Soykırımdan yargılansınlar

Güncelleme Tarihi:

Soykırımdan yargılansınlar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2007 00:00

Biri Alman üç Hırıstiyan’ın korkunç şekilde öldürülmesiyle tüm dünyayı şoke eden ’Misyoner katliamı’ davasına, dün Malatya’da başlandı. Duruşmaya, kurbanlardan birinin eşinin, "Çocuklarım, ’Anne Hıristiyanız diye bizi ne zaman öldürecekler’ diye soruyorlar" feryadı ile avukatların, "Sanıklar soykırımdan yargılansınlar" talebi damga vurdu.

MALATYA’da işlenen ve Türkiye ile birlikte tüm dünyayı şoke eden beşi tutuklu yedi sanıklı ’Misyoner katliamı’ davasının ilk duruşması, dün Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, Almanya, ABD ve AB’den yetkililer ile Diyarbakır Kilisesi ruhani önderi Ahmet Güvener izledi. Tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker’in getirildiği duruşmada 20’ye yakın müdahil ile beş sanık avukatı bulundu. Müdahil avukatları sanık yakınlarının ilerde tanık olabileceğini öne sürerek salondan çıkarılmalarını istediler. Mahkeme heyeti bu itirazı kabul edince, sanık Emre Günaydın’ın babası dışarı çıkarıldı.

İDDİANAME DERS OLUR Duruşmada söz alan müdahil avukat Ali Koç, Rahip Santoro ve Hırant Dink’in de çocuk yaşta kişilerce öldürüldüğüne dikkat çekti. Koç, "Türkiye’de hıristiyan cemaatini tek hedef haline getirebilecek, davayla hiçbir ilgisi olmayan 16 klasörlük misyonerlik ve hıristiyanlık belgeleri niye dosyaya konuldu?" diye sordu. Müdahil avukatı Erdal Doğan da, ’sorumsuzluk örneği’ olarak nitelendirdiği iddianamenin, hukuk fakültelerinde ders olarak okutulabileceğini söyledi.

SIRADAN CİNAYET DEĞİL Müdahil avukatlarından Ergin Cinmen, "Sanıkların suçu yeni TCK’daki soykırım suçudur. Ama iddianamede sıradan bir cinayet suçu gibi ceza verilmesi istenmiştir" dedi. Sanıklara bu suçtan savunma için ek süre verilmesini isteyen Cinmen, "Unutulmamalıdır ki, sanıklar sadece kendi dinlerinin propagandasını yapan hıristiyanları öldürmek için plan kurmuş ve kendi yandaşlarına cazip gelecek bir yöntemle kafalarını keserek öldürmüşlerdir. Ama bu cinayeti neden işlediklerinin yanıtı aranmamıştır" diye konuştu. duruşmaya, korkunç şekilde öldürülen Tilmann Ekkerhart Geske ve Necati Aydın’ın eşlerinin ifadeleri ile, bir avukatın, "Soykırımdan yargılansınlar" talebi damga vurdu. Geske’nin eşi Susanne, "Biz bu ülkeyi seviyoruz" derken, Şemse Aydın da, "Çocuklarım, ’Hıristiyan olduğumuz için biz de öldürülecek miyiz anne?’ diye soruyorlar" ifadesiyle izleyenlerin gözlerini yaşarttı. Mahkeme, müdahil avukatlarının dava ile ilişkisi olmadığı gerekçesiyle misyonerlik ve Hıristiyanlıkla ilgili 16 dosyanın ayrılması talebini reddetti. Duruşma sanıkların savunmalarını hazırlamaları için 14 Ocak’a ertelendi.

Bu ülkeyi seviyoruz

DURUŞMADA Türkçe konuşan, öldürülen Tilmann E. Geske’nin eşi Susanne, şöyle konuştu: "Biz bu ülkeyi, bu çevreyi çok sevdik. Hiçbir komşumuzdan kötü bir davranış görmedik. Eşimin öldürülmesinden sonra ziyaret ettiler. Üç gün yemekler verdiler. Çarşaflı komşularım, hatta imam bile ziyarete gelip üzüntülerini dile getirdi. Bir hıristiyan olarak ailemle bu ülkede yaşamak istiyoruz.".

Şok ihbar

ÖLDÜRÜLEN Necati Aydın’ın eşi Şemse Aydın’a gönderilen bir ihbar mektubu da duruşmada gündeme geldi. Müdahil avukatları, Ali Arslan imzalı mektupta, Emre Günaydın’ı cinayete, iki jandarma subayı ile ilahiyat fakültesinde görevli bir öğretim üyesinin azmettirdiği iddiasına yer verildiğini belirtiler. Mahkeme, Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderilen mektupla ilgili soruşturmanın sonucunun sorulmasına karar verdi.

Korkunç cinayet nasıl işlendi

18 Nisan 2007 tarihinde, daha önce de gidip geldiği Zirve Yayınevi’ne giden Emre Günaydın ve dört arkadaşı, hıristiyanlık propagandası yaptıklarını idda ettiği Necati Aydın, Uğur Yüksel ve Alman vatandaşı Tilman Geske’yi bir süre işkence yaptıktan sonra boğazlarını keserek öldürmüşlerdi. Bu sırada, yayınevine gelen ve kapının kapalı olduğunu gören Gökhan Talas ve Özge Talas, öldürülen Uğur Yücel’i cep telefonundan aramış ve sesinin kötü gelmesi üzerine olay yerine polis çağırmıştı. Polisin kapıya dayındığını gören sanıklardan Emre Günaydın, Ağbaba İş Merkezi’nde bulunan Zirve Yayınevi’nin balkonundan kaçmak isterken yere düşmüş ve ağır yaralanmıştı. Diğer zanlılar da kapıyı açarak polise teslim olmuşlardı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!