AA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2013 12:50
ABD'nin New York kentindeki araştırma merkezinde görev alan doktor Yurdaer Doğanata, sosyal medyanın yaygınlaşması ve veri depolama maliyetinin düşmesiyle, yüzde 90'ı son iki yılda oluşan "veri okyanusu"nun maddi değerinin 1 trilyon doları bulduğunu, bu verilerin analizleriyle geleceğe ilişkin bazı tahminlerin yapılabildiğihi bildirdi.
IBM Thomas J. Watson Araştırma Merkezi'nde proje yöneticisi doktor Yurdaer Doğanata, teknolojinin gelişimiyle veri depolama maliyetlerinin ve alanının hızlı biçimde düştüğünü belirterek, şu anki veri depolama maliyetleriyle bir kişinin hayatının videoya alınıp arşivlenmesinin günde 1 dolara mal olabileceğini söyledi.
Dünya genelinde saniyede 10 bin kişinin kredi kartı kullandığı, 40 bin kişinin "tweet" attığı örneklerini veren Doğanata, sosyal medyanın yaygınlaşması ve veri depolama maliyetinin düşmesinin etkisiyle günde 2,5 milyar gigabyte verinin ortaya çıktığını, dünyadaki tüm verinin yüzde 90'ının ise son iki yılda üretildiğini kaydetti.
Doğanata, geçmişte radyo ve televizyon kanallarıyla tek merkezden iletilen mesajların, günümüzde sosyal medya aracılığıyla herkes tarafından iletilebilir hale geldiğine dikkati çekerek şunları söyledi:
"Şu an en geniş etki alanı olan kişi, 24 milyon takipçisiyle Lady Gaga. Veri okyanusunun dibindeki 1 trilyon dolar değerindeki hazine, bizlerin sosyal medyadaki profili. Firmalar, kişisel özelliğimiz, algılama seviyemiz, sosyal kişiliğimiz ve ihtiyaçlarımızı öğrenebiliyor, mesajlarımızdan karakter tahlili yapabiliyor. Mesajlardan, insanların hassasiyeti yakalanmaya çalışılıyor."
Analiz edilen verilere göre 2014 modası 'steampunk'STEAMPUNK NEDİR? |
Steampunk bilimkurgunun alt janrlarından biri. Görsel ya da yazılı alanda eserler verilen bu janrda buhar gücüyle çalışan makinelerin öne çıktığı bir dünyada yaşanması muhtemel olaylar anlatılıyor. Dolayısıyla steampunk eserler İngiltere’de Victoria Dönemi ya da ABD’de Vahşi Batı yıllarında, yani 19’uncu yüzyılda geçiyor. H.G. Wells ve Jules Verne gibi klasik yazarların yanı sıra günümüzde Philip Pullman, Scott Westerfeld ve China Miéville gibi isimler de bu alanda eserler veriyor. Terim ilk kez 1987’de ortaya atılmış olsa da bugün 1950’lerde ve 1960’larda verilmiş eserler bile steampunk olarak nitelendirilebiliyor. |
Sosyal medya ve internette yazılanların, firmalar veya bu işle ilgili danışmanlık şirketlerince hedefleri doğrultusunda analiz edildiğini belirten Doğanata, "Sentiment Analizi" adı verilen yöntemle ilgili şu uygulama örneklerini verdi:
"2010 yılından itibaren 30 yaş altındakilerin mesajlarına bakılarak, 2014 yılının modasının steampunk olacağı tahmin ediliyor. Televizyon almak istediği mesajını atan kişiye 10 saniye sonra ilgili bir firmadan teklif gelebiliyor ya da bir üründen şikayetçi olan kişiye, o firmanın genel müdürü tarafından 3 dakika içinde özür mesajı gönderilebiliyor. İstanbul'da, cep telefonu kullanım verilerinden yola çıkılarak toplu ulaşım güzergahlarında düzenleme yapıldı ve verimlilik sağlandı. Gelecekle ilgili belirsizlik her zaman olacak ama analizlerimizle, hipotezlerin gerçekleşme olasılığının yüksekliğini tahmin edebileceğiz. Veri analiziyle, yakın zamanda nezle hastalığının hangi bölgeden nereye yayıldığı, kişilik profiliniz ve yaşadığınız yere göre nezleye yakalanma ihtimaliniz, ona göre planlama yapmanıza ilişkin tahmin ve uyarılar yapılabilecek."
Doğanata, "veri okyanusu"nun yüzde 80'inin metinden oluştuğunu, metinleri değerlendirecek programları yazacak kişilerin aynı zamanda üst düzey dil bilgisine sahip olması gerektiğini anlatarak, bu özellikler ile verilere dayalı tahminde bulunabilen matematik bilgisine sahip olanların iş açısından "aranan kişiler" haline geldiğini ifade etti.
"Arap Baharı, elimizdeki en güçlü kanıt"Yurdaer Doğanata, "Sentiment Analizi" yöntemiyle tahminin en büyük kanıtının "Arap Baharı" olduğunu kaydederek, şunları anlattı:
"Arap halkının yöneticileriyle ilgili kullandığı kelimelerin sentiment analizine bakıldığında, çok ilginç sonuçlar çıkmaya başladı. Daha önce Suudi Arabistan, Mısır veya Libya'da patlak veren olayların gazete analizlerinde kullanılan kelimelerle sosyal medya arasında korelasyon kurulduğunda, 1970'te olan bir olaydan önceki hareketin, örneğin Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden 3 ay önce sosyal medyada ortaya çıktığını görüyoruz. Bu bağlantı kurulsaydı, 3 ay önceden bu olayları bekleyebilirdik."
"1984 dünyası değil, daha demokratik dünya"Halk hareketlerinin önceden tahmin edilebilirliğinin, George Orwell'in "1984" adlı romanındaki gibi mutlak devlet kontrolünü sağlayamayacağını savunan Doğanata, buna neden olarak Orwell'in yarattığı dünyada insanların birbirleriyle haberleşme imkanı bulunmamasını gösterdi.
Doğanata, 5 yıl önce meydana gelen büyük depremi dünyaya 3 ay sonra doğrulayan Çin'de, yakın zaman önceki yaşanan depremin ise henüz sarsıntıları devam ederken sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya duyurulmasına işaret ederek, mevcut iletişim imkanlarıyla toplumun tek merkezden kontrol edebilmesinin güçlüğüne dikkati çekti.
Hayal bile edilemeyecek bir konuda, sosyal medya aracılığıyla yarım saat içinde 100 bin kişinin toplanabileceğini ifade eden Doğanata, "Bu, devletler üzeri bir güç. Devletlerin veya firmaların, çok büyük yatırımcıların gücü olmasına rağmen şu an sosyal medyanın insanlara verdiği gücü sınırlandırmak mümkün olmayacak. İletişim sistemleri ve olanaklarının artması, ülkelerde kendi kültürlerine göre sistemlerin yerleşmesine büyük faydası olacak. Artık kapalı bir toplum zor. Bizim ne hissettiğimiz aslında büyük devletleri bile korkutacak bir güç" diye konuştu.