Güncelleme Tarihi:
Gazeteci Metin Göktepe'ye ait olduğu ileri sürülen ve iki yıl sonra ortaya çıkan fotoğrafın esrarı, akla pek çok soru getirdi. Gerçek olup olmadığı tartışılan fotoğrafın aniden çıkmasına, davayı gören mahkemeler de şaşırdı, davacı ve davalı avukatları da. Hürriyet'in araştırması, olaydan sonra fotoğraf çekildiğini ortaya çıkardı. Savcının hazırlık dosyasına iki fotoğraf koyduğu belirtiliyor. Ancak davayı yürüten mahkeme hakimleri ve bilirkişi, dosyada fotoğraf olmadığını söylüyor. Gerçek fotoğraflar nerede? Yayınlanan fotoğraf gerçekse, bugüne kadar kim ve neden sakladı?..
Gazeteci, Metin Göktepe davası, son duruşmada dosyaya konduğu ileri sürülen bir fotoğrafla arap saçına döndü. Sabah Gazetesi'nde dün yayınlanan başına mont geçirilmiş ve yerde yatan kişinin işkenceyle öldürülen gazeteci Metin Göktepe'ye ait olduğu belirtilerek, bu fotoğrafın son anda dava dosyasına konulduğu belirtiliyordu.
Eyüp Spor Salonu önünde savcı tarafından çektirildiği anlaşılan ve bugüne kadar ortaya çıkarılmayan fotoğrafın, kim tarafından ve neden iki yıl gizlendiği tartışılıyor. İki yıldır süren dava dosyasında bulunmayan fotoğrafın karar aşamasında ortaya çıkması, pek çok senaryoyu da gündeme getirdi.
Davanın iki yıldır görüldüğü Afyon Ağır Ceza Mahkemesi ile keşfi yapan Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi başkanları, dosyada böyle bir fotoğrafın olmadığını söyledi. Sanık polislerin ve Göktepe'nin avukatlarının da iki yıldır dosyada görmediği bu fotoğrafın, hazırlık soruşturması sırasında Eyüp Savcılığı'nca çektirildiği belirtiliyor.
FİLM SAVCIDA
Göktepe'nin ölüm haberi üzerine Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan ile birlikte Eyüp Spor Salonu'na gittiklerini belirten dönemin Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü yetkilileri; ‘‘Saat 20.30 sıralarıydı. Olayın bildirilmesi üzerine Nöbetçi Savcı'yla birlikte olay yerine gittik. Kontrol ettik, öldüğünü anlayınca tutanak tuttuk. Savcının isteği üzerine bir fotoğraf makinası temin edip fotoğrafları çektik ve yine savcının isteği üzerine filmi kendisine teslim ettik. Olay yerinde tutulan tüm tutanaklar, yer göstermesi zabıtları savcıya verildi’’ dediler.
Davada yargılanan ve verdiği dilekçelerle bazı polisleri ve üstlerin suçlayan tutuklu sanık Emniyet Amiri Seydi Battal Köse, 24 Kasım 1997 tarihli dilekçesinde Göktepe'nin ölümünü şöyle anlatmıştı:
‘‘Polis memuru Mehmet Akköse bana gelerek dışardaki çay büfesinin yanında bir şahsın yattığını, ölmüş olabileceğini bildirmesi üzerine memurla birlikte gidip baktığımda şahsın yerde beton üzerinde hareketsiz yattığını, eğilip nabzına baktığımda ölmüş olduğu kanatine vardım. Durumu üstüm olan ilçe Emniyet Müdürüm M. Ali Aydın Akdemir'e makamına giderek haber verdim.’’
Eyüp İlçe Emniyet Müdürü M. Ali Aydın Akdemir de, olaya Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan'ın el koyduğunu ve isteği üzerine fotoğraf çektirildiğini belirtti.
SAVCI: DOSYADA
Göktepe'nin ölü bulunmasından hemen sonra olay yerine giden Eyüp Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı'na yakın kaynaklar ise olay yerinde çekilen 2 kare fotoğrafın hazırlık soruşturması sırasında dosyaya konulduğunu belirttiler. Aynı kaynaklar, Metin Göktepe bulunduğunda karnında sancı varmış gibi iki büklüm durduğunu belirterek şunları söylediler: ‘‘Savcı ve emniyet yetkilileriyle olay yerine gidildiğinde, Metin Göktepe spor salonu'nun dışındaki çay ocağının yanında, yerde dizlerinin üstünde iki büklüm duruyordu. Yatmış vaziyette değildi. Yüzü açıktı. Kapişonu başında değildi. Kapişon olduğunu gören savcı bunu da zabıtlara geçirtti. Ayağında kaliteli bir bot vardı. Fotoğrafı çekmek üzere savcı makina getirilmesini istediğinde pocket tipi bir makina getirildi. Savcı bu makinayla çekilemeyeceğini belirterek, flaşlı daha iyi bir makina getirilmesini söyledi. Sonra getirilen makina ile 2 poz resim çekildi. Daha sonra otopsi için ceset Adli Tıp'a kaldırıldı. Yalnız çay ocağının önü asfalt değil, kırmızı tuğlaydı. Fotoğrafların da eklendiği dosya, tanık ifadeleriyle birlikte, sanıkların polis olması nedeniyle Memurin Muhakematı Kanunu'na göre İl İdare Kurulu'na gönderildi.’’
AFYON HATIRLAMADI
Afyon Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Birışık, fotoğrafı dava dosyasında hatırlamadığını söyledi. Mustafa Birışık, ‘‘Bu fotoğraf yeni konmuş olabilir. Ancak bunu Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi yetkilileri bilebilir’’ dedi.
EYÜP: YOK
Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nin keşif isteğini yerine getiren Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Avlamaz da, ‘‘Bizdeki dosyada böyle bir fotoğraf yok. Fotoğraf gelse mutlaka bizim onayımızdan sonra dosyasına konulur’’ dedi.
BİLİRKİŞİ: GÖRMEDİK
Bilirkişi Adli Tıp Uzmanı Remzi Şendil, rapor yazım aşamasında da kendilerine böyle bir fotoğraf ulaşmadığını söyledi. Şendil ‘‘Dosya şu anda bizde. Raporu yazıyoruz. Ama böyle bir fotoğrafı dosyada görmedim’’ dedi.
Salonla büfenin arası 25 metre
Metin Göktepe, Eyüp Spor Salonu'nda gözaltına alındı. İddiaya göre burada dövüldü. Gördüğü işkenceye dayanamayınca fenalaştı. Bunun üzerine Emniyet Amiri Seydi Battal Köse'nin emriyle dışarı çıkarıldı. Akşam saatlerinde çay büfesinin yanında ölüsü bulundu. Spor salonu ile çay büfesinin arasındaki mesafe sadece 20-25 metre... İddiaya göre, Göktepe salonda gördüğü işkenceye dayanamadı ve son nefesini verdi. Bunun üzerine cesedi çay büfesinin önüne getirildi ve sevcılığa ondan sonra haber verildi. Göktepe'nin işkence gördüğü, mezara verilirken yüzü açılan kefenli halinden bile belli oluyordu.
Avukatlar: Biz dosyada görmedik
Göktepe'nin avukatlarından Fikret İlkiz, ne hazırlık soruşturmasında, ne de dava dosyasında böyle bir fotoğrafın bulunmadığını söyledi. İlkiz, ‘‘Bu fotoğraf gerçek ise bugüne kadar kim gizledi? Neden gizledi? Neden şimdi ortaya çıkarılıyor? Tüm bu soruların aydınlatılması lazım. Ben başından beri bu davanın avukatıyım. Şimdiye kadar dosyada böyle bir fotoğraf görmedim. Bu fotoğrafı kuşkulu görüyorum. Sevmedim. Bu fotoğraf kimin elinde ise kim koyduysa ismi açıklansın’’ dedi. İlkiz, ‘‘Olay yerinde genellikle maktüllerin yüzü açık ve her açıdan resimlerinin çekildiğini biliyoruz. Bu fotoğraf gerçekse, devamı nerede?’’ diye sordu.
Göktepe davasının hiçbir duruşmasında fotoğraftan teşhis yapılmadığını ve fotoğrafın iki yıl gizlenmesiyle suç işlendiğini söyleyen Göktepe avukatlarından Kamil Tekinsürek ise mahkeme resmen polisten istemesine rağmen, olayla ilgili hiç bir fotoğraf olmadığının bildirildiğini hatırlatarak, ‘‘Dava dosyasında tek bir Göktepe fotoğrafı bile yok’’ dedi.
Sanık avukatlarından Ömer Yeşilyurt da Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki orjinal dosyada ve Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki örnek dosyada da Göktepe'nin fotoğrafının bulunmadığını belirtti. Yeşilyurt, ‘‘Bu bir senaryodur. Davayı yönlendirmek için yapılıyor. Devletin başka bir birimi karar aşamasına gelen davayı etkilemek için bu senaryoyu ortaya koydu’’ dedi. Yeşilyurt, Metin Göktepe'nin Adli Tıp Raporu'na göre boyunun 1.58 santimetre olduğuna dikkat çekerek, ‘‘Fotoğraftaki kişinin boyu en az 1.70 santimetre. Bu fotoğraf düzmece olabilir’’ dedi. Sanık avukatlarından Ahmet Ülger de, fotoğrafın gerçek olması halinde bugüne kadar kimin gizlediğinin araştırılması gerektiğini söyledi.
Göktepe fotoğrafının gerçek olduğu belirlenirse, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açacak. Fotoğrafın gizlendiğinin belirlenmesi halinde, sorumlular hakkında ‘Adaleti yanıltmak, görevi kötüye kullanmak ve görevi suistimalden’ dava açılabilecek.
Mavi çorabı yoktu
Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe, fotoğraftaki kişinin oğlu olup olmadığını değerlendirirken, şunları söyledi: ‘‘Metin mavi rengi sevmezdi. Bu renk çorabı da yoktu. Zaten olsa da giymezdi. Ayağındaki ayakkabılar da onun değil. Onun yarım bot şeklinde ayakkabısı yoktu. Üzerindeki kot pantolon ile deri mont ise onun. Ancak, kapişonunu pek fazla kullanmazdı.’’ Oğlunun ölümünden sonra çok istemesine rağmen eşyalarının kendisine gösterilmediğini söyleyen Fadime Göktepe, ‘‘Bana fotoğraf makinesinin kırıldığını söylediler. 50 sefer istememe rağmen hiçbir eşyası bana gösterilmedi’’ dedi. Bu arada uzmanlar, fotoğrafta mavi çorap gibi görünen bölümün boya olabileceğini belirttiler.
İki farklı senaryo
Esrarengiz fotoğrafla birlikte, iki ayrı senaryo ortaya atıldı. İlk senaryoya göre, toplumun çok büyük tepkisini çeken ve Avrupa'nın da izlediği davada sanık polislerin mahkum ettirilerek tansiyonun düşürülmesi amaçlanıyor. Bu görüşü savunan avukatlar, ‘‘devletin bazı birimlerince’’ gizlenen fotoğrafın 13 Şubat'ta yapılacak duruşmadan önce gazetelerde yayınlanmasıyla mahkeme heyeti etkilenmek isteniyor.
İkinci senaryoya göre, bu fotoğraf düzmece. Fotoğrafın düzmece olduğu daha sonra kanıtlanacak ve sanık polisler lehine bir kanaat oluşturulacak. Bu senaryoya göre de sahte fotoğrafla mahkeme Göktepe'nin öldürüldüğü yer konusunda çelişkiye düşürülecek ve polislerin beraat etmesi sağlanacak.
Gökçetin: Mizansen
Dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Deniz Gökçetin, savcılığa gönderdiği dosyada sözkonusu fotoğrafın bulunmadığını açıkladı. Gökçetin, araştırmanın her safhasında yeraldığını hatırlatarak, ‘‘Olay yeri tespitlerimize göre, böyle bir fotoğrafın çekilmesinin de sözkonusu olmayacağını düşünüyorum. Sanırım mizansen’’ dedi.