Güncelleme Tarihi:
Hava Çetin Atalay sosyal medyada alternatif tıp tavsiyeleri veriyor. Atalay, 16 bin kişinin takip ettiği İnstagram hesabından M.A. isimli 8-9 yaşlarında olduğu tahmin edilen oğlunu 15 günde bir 36 saat aç bıraktığını, bu sayede de çocuğun gelişim gösterdiğini paylaştı. Küçük çocuğa sülük yapıştırdığı ve hacamat yaptığı görüntüleri de paylaşan Atalay, bir gönderisinde ise geçmiş yıllarda oğlunun kanser hastalığı atlattığını ve doğuştan bir akciğerinin olmadığını bu nedenle de kilo alamadığını ancak açlık yaptırdıktan sonra kilo aldığını öne sürdü.
BARİ UYUYAYIM DA...
Atalay’ın gönderilerinden birine göre çocuk açlıktan uyumayı seçiyor. Mesajda anne, “Biliyorsunuz sarı karınca ile ömür boyu sürecek olan koruma açlık ve oruçlarımızı bir müddet askıda bıraktıysak da son üç haftadır epey düzene oturttuk. Aman ne pazarlıklara kalktı benimle. Yok iki gün üst üste oruç tutayım da yok şu kadar gün şunu yapayım da. Olmaz efendim olmaz. Baktı kandıramayacak diyor ki uykuya vereyim de rahat geçsin bari” dedi.
Atalay, bunları bir doktor yönlendirmesiyle ve gözetiminde yaptığını da iddia etti.
EVİNE GİTTİLER
Atalay’ın bahsettiği doktorun kim olduğu bilinmezken çok sayıda hekim, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikâyette bulundu. Doktorlar, sosyal medyadan da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı etiketleyerek, “Bunun adı istismardır, bu çocuğun aile elinden alınması lazım. Bir çocuk için 36 saat açlık ne demek? Bir de gönderilerinde doktoru ile işbirliği içerisinde yürütüyoruz yazmış. Hangi doktor bu? Ya da nasıl bir yalan?” paylaşımları yaptı. Atalay, son yaptığı paylaşımlarında ise tepkiler üzerine Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekiplerinin evine gelip inceleme yaptığını ayrıca polise ifade verdiğini yazdı.
BİLİMDE YERİ YOK
- Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, “36 saat açlık bilimde yeri olan bir uygulama değildir. Tek sefer uygulanması belki sağlıklı bir çocuğa bir zarar vermez ancak sürekli uygulanıyorsa el koyulması gerekir” dedi.
Prof. Dr. Hatun şunları söyledi: “Çocuklar ailelerin bir malı, mülkü değildir. İnsanın anne olması çocuğuna istediğini yapabileceği anlamına gelmiyor. Katı suçlamalarda bulunmak istemem ancak aileler bu tür şeylere çaresizlikten ve bilgisizlikten başvuruyor. Bundan birkaç ay önce 5-6 yaşlarında böyle bir çocuk gördüm ve ketoasidoz adını verdiğimiz ağır bir tabloyla hastaneye yatmak zorunda kaldı. Ben de aile ile konuşurken biraz tepki gösterdim. Ancak konuşmanın bir yerinde akrabalardan birinin ‘Hocam çaresizlikten yapıyorlar’ dediklerini duyunca kelimelerimizi dikkatli seçmemiz gerektiğini düşündüm. Aslında onlardan daha çok yanlış yönlendirenlerin esas sorumlu olduğunu söylemek istiyorum.
ŞARLATANLAR ARTTI
Tip1 diyabete çare bulduğunu söyleyen genel cerrahlar, insülin kullanımını bıraktıran doktorlar görüyorum. Ne yazık ki şarlatanlıklar artmış durumda. Bu tip önerilerin bilimsel bir temeli yok ve ne yazık ki çaresizlik sömürüsü üzerine kurulu bir sistemdir bu. Sosyoekonomik durumu kırılgan birçok insanın sömürüldüğünü görüyorum. Türkiye’nin sağlık otoritelerinin buna el koyması gerekiyor.”