Sosyal güvenlik özelleştirilemez

Güncelleme Tarihi:

Sosyal güvenlik özelleştirilemez
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2002 15:44

Erken genel seçime bir hafta kaldı. Seçime katılacak partiler seçim bildirgelerini açıkladılar.

Partilerin seçim bildirgelerine bakarak sosyal güvenlik açısından bir değerlendirme yaptım. Ne yazık ki, bir iki partinin dışında geleceğe ümitle bakacağım beyanlar ve taahhütler bulamadım.

Partiler, oy alabilmek için başta ekonomi olmak üzere çeşitli branşlarda kadro kuruyor ancak sosyal güvenlikle ilgili beyin takımı oluşturmuyorlar. Sosyal güvenliği lidere ya da ekonomistlere bırakmayı düşünmüşler. Maalesef ekonomistler sosyal güvenlikten anlamadıkları gibi, anlam ve önemini de bilmiyorlar.

Onlara göre her şey para ve seçildiklerinde kendilerini Emekli Sandığı'nın içine atıp geleceklerini garanti altına alan kıyak emeklilik.

Geçmişte de aynı şeyleri yaşadık. Partilerin geçmiş seçimlerde sosyal güvenlikten anlayan kadrolar kuramadı. İktidara geldiklerinde ya da koalisyon ortağı olduklarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na işten anlamayan kişileri atadılar.

Son üç buçuk yıl böyle geçti. Sosyal güvenlikten anlamayanların yönetiminde sosyal güvenliğimiz içinden çıkılmaz bir hal aldı. Gelelim beklentilerime...

Türkiye de yaşayan insanların sosyal güvenlikle ilgili Anayasal haklarına saygı gösterilmesini istiyorum. Çalışma yaşamının geliştirilmesi, çalışanları koruyucu ve çalışmayı destekleyici önlemlerin alınması gerekiyor. Sosyal güvenlik olanağını sağlayacak ve yaygınlaştıracak tedbirlerin alınması için çeşitli uygulama ve projeler olmalı. Ancak seçim bildirgelerinde bunlar yer almıyor. Sosyal adalet ve sosyal refahın gerçekleşmesi için mücadele sözü de verilmiyor.

Bazı partiler bir iki cümle ile sosyal güvenliği geçiştirmiş. Bazıları üstünde bile durmamış. İktidarda ya da iktidar ortağı iken sosyal güvenlik için kolunu kıpırdatmayanlar, sosyal güvenliği yok etme pahasına, bireysel emeklilik adı altında bir uygulamayı Türkiye'ye sunanlar, özel sigortacılıktan medet umuyorlar.

Hele hele bir parti, sanki babasının şirketiymiş gibi 'Bağ-Kur'u kapatacağız' diyor.

Diyelim ki kapattılar. Mevcut sigortalıları ve emeklileri başka bir sosyal güvenlik kurumuna devretmekten de söz edilmiyor. Bağ-Kur'luları, özel sigortalı yapmaktan söz ediyorlar.

Başka bir parti kadınları 10 yıl geriye borçlandırıp beş yıl ileri aylık ödemeli emekli yapacakmış! Tabi SSK'dan değil. Nereden mi? Özel sigortadan. Hatta ödeyemeyenlerinkini devlete ödettirecekmiş.

Bazı partiler gözünü sosyal güvenlik kurumlarının hastanelerini özelleştirmeye dikmiş. Bazıları sağlığı özel sektöre devretmek gibi sonu belli olmayan yollara gideceğini açıklıyor. Sosyal güvenliği tamamen tasfiye edip hepsini Şili modeline uygun özel sigortalara devredeceklerini ve devletin sosyal güvenlik yükünü ortadan kaldıracaklarını söylüyorlar.

Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki sosyal güvenliğin asla ve kesinlikle alternatifi yoktur ve olamaz. Türkiye sosyal bir devlet olması nedeniyle, devletin sosyal yükünü hafifletme özel ve tüzel kimsenin haddine değildir.

Bu şirketlerin amacı sevdası birinci derecede para kazanmaktır.

Şimdi, öncelikle sosyal güvenlikte adı olmayan çaresiz kadınlar, sonra Bağ-Kur'lular, arkasından sosyal güvenlik sisteminden kopan ve sistemin dışına bilinçli olarak itilen sosyal sigortalılar özel sigortanın kucağına itiliyor.

Özel sigortalar tabi buna itiraz etmemektedirler. Çünkü herhangi bir zahmetleri ve uğraşları olmadan kendi kucaklarına gelen ve tarifelerine göre alacakları komisyonları düşünmektedirler.

Denemek istiyorlarsa önce bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm milletvekillerinin ve hak sahiplerinin Emekli Sandığı ile ilişkileri sona erdirilsin, özel sigortaya devredilsin. 20-25 yıl sonra görelim.

Sosyal sigortaların özelleştirilmesine bu ülke insanı izin vermez ve vermeyecektir. Sosyal barışı tetikleyecek bu girişimlerden vazgeçilmelidir. Özel sigortalar tamamlayıcıdır. Sosyal sigorta olmadan sadece özel sigorta sonu çıkmaz sokaktır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!