Sosyal dayanışmanın öncülüğünü yaptı

Güncelleme Tarihi:

Sosyal dayanışmanın öncülüğünü yaptı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2001 00:00


Haberin Devamı

Nezih Demirkent, 25 Eylül 1930'da İstanbul'da doğdu. Haydarpaşa Lisesi'nin ardından 1952'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe 1950 yılında Son Saat Gazetesi'nde stajyer spor muhabiri olarak başlayan Demirkent, 1952 yılında Yeni Sabah Gazetesi'ne geçti. Demirkent, 1964 yılında, Türkiye'de ilk ofset baskıyla yayınlanan Yeni Gazete'de Yazıişleri Müdürü olarak göreve başladı. Aynı gazetede 1969'da Genel Müdür yardımcısı olan Demirkent, 1970 yılında Hürriyet Gazetesi'ne Genel Müdür olarak geçti. Demirkent, Müesse Müdürlüğü ve Genel Müdürlük yaptığı Hürriyet Gazetesi'nden 1981 yılında ayrıldı ve Dünya Gazetesi'ni satın alarak, imtiyaz sahibi oldu.

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin kurucu üyeleri arasında yer alan Demirkent, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne 1982'den itibaren 10 yıl ve Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası'na bir dönem başkanlık yaptı. Demirkent, son olarak, Türkiye Gazete Sahipleri Birliği Başkanlığı ve İstanbul Sanayi Odası Meclis üyeliği görevlerini yürütüyordu. Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nin ‘fahri doktor’ unvanı verdiği Demirkent, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin de başkan yardımcısıydı.

TGC başkanlığı sırasında Gazeteciler Sosyal Hizmetler ve Emeklilik Vakfı'nı da yöneten Demirkent, TGC'nin yayın organı ‘Bizim Gazete’nin aylık olarak yayımını başlatmıştı, ayrıca Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu TGC Hikmet Memduh Kızılağaç Huzurevi ile TGC Basın Müzesi projelerini gerçekleştirmişti.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Işın Demirkent ile 1957 yılından beri evli olan Nezih Demirkent'in, Didem adlı bir kızı var. Basın Şeref Kartı sahibi Demirkent, Fransızca biliyordu. Demirkent'in gazetecilik mesleğiyle ilgili 1981'de yayınlanan ‘Sayfa Sayfa Gazetecilik’ ve 1995'te yayınlanan ‘Medya Medya’ adlı kitapları ve çok sayıda makalesi bulunuyor.

Sezer: Basının simge ismiydi

CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer, Dünya Gazetesi Sahibi Nezih Demirkent'in vefatı dolayısıyla başsağlığı diledi.

Cumhurbaşkanı, Demirkent'in vefatı dolayısıyla bir açıklama yaptı. Sezer'in Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi aracılığıyla yaptığı açıklama şöyle:

‘‘Dünya Gazetesi sahibi, değerli gazeteci yazar Nezih Demirkent'in vefatından büyük bir üzüntü duydum. Uzun yıllarını gazeteciliğe adayan ve Türk basınında birçok ilki başlatan Sayın Demirkent, basınımızın gelişerek, bugünlere ulaşmasında önemli bir rol üstlenmiş, ekonomi gazeteciliğinin de ülkemizdeki öncüsü olmuştur. Türk basınının simge isimlerinden Nezih Demirkent'e Allah'tan rahmet diliyor, kederli ailesine, çalışma arkadaşlarına ve basın dünyamıza içten başsağlığı dileklerimi iletiyorum.’’

Sezer, ayrıca, Nezih Demirkent'in eşi Prof. Dr. Işın Demirkent, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Arolat, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli ile Türkiye Gazete Sahipleri Birliği, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve İstanbul Sanayi Odası'na birer başsağlığı telgrafı gönderdi.

Başbakan ve parti başkanlarından mesaj

Başbakanlık Basın Merkezi'nden bildirildiğine göre Başbakan Bülent Ecevit'in Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Arolat'a gönderdiği başsağlığı mesajı şöyle:

‘‘Nezih Demirkent'in vefatından büyük üzüntü duydum. Acınızı yürekten paylaşıyorum. Allah'tan kendisine rahmet, size, yakınlarına ve Dünya görevlilerine başsağlığı dilerim. Nezih Demirkent, tüm yaşamını gazeteciliğe adamış bir basın ustası ve öncüsü idi. Onun Türkbasın tarihinde her zaman saygın bir yeri olacaktır.’’

TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin Demirkent'in eşi Prof. Işın Demirkent'e gönderdiği mesajı ise şöyle: ‘‘Değerli eşiniz, Türk basınının seçkin isimlerinden Nezih Demirkent'in ani bir rahatsızlık sonucu yaşamını yitirmesinden derin acı ve üzüntü duydum. Nezih Demirkent, 50 yıllık meslek yaşamı boyunca mesleğine hizmet etmiş, muhabirlikten başlayıp mesleğin her aşamasında görev almış ve duayen olarak nitelendirilmiş değerli bir gazeteciydi. Sorumlu ve nesnel gazetecilik anlayışının ülkemizde yerleşmesine büyük çaba harcamış bir gazeteci olan Nezih Demirkent, meslektaşlarına hep örnek olmuş bir kişilikti. Merhuma Allah'tan rahmet, size, ailenizin bireylerine ve tüm basıncamiasına başsağlığı dilerim.’’

ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Prof. Işın Demirkent'e gönderdiği başsağlığı telgrafında ‘‘Basın camiasında örnek kişiliği ve hizmetleri daima saygıyla anılacak’’ dedi ve Demirkent'in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yılmaz, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli ve Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Arolat'a da birer başsağlığı mesajı göndererek, taziyelerini bildirdi.

DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Arolat'a bir telgraf gönderdi. Çiller, telgrafında, şunları kaydetti: ‘‘Basınımızın seçkin temsilcilerinden, gazetecilik mesleğinde bugüne kadar tarafsız, yansız ve sağduyulu yazılarının yanında ve basın dünyasının ender yöneticilerinden biri olan Nezih Demirkent'in vefatına üzüldüm. Merhuma Cenab-ı Allah'tan rahmet, başta Demirkent ailesine, yakınlarına, Dünya Gazetesi yakınlarına ve basın camiasına başsağlığı dilerim.’’

MESLEKDAŞLARI DEMİRKENT'İ ANLATIYOR

Necmi Tanyolaç: Bana ‘‘kendimize iyi bakalım’’ dedi

Demirkent, Türk basınının son 50 yılına ismini ve damgasını vurmuş bir arkadaşımızdır. Dünya gazetesinin sahibi olmasına rağmen hiçbir zaman habercilikten ve emekçilikten ayrılmadı. O benim için önce bir muhabir, emekçiydi. Babıali'de 50'li yıllarında spor yazarı olarak gazeteciliğe başladık, o yöneticiliği seçti. Hürriyet gibi bir gazetenin büyümesinde, harcı karan insandı. Benim için de devre arkadaşımdı, Gazetecilik Enstitüsü'nde beraberdik. Beraber Türkiye Spor Yazarları Derneği'ni kurduk. Son olarak İslam Çupi'nin cenazesinde görüştük. ‘Şimdi ne yapacaksın?’ dedi. ‘Gazeteye gidiyorum’ dedim. ‘Bana bak, kendimize iyi bakalım’ dedi. Şimdi, sürekli bu sözleri aklıma geliyor. Demek ki o kendine iyi bakmamış.

Cemiyetteki çalışmalarıyla bize Basın Müzesi'ni, Darıca'daki huzurevini bıraktı ve birçok hizmet yaptı. Dünya Gazetesi, meslekteki bütün işsizlerin, sıkıntıya düşenlerin sığınağı olmuştu. Salı günleri Dünya Gazetesi'nde Medya köşesinde mesleğimize ışık tutan yazılar yazıyordu. Yeri hakikaten doldurulmaz bir yönetmendi. Babıali hayatının gerçek duayeniydi. Cemiyet başkanlığı sırasında Burhan Felek'in unutulmaması için meslekte 50 yılını ve 70 yaşını dolduranlara verilmek üzere Burhan Felek Ödülleri'ni oluşturmuştu. Nefes darlığı vardı. Doktorların uyarılarına rağmen zayıflamadı ve sigarayı bırakmadı. ‘Ben içime çekmiyorum’ diyordu. Yarın (bugün) saat 16.00'da Olimpiyatevi'nde Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem, Nezih ve ben hazırlıklar konusunda toplantı yapacaktık. Türk basının başı sağolsun.

Oktay Ekşi: Her şeyiyle gazeteciydi

Mesleğimizin gerçek bir duayeniydi. Mesleğe girdiği birinci günden son nefesini verdiği son saniyeye kadar her şeyi ile gazeteciydi. Hürriyet Gazetesi'ni, 1970'li yılların başından 1981'in sonlarına kadar sırtında taşıdı. Daha sonra emeğinden ve yeteneğinden başka bir şeyi olmayan çalışkan bir gazetecinin, nereye kadar başarılı olabileceğini en iyi şekilde ortaya koydu. Gerçekten yeri doldurulması güç bir gazeteciydi. Basın tarihimizin herhalde önemle ve saygıyla anacağı bir meslektaşımız olarak, eminim ki kuşaklar boyu adı anılacaktır. 1966 yılında Nezih Demirkent Yeni Gazete'nin Yazı İşleri Müdürü'ydü. Ben de Ankara temsilcisi olarak görev aldım. 1970'e kadar yakın bir işbirliği içinde çalıştık. 1974 yılında benim gazete başyazarlığına getirilmemden itibaren, 1981'e kadar çok yakın mesai yaşamımız oldu. Demirkent, gazetecilik heyecanı en üst düzeyde olan, halkın nabzını tutmayı bilen ve meseleleri, okuyucunun en açık anlayabileceği bir dille ona sunan gazetecilerdendi. Demokratik sisteme, Atatürk ilkelerine sarsılmaz bir bağlılık örneği idi. Kuşkusuz gazetecilik mesleğine katkıda bulunmayı, özellikle son yıllarında çok önemli bir görev addetmekteydi. Bu nedenle her salı günü görüşlerini kendi gazetesinde kamuoyuna ve meslek dünyamıza iletir, çağrıldığı her meslek platformunda birikimlerini, düşüncelerini aktarmaktan zevk duyardı. Belki en açık olarak vurgulanması gereken nokta, basın tarihimizde her zaman anılmaya değer bir yer bırakarak gitti.

Nail Güreli: Onu takdirle anacağız

Nezih Demirkent'in ölümü, Türk basını için çok acı, çok büyük ve çok önemli bir kayıp. Bu mesleğin duayeni olmasının ötesinde çok yönlü büyük bir ustaydı. Muhabirlikten başlayan ve salt gazetecilikle geçen yarım asırlık meslek yaşamında her kademede çok değerli hizmetler verdi. Demirkent, önemli gazetelerin kurumsallaşmasında, meslek örgütlerinin güçlenmesinde unutulmayacak hizmetler verdi. Basında sosyal dayanışma düşüncesinin öncüsü, savunucusu ve özverili bir uygulayıcısıydı. Demirkent, toplumsal, örgütsel anlayışı ve çabaları örnek alınacak bir büyük gazeteciydi. Cemiyetimizin bugünlere gelmesinde son gününe kadar harcadığı çabaları daima takdirle anacağız. Basının kendisine ciddi biçimde ihtiyaç duyduğu bir dönemde Demirkent'in kaybı, yeri kolay kolay doldurulamayacak bir boşluk yaratmıştır. Nezih Demirkent'i hiç unutmayacak ve daima rahmetle anacağız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!