OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 31, 2001 00:00
Adının açıklanmasını istemeyen bir emniyet müdürü, Garih cinayetinin soruÅŸturmasıyla ilgili yaÅŸanan skandal geliÅŸmeleri, deÄŸerlendirdi25 AÄŸustos 2001 Cumartesi günü Türkiye vahÅŸi bir cinayetle irkildi. Alarko Holding Yönetim Kurulu BaÅŸkanı ünlü iÅŸadamı Ãœzeyir Garih, Eyüp Mezarlığı'nda on yerinden bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulundu.Cinayetle ilgili soruÅŸturmayı en üst düzeyde yetkililer üstlendi. Ancak soruÅŸturmanın seyri daha ilk günden itibaren kafaları karıştırmaya baÅŸladı. Önce 13 yaşındaki bir boyacı çocuk "tinerci, deli, psikopat" olarak nitelenerek katil zanlısı ilan edildi ve medyada afiÅŸe edildi. F.N.'nin cinayetle ilgisinin olmadığı anlaşılınca, Garih'in kayıp cep telefonundan alınan sinyalle yeni bir zanlı bulundu. Aralık 2000'de afla serbest bırakılan cinayetten hükümlü, firari er Yener Yermez aranmaya baÅŸlandı. Ardından Yermez'in cinayet sırasında beraber olduÄŸu öne sürülen kız arkadaşı Pınar KonuÅŸkan yakalandı. KonuÅŸkan'ın cinayeti itiraf ettiÄŸi bilgisi alındı, ancak aynı gün içinde ifadesini geri aldığı ve çeliÅŸkili ifade verdiÄŸi açıklandı. SoruÅŸturmanın her aÅŸamasında medyaya bilgi sızdırılması ve kamuoyunun her ayrıntıdan haberdar olması "soruÅŸturmanın gizliliÄŸi nerede kaldı?" sorusunu gündeme getirdi. Ãœstelik bilgilerin çoÄŸu daha sonra yanlış çıktı. Peki neden böyle oldu? SoruÅŸturmayla ilgili her geliÅŸme neden basına sızdı? SoruÅŸturmayla ilgili yaÅŸanan skandal geliÅŸmeleri, halen görevli olan ancak adının açıklanmasını istemeyen bir emniyet müdürü şöyle deÄŸerlendirdi...SoruÅŸturmanın başından bu yana birçok yanlış yapıldı ve çeliÅŸkiler ortaya çıktı. Sizce neden böyle oldu?Bu büyük bir skandal. İçiÅŸleri Bakanı çıkarak fail bilmem kim diyor. Tabii bakan bunu kendiliÄŸinden söylemiyor. Belli yanıltılmış. Böyle bir yanılgıya neden olan kim olursa olsun görevde kalmaması gerekiyor. Ä°stanbul'da ikinci defa böyle bir olay yaÅŸanıyor. Nesim Malki cinayetinde de böyle olmuÅŸtu. Failin bulunduÄŸu söylendi. CumhurbaÅŸkanı düzeyinde bir açıklama yapıldı. Görevdeki kiÅŸi takdir edildi. Vali yapıldı. Ama daha sonra yapılan açıklamaların yanlış olduÄŸu anlaşıldı. Åžimdi ikinci skandalı yaşıyoruz. Bu kadar tecrübeli bir personelin 13 yaşındaki bir çocuÄŸun bu cinayeti iÅŸleyemeyeceÄŸini anlaması gerekiyordu. Kaldi ki bu çocuk alındı, cinayetin faili yakalandı açıklamaları çok yanlış. DiÄŸer taraftan bu çocuk reÅŸit deÄŸil. Gözaltına alamazsınız. Alsanız bile savcı gözetiminde yapılabilir. Bu ne meslek adabına uyar ne de baÅŸka bir ÅŸeye. EÄŸer bu çocuk güçlü biri olsaydı tüm medyayı ve kendini gözaltına alanları mahkum ettirebilirdi. Çünkü daha tahkikat yapılırken katil ilan edildi. Ne oldu ÅŸimdi, çocuÄŸun ismi ömür boyu tinerci olarak kaldı. Sizce olay yeri gerektiÄŸi gibi incelendi mi? Bulunan deliller olması gerektiÄŸi gibi deÄŸerlendirildi mi?Her yerde bir çok önlem alındığından söz ediliyor. Ama bu arada olay yerinden yeni deliller bulunduÄŸundan bahsediliyor. Demek ki olay yeri gerektiÄŸi gibi incelenmemiÅŸ.Araba beÅŸ dakikada incelenemez. GeliÅŸmiÅŸliÄŸi ÅŸovda deÄŸil iÅŸte de göstermeliyiz. Laboratuvara götürülmeliydi. Çevik Kuvvet'e gelince, onlar çevre tedbiri için kullanılır. İçeriye alınmaz. Uzman kiÅŸiler incelemesini ve aramasını yapar. Arama bazen haftalarca sürebilir, eÄŸer baÅŸtan ciddi bir araÅŸtırma yapılsaydı. Kanlı gömlek ilk gün bulunurdu. Belki de Çevik Kuvvet bu aramalar sırasında bazı delillerin yok olmasına neden oldu.Bir cinayet iÅŸlendiÄŸinde, olay yeri inceleme ekibi gelir en ince delillere kadar incelemeler yapar. Aynı bomba imha ekibi gibi tek yetkili onlardır. Nasıl ki bir bomba ihbarı yapıldığında sadece bomba imha ekibi ilgilenir, Terörle Mücadele, AsayiÅŸ ekipleri veya bir baÅŸkası karışmaz.Bizdeki kriminal laboratuvarlar Avrupa'daki ve ABD'kilerden farklı deÄŸil. Bu laboratuvarlarla övünüyoruz ama geliÅŸmiÅŸlik kendini burada gösterecek. Suç delillerinin toplanmasında gösterecek. Ama anlaşılıyor ki gösterilmemiÅŸ, ortada bir laubalilik var. Önce toplu bir arama yapıldı. Daha sonra tek tek arama yapıldı. EÄŸer elde cep telefonu olmasaydı. Teknik bir konu olmasaydı, faili meçhuldü. Bu araÅŸtırmanın yürütülmesinde başından sonuna kadar büyük bir bozukluk var. Acaba bu soruÅŸturmada bir koordinasyon bozukluÄŸu mu vardı, aksaklıklar bu yüzden mi ortaya çıktı?Olayın ÅŸekline göre deÄŸiÅŸir, bu büyük bir cinayet. Türkiye'yi ilgilendiriyor. Dolayısıyla üst düzeyde yönetiliyor. Olayın başından beri sevk ve idareyi vali ve emniyet müdürü yürütüyor. Oysa öldürülen sıradan biri olsa, mahalli karakol gider, cinayet masası gider inceler. Ama bu olayda hüzün verici bir geliÅŸmede yaÅŸandı. MOSSAD'ın devreye girdiÄŸinden bahsedildi. MOSSAD'ın ne iÅŸi var burada?Bu tür uluslararası anlaÅŸmalar var mı, iÅŸbirliÄŸi yapılıyor mu?O zaman şöyle düşünelim; Türkler dünyanın her yerine dağılmış durumda. Bir cinayet olduÄŸunda Türk polisi gidip müdahale ediyor mu? AnlaÅŸmalar olduÄŸundan bahsedildi. Yok böyle bir ÅŸey. Ben böyle bir olaya hiç ÅŸahit olmadım. Ama uluslararası bir suçtur, iÅŸin içinde mafya vardır, uyuÅŸturucu veya kaçakçılıkla ilgilidir. Yani Interpol'lük bir suçtur o zaman ilgili ülkenin polisiyle veya istihbarat birimleriyle iÅŸbirliÄŸi yapılır ama Interpol'ün koordinasyonunda. Bu olay tamamen yerel. Türk vatandaşı bir Musevi ölmüş. MOSSAD neden ilgilensin?Yermez'in kışladan kaçışı sırasında bir ihmal var mı?Gazetelerden okuduÄŸum haberlere göre, Yermez'i almak için kışlaya gidiliyor. Kayserili veya NevÅŸehirli Yermez kim deniyor? Asıl yapılması gereken ÅŸuydu: Bütün Yener'leri getirin buraya. Bir ihmal var ortada. Anlaşılan oraya uzman bir ekip gitmemiÅŸ. Dolayısıyla zaman kaybedildi. Kamuoyu hala bu olayla meÅŸgul. Ayrıca astsubay erin telefonunu alıyor ve kullanıyor. Kullanmasının suç olması bir yana komutanlar altındaki erlerin içtimai ve sosyal durumlarını bilirler. Sabıkalı olduÄŸu biliniyordu. Komutanlarının böyle bir kiÅŸinin elindeki telefonun nereden geldiÄŸini de düşünmesi gerekirdi.Kamuoyu soruÅŸturmayı medyadan dakika dakika takip etti. Medyaya bilgi sızdırılması bir hata mıydı yoksa taktik mi?Hayır taktik olduÄŸunu sanmıyorum, sadece kolaycılığa kaçıldı. Yanlış yapıldı. Bakan yanıldı veya yanıltıldı. Bu gerçeÄŸin de anlaşılması gerekiyor. Bundan sonra bakan çıktığında bir açıklama yaptığında, kamuoyu onun sözüne inanacak mı? Bir olayın failini ya da zanlılarını açıklamak bakanın görevi deÄŸil zaten.Peki kimin görevi? Kamuoyunun bilgilendirilmesiyle soruÅŸturmanın gizliliÄŸi arasındaki çizgi nasıl korunmalıydı?Bizim yöneticilerimiz baÅŸarılı olduÄŸunda hemen ön plana çıkarlar. BaÅŸarı gecikti mi hemen kaçarlar. Åžimdi bu olayda kim sorumlu, emniyet müdürü sorumlu. Sair konularda konuÅŸuyor deÄŸil mi? Bu konuda da konuÅŸmalıydı. Top bakana gitti, o da politika yapmak istedi. Ve ters tepti. Diyelim çocuk itiraf etti. Zaten gözaltında yapılan baskıya dair bir çok örnek verdi. Böyle bir durumda kabul etti. Kesin mahkemeden dönerdi.Yani zanlıdan delile gidilmeye çalışıldı?En baÅŸta aramalar iyi yapılmadı. Deliller ortadan kalktı ve evet sanıktan delile gidilmeye çalışılıyor. Otopark görevlisi o adam en başından beri orda deÄŸil miydi?Evet, zanlı deÄŸiÅŸtiÄŸinde tanıkların tekrar dinlenmesi gerekmiyor mu?Peki bir televizyon kanalı bu adamı buluyor ve konuÅŸturuyor. Önemli bir ipucu ortaya çıkartıyor. Bu adam bunları biliyordu da neden polise gitmedi. Evet polis zanlı deÄŸiÅŸtiÄŸinde tekrar tanıkları çağırmalı ve soruÅŸturmayı devam ettirmeliydi. Ama bu otopark görevlisi de üzerine düşeni yapmalı ve polise bildiklerini bir kez daha gidip anlatmalıydı. Son olarak cinayet aletleri bulunamazsa ne olur, itiraflar bu cinayetin aydınlanması için yeterli olur mu?Deliller dört dörtlük ortaya konamazsa olumsuz sonuçlar doÄŸurur. Pantolonda kan bulunmuÅŸ olması bir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmez. Ä°tiraf etmeleri de bir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmez. Mahkemede ifadelerin yüzde sekseni deÄŸiÅŸir. Mahkemede, 'baskı altında ifade verdim ÅŸimdi kabul etmiyorum' derlerse. Bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılırlar. Polis savcı adına ifade alır. EÄŸer polisin aldığı ifade mahkemede reddedilirse iÅŸler karışır. Ancak savcı önünde verilen ifadeler kesin delil kabul edilir. EÄŸer bıçak bulunamazsa o zaman savcının aldığı ifade delil olarak kabul edilebilir. Ama polisin aldığı kabul edilmeyebilir. Sadece sözlü delil yeterli olmaz.Bu durumda üzerinde durulması gereken ÅŸey 'Niçin önemli konularda savcılar devreye girmiyor?' Görevli savcının bu failleri ve tanıkları kendisinin sorgulaması gerekirdi. Ama yapmadı. Bu durum şüphelileri güçlendiriyor. "Polis bana baskı yaptı". Sanığın sığındığı önemli bir sığınaktır bu. Â
button