Güncelleme Tarihi:
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Psikolog Ömer Bayar, özel günleri sadece bir günle sınırlamanın o güne sembolik bir anlam yüklemekten öteye geçemediğini kaydetti.
Kadın sorunlarının gündeme getirilmesinin sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile sınırlı olamayacağını belirten Bayar, kadın ve erkek arasındaki farklılıklara iki tarafın saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Bayar, şöyle konuştu:
“Kadınlar ve erkekler eşit midir? Aslında bu soruda öncelikle eşitlik kavramını iyi anlamak lazım. Eşit olmadığımız fiziksel yönlerimiz, olaylara bakış açılarımız, hassas ve güçlü olduğumuz noktalarımız var. Bizler bu farklılıkları kabullenemeyip aynı olma çabasına girerek eşit olmayı çok farklı bir kulvarda tartışıyoruz. Dolayısıyla da ortaya çıkan birçok yeni tartışma ve çatışma eşitlik adı altında yeni gerilimlere sebep oluyor. Yani asıl soru eşit olup olmadığımız değil farklı olup olmadığımızdır. Farklılıklar ise sadece kadın ve erkek arasında değil, “birey” dediğimiz yani biricik olan her insan arasında vardır. Evet parmak izlerimiz gibi bizler de kendimize has özelliklerimizle herkesten farklıyız. Bundan dolayı farklılıklarımızı tartışmak ya da bir kenara atıp görmezden gelmek yerine bu farklılıklara saygı duyarak hayatımıza olumlu katkılar sağlayabilecek şekilde kullanmak, hepimizin daha kaliteli, daha mutlu ve daha az çatışmalı bir hayat yaşamamıza olanak sağlayacaktır.Kendi farklılıklarımızın farkına varmak ancak başkalarının farklı olduğunu anladığımızda mümkün olur. Bunun için hem kendimizi iyi tanımak hem de karşımızdaki insana empati yaparak onu anlamak gerekir. Bu kişi bir erkek de olabilir kadın da. Bir kadın ne bekler?
Şimdi gündemimizde kadınlar olduğu için onları anlamaya çalışalım. Neler yapabiliriz? Bir kadın bizden ne bekler? Aslında bunu anlamak için kafamızda teoriler üretmeye, kadını yeniden keşfetmeye gerek yok, bu pek mümkün de değil. Bunun yerine o kişiyi dinlemek, ihtiyaç duyduğu şeyin ne olduğunu ve beklentilerini anlamak, en önemlisi ise o kişi için doğru şeyleri yapmaya çalışarak önemsediğimizi hissettirmek yeterli olacaktır. Evet kadınlar anlaşıldığını bilmek ve önemsendiğini hissetmek isterler. Aslında doğum günü, yıl dönümleri ve benzer tarihleri bu kadar önemli ve hassas kılan şey bu değil midir? Sizin onu hatırlamanız, onun için güzel bir şeyler ortaya koymanız ve o kişinin sizin için farklı bir noktada olduğunu hissettirmenizdir amaç. Ama ne yazık ki bu ilişkiyi sadece belirli günlere sığdırmaya çalışmak o günlerin de pek kıymetinin kalmamasına yol açıyor ve sembolik bir anının ötesine geçemiyor. Bir anne için her günün anneler günü, bir eş için her günün yıl dönümü ve bir kadın için her günün kadınlar günü olması gerekir. Bunu bir yaşam tarzı olarak hayatın geneline yaymalıyız. Eşimizin yerine hamile kalamayız ancak ona destek olarak bu süreci rahat bir şekilde atlatmasını sağlayabiliriz. Annemizin telkinlerini dinlediğimizi hissettirerek onun kaygılarını azaltabilir, sevgilimizin duygusal dalgalanmaları olduğunda yanında istikrarlı bir şekilde durarak ona verdiğimiz değeri gösterebiliriz. Sadece söylemde kalmamak ve harekete geçerek her günümüzü kadınlar günü, erkekler günü, insanlar günü olarak yaşamak dileğiyle.”