Ersin ERCAN- Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2013 15:50
ZONGULDAK’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında geçen pazartesi meydana gelen, ani metan gazı püskürmesi ve ardından oluşan göçükte ölen 8 madenciden Köksal Kadıoğlu, Yüksel Koca ve Hüseyin Kürekçi’nin, taşeron firmada çalışan diğer arkadaşlarıyla ücretlerini düzenli alamadıkları ve iş güvenliği önlemleri yetersiz olduğu gerekçesiyle 1.5 yıl önce iş bırakma eylemi yaptığı ortaya çıktı.
Eylemde çekilen fotoğraflara yansıyan ve arkadaşlarıyla 17 Mayıs 2010’da 30 işçinin öldüğü grizu faciasını hatırlatıp, "Sonumuz Karadon’da ölen 30 işçi gibi olsun istemiyoruz" diyen 3 madenci, 30 işçi ile aynı kaderi paylaşmaktan kurtulamadı.
Geçen pazartesi günü yerin 630 metre altında galeri açma çalışması yapılırken meydana gelen metan gazı püskürmesinde, 5 işçi zehirlenerek, 3 işçi de çöken 1500 tonluk kömür ve taş yığınının altında can verdi. Cenazesi toprağa verilen 48 yaşındaki Köksal Kadıoğlu ile henüz cesetlerine ulaşılamayan göçük altındaki 42 yaşındaki Yüksel Koca ve 56 yaşındaki Hüseyin Kürekçi’nin, taşeron firma Star İnşaat Ticaret A.Ş.’den ücretlerini düzenli alamadıkları ve iş güvenliği önlemleri yetersiz olduğu gerekçesiyle 27 Haziran 2011’de taşeron firmanın şantiyesi önünde iş bırakma eylemi yaptığı ortaya çıktı.
DHA’nın o tarihte çektiği fotoğraf ve görüntülere yansıyan 3 madenci, yanlarındaki yaklaşık 100 kadar arkadaşıyla ücretlerinin düzenli ödenmesini, çalışma koşullarının da iyileştirilmesini istedi. 700 ile bin 200 lira arasında ücretle çalıştıklarını, ancak düzenli para alamadıklarını söyleyen işçiler, çalışma koşullarının kötü olduğunu, gaz maskelerinin bile bulunmadığını ileri sürdü.
'YALVARIYORUZ YETKİLİLERE GELSİNLER GÖRSÜNLER HALİMİZİ’
2011 yılındaki eylemde işçiler adına konuşan 35 yaşındaki Ayhan Gökgöz, 17 Mayıs 2010’da TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen grizu faciasında taşeron Yapı-Tek’te çalışan 30 işçinin öldüğünü hatırlatarak, "Bu arkadaşlarımız göz göre göre öldü. Önlemler alınsaydı, hiçbir şey olmayacaktı. İş işten geçtikten sonra ’ah anam bunlar gitti’ denmesin. Sayın Valim, emniyet müdürüm, milletvekilleri sesimizi duysunlar. Biz işçi olmak istiyoruz. Biz çalışma koşullarımız iyileşsin istiyoruz. Yalvarıyoruz yetkililere, Allah için gelsinler görsünler halimizi" dedi.
Görüntüde bir madenci, "30 arkadaşımız şehit oldu. Bizim de ölmemiz mi gerekiyor?" derken, başka bir madencinin ise "Lamba, maske bile vermiyorlar. Kazmayı küreği kendimiz alıyoruz" demesi dikkat çekti. Mesai arkadaşlarıyla yaptıkları iş bırakma eyleminde iş güvenliği önlemlerinin alınmasını isteyen madenciler Köksal Kadıoğlu, Yüksel Koca ve Hüseyin Kürekçi, Karadon’da ölen 30 maden işçisiyle aynı kaderi paylaşmaktan kurtulamadı.
'30 ARKADAŞIMIZ GİBİ OLMAYALIM’ DEDİK, OLDUK
İki yıl önceki eylemde işçiler adına konuşan maden işçisi Ayhan Gökgöz, bugün ise 8 arkadaşını kaybetmenini üzüntüsünü yaşadı. Maden ocağı önünde göçük altındaki 3 arkadaşının kurtarılmasını bekleyen Ayhan Gökgöz, "Biz paramızı alamıyorduk. İşgüvenilği konusunda sıkıntılar vardı. Baret, çizme, toz maskesi, eldiven verilmiyordu. Biz o zaman ’30 arkadaşımız gibi olmayalım’ dedik. Ölen 8 arkadaşımla beraber 30 işçi öldüğünde Karadon Maden Ocağı’na gittik. Beraber ağladık orada. Hatta, ’Biz de böyle olur muyuz’ diye konuştuk ve olduk. O kadar eylem yaptık, kimse sahip çıkmadı bize. Yarın ne olacak? 3 arkadaşımızı çıkarıp iş başı yaptıktan sonra ne değişecek? Yine ölümler olacak. İnşallah ölümler olmadan gereken önlemler alınır" diye konuştu.