Sonsuza kadar Türkiye’deyiz

Güncelleme Tarihi:

Sonsuza kadar Türkiye’deyiz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2008 00:00

Koç’un Yapı Kredi Bankası’ndaki ortağı UniCredit’in Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Rampl, "muhteşem bir başarı hikayesi" var dediği Türkiye’yi gelecekteki planları içinde çok önemli gördüklerini söyledi. CEO Alessandro Profumo da, "Uzun vadeli değil, burada sonsuza kadar yatırımcı olarak kalabiliriz" diye konuştu.

İTALYA dışında yönetim kurulu toplantısı Münih’ten sonra ilk kez İstanbul’da yapan UniCredit, Türkiye’ye güven mesajları verdi. 2002 yılından bu yana Koç’un finans sektöründeki ortağı olarak Türkiye’de faaliyet gösteren UniCredit’in Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Rampl, "Türkiye’nin muhteşem bir başarı hikayesi var, bu heyecan verici hikayenin içinde bizimde yer almamıza izin verdiği için teşekkür ediyoruz" dedi. Rampl, Türkiye’yi gelecekteki planları içinde çok önemli gördüklerini söylerken CEO Alessandro Profumo, "Uzun vadeli değil, burada sonsuza kadar yatırımcı olarak kalabiliriz" diye konuştu.

ETKİLEYİCİ BAŞARI HİKAYESİ: Dün yapılan yönetim kurulu toplantısı öncesinde basın mensuplarıyla bir araya gelen UniCredit yöneticileri, Türkiye’de faaliyet göstermekten duydukları memnuniyeti anlattı. Yönetim Kurulu Başkanı Dieter Rampl, yönetim kurulu toplantısı İstanbul’da yapmalarının Türkiye’ye duydukları güvenin bir göstergesi olduğunu vurgularken, Türkiye’yi gelecekteki planları için de çok önemli gördüklerini söyledi. Türkiye’nin başarı hikayesinden etkilendiklerini, özelleştirme sürecinin başarısına ve artan yabancı sermaye tutarına değinerek anlatan Rampl, "Biz Türkiye’nin önemini ilk tanıyanlardan biriyiz. Türkiye’nin muhteşem bir başarı hikayesi var, bu heyecan verici hikayenin içinde bizim de yer almamıza izin verdiği için teşekkür ediyoruz. Türkiye’deki meslektaşlarımız bize çok şey öğretti. Koç olmasaydı başaramazdık" dedi. UniCredit olarak biz Avrupa’da 3’üncü, dünyada 10’uncu sırada olduklarını hatırlatan Rampl, Türkiye’nin yalnızca önemli bir iç piyasa değil, aynı zamanda gelecekteki planları için önemli bir ortak olduğunu söyledi.

DOĞRU SEÇİM YAPTIK: "Sanki 2002 yılından bu yana değil de, 30 yıldır birlikte çalışıyormuşusuz gibi geliyor bana" diye sözlerine başlayan UniCredit CEO’su Alessandro Profumo ise "En önemlisi de doğru seçim yapmış olduğumuzu bilmek" dedi. Profumo, 2002 yılında Koç ile ortaklık yaparken "Türkiye nereye gider" gibi bazı şüpheleri bulunduğunu söylerken, bu girişimin çok başarılı sonuçları olduğunu, o tarihten bu yana Türkiye ekonomisinde yaşanan beklentilerin üzerinde gelişmeler yaşandığını belirtti. "Uzun vadeli değil burada sonsuza kadar yatırımcı olarak kalabiliriz" diyen Profumo, Türkiye’nin grup içinde 7 milyonu aşkın müşteri portföyü ile İtalya ve Polonya’nın da önünde bir pazar olduğuna dikkat çekti. Profumo, 70 milyonluk genç nüfusa karşın düşük bankacılık penetrasyonun Türk bankacılık sektörünü çok cazip kıldığını dile getirirken, sektörün insan kalitesi, altyapısı ve ürün geliştirme kapasitesinden etkilendiklerini, Yapı Kredi birleşmesinden ve önemli bir büyüme kaydetmiş olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Şok olmazsa büyürüz

YAPI Kredi Bankası Genel Müdürü Tayfun Bayazıt, büyüme odaklı bir strateji izlediklerini anlatırken, 1000 şube hedefi ile liderliğe odaklandıklarını vurguladı. Uluslararası alanda yaşanan likidite sıkışıklığı ve kredi hacminde daralmanın sonucu büyümede bir yavaşlama olabileceğini kaydetti. Bayazıt, banka olarak risklerden kaçınmak ve en doğru pozisyonları almak için dış piyasalardaki gelişmeleri de yakından izlediklerini söylerken, Türkiye ekonomisine yönelik makro ekonomik beklentilerini de şöyle açıkladı: "Faizlerdeki düşüş eğilimi sürecek. İç talebin canlanmasıyla büyüme hızı yüzde 4.9 ile 2007 seviyesinin üzerinde gerçekleşek. Küresel bir şok olmaması halinde enflasyon yüzde 6.1’e inecek. Cari açık da GSYH’nin yüzde 7.5’i oranında istikrara kavuşacak."

Ekonomi ’olgunluk sınavı’ veriyor

KOÇ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, global ekonomik göstergelerin olumsuz yönde değiştiği ve piyasaların çalkantılı olduğu bir dönemde Türkiye ekonomisinin bir olgunluk sınavı verdiğini, vermeye de devam ettiğini dile getirdi.

POTANSİYELİ GÖRDÜLER: Avrupa’nın 3’üncü büyük bankacılık grubu UniCredit ile 2002’de ortaklığa imza attıkları dönemde Türkiye ekonomik şartlarının çok farklı olduğunu hatırlatan Koç, buna karşın UniCredit yöneticilerinin Türkiye’nin potansiyelini fark ettiklerini ve ortak bir vizyon oluşturduklarını söyledi. Koç, Türk bankacılık sektörüne yoğun yabancı sermaye ilgisinin olmadığı dönemlerde başlayan bu ortaklığın Yapı Kredi ile hedeflerini büyüttüğünü anlattı.

HER ALANDA LİDERLİK: Koç, şöyle devam etti: "Yapı ve Kredi Bankası’nı, Türkiye’de her alanda liderlik konumuna yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda emin adımlarla ilerliyoruz. Hamlelerimizi buna göre gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yapı Kredi, Türkiye’nin en büyük 4’üncü özel bankası konumunda. Benzersiz rekabet avantajlarına sahip çok güçlü bir banka. 2008’de tamamen büyümeye odaklanmış olacak. Organik büyümenin yanı sıra önümüze bir fırsat gelirse değerlendiririz."

ORTA VADE ÇOK OLUMSUZ DEĞİL: Küresel belirsizliklere karşın Türkiye’de orta vadede belirtilerin çok da olumsuz olmadığını belirten Koç, faizlerin yavaş da olsa düşmesi ve iç talebin kısmen canlanmasıyla 2008 için yüzde 5 olan büyüme hedefinin gerçekleşmesini, finans sektöründe ise istikrarlı ve pozitif bir ortamın devamını beklediklerini aktardı.

RİSK ARTARSA TEDBİR ALIRIZ: ABD’de başlayan ve global ekonomiyi etkileyen etkileyecek durgunluk eğilimlerini son derece yakından takip ettiklerini belirten Koç, şunları söyledi: "Riskin arttığı dönemlerde gereken tedbirleri hemen alacak ve olası bir sarsıntıdan en az etkilenecek şekilde kendimizi konumluyoruz. Yurtdışı finansal piyasalardaki çalkantıya rağmen, kredi büyümesi, sağlam aktif kalitesi, sağlıklı gelir artışı, şube sayısındaki artış gibi olumlu gelişmeler iyimserliğimizi artırıyor. Önümüzdeki dönemde UniCredit ile birlikte büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum."

REFORMLARIN ÖNÜNE GEÇİLMESİN: Türkiye’de yapısal reformların önemli bir bölümü yapılmış olsa da, sosyal güvenlik reformu gibi yapılması gerekenler bulunduğunu dile getiren Koç, "Çünkü öteledikçe bu iş karşımıza ileride geometrik olarak büyüyen canavar olarak çıkacak. Bunu da finans sektörü ne şekilde karşılar veya kaldırabilir o da bir muamma" diye konuştu. Koç, türban tartışmalarına yönelik soru üzerine, "Son zamanlarda kamuoyunu meşgul eden bazı gündemlerin bu reformların önünde blok veya engel oluşturmaması lazım" dedi.

5 milyar dolar açık var Migros parası rahatlatır

MİGROS’un satışından gelecek 1.97 milyar YTL’nin grubun bilançosunu önemli ölçüde rahatlatacağını belirtirken, şunları söyledi:

Bu belirsizlik ortamında Migros’u piyasa değerinin yüzde 10 üzerinde sattık. Buradan gelecek para Koç Grubu’nun bilançosunu önemli ölçüde rahatlatacak.

Koç Grubu’nun 5 milyar dolar açık pozisyonu bulunuyor. Toplam bilanço büyüklüğünde bu tutar yönetilebilir bir açık. Bunun dolar karşılığının da bulunuyor.

Böyle bir dönemde bir özel sermaye fonunun Migros’u alması çok önemli. Bu Koç Grubu’na ve Türkiye ekonomisine duyduğu inanç ve güvenin göstergesidir.

Tepedekiler gerileyebilir lider olma şansımız var

ALESSANDRO Profumo, ortağı oldukları Yapı Kredi Bankası’nın liderlik hedefini "Bugün tepede olanların gerilemesi söz konusu olabilir" sözleriyle açıkladı. Yapı Kredi’nin bugün sektör sıralamasında 3’üncü ya da 4’üncü sıralarda yer aldığını belirten Profumo, "Bu da daha fazla ilerleme şansımız olduğunu gösteriyor" dedi. Yapı Kredi’nin 160 tanesi bu yıl olmak üzere 1000 şubeye ulaşma hedefi bulunduğunu hatırlatan Profumo, "400 şube açarak çok büyük bir banka olarız. İki güçlü hissedarımız arkamızda. Zaman içinde lider olmayı hedefliyoruz, Yapı Kredi’nin verdiği büyüme kararını destekleyeğiz" diye konuştu. Profumo bu arada, Yapı Kredi’den kredi kartları, tüketici kredileri gibi korularda çok şey öğrendiklerini de dile getirdi.

Avrupa, rolünü ancak Türkiye ile oynayabilir

TÜRKİYE’nin son dönemlerde sosyal ve ekonomik gelişmelerde üstlendiği liderlik rolüyle Avrupa, Asya ve Afrika arasında da yeni bir bağlantı noktası oluşturduğunu söyleyen Dieter Rampl, şöyle konuştu: "AB katılma yolunda daha büyük adımlar atacak bir ülke göremiyorum. Türkiye’nin AB’ye, AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye yalnızca Avrupa ve Asya arasında değil, dünün ve yarının Avrupa’sı arasında da bir köprü. Avrupa ancak Türkiye ile birlikte tarihin kendisine biçtiği rolü oynabilir. Bu rol kalıcı barışın, başarının ve dengelerin sağlandığı büyük bir aile haline gelmektir. Bu politik olarak zorlu bir yıl olabilir. Ben karamsar değilim. Bazı ülkeler bu konuda karamsar olabilir ama İtalya çok destekliyor. Desteğimizi sürdüreceğiz."

ABD’de resesyon söz konusu değil

ULUSLARARASI piyasalarda yaşananları bir "kriz" olarak adlandırmayan UniCredit yöneticileri, bunu daha çok ABD’nin sorunu gibi gördüklerini de aktardı. Dieter Rampl, "ABD’de bir resesyon var mı yok mu? Bence bir duraklama var. Bir baskı var, özellikle de tüketim üzerinde. Ama son rakamlar birçok analistin beklentisinden çok daha iyi çıktı. Kişisel olarak ABD’nin bir resesyona girdiğini düşünmüyorum, duraklama var ama resesyon hayır" diye konuştu. Alessandro Profumo, "dünya ekonomik krizi" denmemesi gerektiğini anlatırken, "Gerçekte ABD’de bir resesyon olup olmadığı halen tartışılıyor. ABD ekonomisi kendini toparlamakta çok hızlıdır. Bu ABD’ye özgü bir sorun. Bütün tahminciler bir yavaşlama olduğunu söylüyor ama dramatik bir yavaşlama söz konusu değil" dedi. Profumo, Türkiye ve pekçok ülkede büyüme beklentilerinin de devam ettiğine dikkat çekti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!