Soprano Sarah Brightman Harem’e el attı

Güncelleme Tarihi:

Soprano Sarah Brightman Harem’e el attı
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 24, 2003 00:00

Åžu sıralarda, Sarah Brightman'ın 'Harem' adlı albümü müzik marketlerimize hareket getirdi. Müzik eleÅŸtirmenlerinin hakkında 'Arap çölleri üzerinde ve Anadolu semalarında, uçan halıyla çıkılan gizemci bir yolculuk' yorumunu yaptığı 'Harem'in yarattığı masal dünyası ziyadesiyle etkili. Brightman, Hürriyet'e sadece albümünü deÄŸil Andrew Lloyd Webber'in kendisi için kurduÄŸu düzenden nasıl sıyrıldığını, yakasını Paparazzi'lerden nasıl kurtardığını, özetle, 'diriliÅŸ süreci' dediÄŸi yıllarını da anlattı.Bir kavram olarak 'Harem'i nasıl yorumluyorsunuz?Arap dünyasına özgü, gizemli bir yolculuk olduÄŸunu düşünüyorum Harem'in. Kutsal kitapların Yasak Elma mitinden ziyade, Arabian Nights mitolojisindeki Harem'in gizemiyle örtüşen bir müzik yaptığımı düşünüyorum. Batılı toplumlar Hıristiyanlığa geçiÅŸle birlikte masalsı olanı yitirmiÅŸlerdir. Bu, kayıp sentetik hayatlar yaÅŸamamıza, sentetik müzikler yapmamıza sebebiyet verdi. Oysa masallar zamanın kırılma noktasıdır; bizim için paralel evrenler yaratır ve Harem'i de kapsayan OrtadoÄŸu gizemciliÄŸi uygarlığa ÅŸifa dağıtır. Harem'i albümün ismi olarak seçerken, bu kelimenin o güne kadar insanlara çaÄŸrıştırdığı ÅŸeyi aÅŸmak ve kelimeye gerçek anlamını iade etmek istedim. Harem, Arapça'da ‘‘yasak yer’’ anlamına geliyor.CS LEWIS HAYRANIOrtadoÄŸu gizemciliÄŸine ilginiz ne zaman uyandı?Çocukken CS Lewis hayranıydım. Yazdığı her satırı onlarca kez okumuÅŸumdur. Paralel dünyalar, uzak diyarlar, gizem ve büyü beni hep etkilemiÅŸtir. Ä°lk gençlik yıllarımda Binbir Gece Masalları'nı okumadan yataÄŸa girmezdim. Rüyalarımda o 'baÅŸka' diyarlara yolculuklar yapar, masal kahramanı olurdum. Åžimdiye kadar bütün albümlerimi bu duyguyla yaptığımı itiraf etmeliyim. Oysa geçmiÅŸ albümlerimi, mesela 'Eden' ya da 'La Luna'yı düşündüğümde, CS Lewis'in yarattığı masalsı dünyadan ziyade sanki JRR Tolkien'in yarattığı, tamamen Batılı mitler dünyasının hikayesini melodilere dökmüşüm gibi hissediyorum ÅŸimdi. Sanırım, cesaretimi ancak toplayabildim.OrtadoÄŸu ülkelerine yaptığınız geziler, tanıştığınız insanlar cesaret verici oldu mu?Öncelikle doÄŸru yolda ve doÄŸru duygular içinde olduÄŸumu o gezilerde bir kez daha anladım. DoÄŸulu dostlarım ve tanıyor olmaktan büyük gurur duyduÄŸum bazı Arap sanatkarlar hem ilham hem cesaret verdiler. Müzik ve dans OrtadoÄŸu ülkelerinde de sizin ülkenizde de Batılı kültürlerde olduÄŸundan çok daha ritmik, çok daha duygu yüklü. Enstrümanlar daha çeÅŸitli. Kültür dünyanızın kökeni bizimkinden çok daha uzak bir geçmiÅŸe dayanıyor. Araplar için de aynı ÅŸey geçerli, Ä°ranlılar için de... Avrupa, OrtaçaÄŸ'ın karanlığında debelenirken bu üç halkın mimaride, matematikte, astronomide ne kadar ileri olduÄŸunu düşününce meselenin boyutları iyice günışığına çıkıyor.'Harem'in Dünya MüziÄŸi kategorisinde deÄŸerlendirilmesini tercih eder misiniz?Hayır, çünkü o kavramın küstahça olduÄŸunu düşünüyorum. Sanki Batılı müzikler gerçek müzikmiÅŸ ve diÄŸerleri gerçek deÄŸilmiÅŸ gibi. Hiç kimse çıkıp da Ä°ngiliz pop'unu, Amerikan rock'ını, Avrupa klasik müziÄŸini Dünya MüziÄŸi diye nitelendirmez. Batı dediÄŸimiz ÅŸey, tüm sakarlıklarıyla birlikte, dünyanın geleceÄŸi üzerine çöreklenmiÅŸ durumda. Bunun deÄŸiÅŸeceÄŸini de sanmıyorum. Hele ki küreselleÅŸme insanları peÅŸine takıp bu kadar uzun yolu bu kadar kısa zaman katettiyse.Bu tür bir bakış açısına sahip bir kadın olarak bu sentetik yaklaşımlarla nasıl baÅŸ ediyorsunuz?Artık müziÄŸimi ‘‘kaçış müziÄŸi’’ addediyorum. Gerçeklikten kaçmıyorum, kendimce çözümler üretiyorum ve bunlar sadece kendim için yapabildiklerim. Kendimi müziÄŸime verdim, benim gibi hisseden insanların varolduÄŸunu biliyorum. Osmanlı, Arap ve Pers kültürleri baÅŸa çıkmamı kolaylaÅŸtırıyor. Bu kültürlerden çıkan mitler ve sanat eserleri ÅŸifa dağıtıyor, ben de olabildiÄŸince nasiplenmeye çalışıyorum. Elbette, ÅŸu anda oturduÄŸum yerden bunları söylemek çok kolay. Bir de yaÅŸarken görmen lazım! Sürekli baÅŸ aÄŸrıları, sürekli mide spazmları, hesaplaÅŸmalar...MASAL BÄ°TTÄ°Bulvar gazetelerinin en sevdiÄŸi yıldızla mı hesaplaşıyorsunuz yoksa? Andrew Lloyd Webber ile evli olduÄŸunuz yıllarda magazin basınının biricik malzemesiydiniz.Ãœlkenin en meÅŸhur müzik adamı, hele bir de ülkenin en zengin üç-beÅŸ adamından biriyse, zevcesinin ‘‘first lady’’ muamelesi görmesi kaçınılmaz. Kaldı ki ben Cats ve The Phantom Of The Opera müzikallerinin yarattığı, Ä°ngilizlerin o güne kadar gördüğü en parlak yıldızdım. O günlerde bundan çok hoÅŸnuttum, itiraf etmeliyim. Ama iÅŸte bulvar gazetelerinin yarattığı o 'diÄŸer dünya' ÅŸu içinde yaÅŸadığımız dünyadan çok daha acımasız. Hele ki benim gibi masalların peÅŸinden gitmeyi gerçek dünyaya tercih eden bir kadınsanız her ÅŸey daha da zorlaşıyor. Neticede gazetecilerin ve sizi her yerde izleyen hayranlarınızın yarattığı dünya da son derece masalsı. Hem de hiç bitmesin isteyeceÄŸiniz masallardan kurulu.Ama artık masal bitti. Kendinize geldiÄŸiniz söylenebilir mi?Günah çıkarttığım söylenebilir. Neyse ki Tanrı günahlarımı affetti ve bana yeniden baÅŸlama fırsatını sundu. Küstahça olduÄŸu düşünülmesin, kendimi büyütüyor deÄŸilim ama müziÄŸimi bilen insanlar takdir edecektir ki çok önemli yeteneklerle dünyaya geldim. Ben buna 'hediye' diyorum. Kendimi anlattıkça kliÅŸe laflar etmem mümkün. Ama Sir Webber ile evliyken büyük bir kumpasın parçasıydım. AÅŸkla baÅŸlayan evliliÄŸim avuçlarımdan kayıp giderken ölümün ta kendisini yaÅŸadığımı düşünüyordum. Sonunda direnmeyi kestim ve öldüğümü kabullendim. Ve yeniden dirildim. BebekliÄŸimi, çocukluÄŸumu yeniden yaÅŸadım. Hatırladım. En onulmaz yaraları sarabildim. Bu yüzden, iyi bir ödülü hak ediyorum.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!