehmet Arslan, önceki akşam Tarafsız Bölge programında, AK Parti’li Orhan Miroğlu’nun katıldığı bir televizyon programında “PKK terör örgütü değil, kendi topraklarında belli bir siyasi programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir” sözlerini dinletti.
Arslan, program aracılığıyla suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Konu Adalet Bakanı Kenan İpek’e soruldu. İpek, “Bu konuda bilgim yok. Sözü söyleyenin kişiliği, şahsı önemli değil. Yasalar karşısında suç olup olmadığı, suçun oluşup oluşmadığı önemli” yanıtını verdi. Miroğlu, “Hürriyet’e bu konuda açıklama yapmak istemedeğini” belirtirken, Ankara Barosu’ndan yapılan açıklamada, şöyle denildi: “Yargının bu konuda da kafası karışıktır. Yargı, iktidara yakın Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz’ün ‘PKK terör örgütü değildir’ demesini düşünce özgürlüğü olarak görmüştür. Yine yargı, suça teşvik kapsamında Mehmet Metiner’in, ‘PKK, bağımsız Kürdistan için silah kullanabilir’ ifadesini düşünce özgürlüğü olarak görmüştür. Son olarak yargı, iktidar partisinin yeni milletvekili Orhan Miroğlu’nun 18 Haziran 2014 tarihinde kameralar önünde ‘PKK terörist bir örgüt değildir, kendi topraklarında belli bir siyasi programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir’ açıklamasını da düşünce özgürlüğü olarak görmüştür. Ancak yargı, bu kez benzer niteliklerde bir cümle kuran Diyarbakır Baro Başkanı hakkında yasal süreçleri atlamak sureti ile yakalama kararı çıkartmıştır.”