Güncelleme Tarihi:
Botanik bahçeleri ve arboretumlar; insanı sakinleştiren, huzur veren, estetik açıdan büyüleyici, hayran olunacak bitki ve çiçek çeşitleriyle adeta birer açık hava müzesi... İşin en güzel yanı da bu bahçelere adım attığınız anda daha önce hiç görmediğiniz bitki türlerini gözlemleme şansını yakalayabiliyor olmak.
Ben de Nurgül Büyükkalay, Didem Mutçalıoğlu ve Bahar Gündoğdu’ya ‘Mutlaka görülmesi gereken botanik bahçeleri hangileri?’ diye sordum. 6 şehirden keşfedilmeyi bekleyen 7 adresi önerdiler.
Sonbahar burada bir başka güzel: Atatürk Arboretumu / İSTANBUL
Atatürk Arboretumu, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp biraz olsun temiz hava almak isteyenlerin uğrak yerlerinden… Genelde sonbahar aylarında ziyaretçi çekiyor ama kışın da harika görüntülere sahne oluyor. Üstelik ulaşımı oldukça kolay…
Bahar Gündoğdu, “Ulaşım konusunda birçok seçenek var ama en ideali metro… Hacıosman durağında indikten sonra '42 HM' Bahçeköy otobüsüne biniyorsunuz. 20 dakikalık bir yolculuğun ardından ‘Kemerburgaz Yolu’ durağında inip sol tarafınızda kalan yokuşu tırmandıktan sonra arboretuma ulaşıyorsunuz” dedi. Gündoğdu arboretum ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
-- Tabelalardaki yazıları okuyarak öğreneceğiniz bilgilerin yanı sıra girişte bulunan ağaçların yaşlarını hesaplama amacıyla kurulmuş düzenek oldukça ilgi çekici. Düzenekte bazı ağaç gövdelerini merceklerle inceleyebiliyor ve yaşlarını tespit edebiliyorsunuz.
Alana yiyecek ve içecek getirmenin yasak olduğu uyarısında bulunan Gündoğdu, “İçeride yemek yiyebileceğiniz herhangi bir yer bulunmuyor. Yanınızda yemek getirmek de yasak. Sadece suya ve çocuk mamasına izin veriliyor. Ayrıca tripod, drone ve spor aletleri de içeri alınmıyor. Arboretumu pazartesi hariç her gün 08.30-17.00 saatleri arasında gezebilirsiniz. Giriş ücreti tam 20, öğrenci 7,5 lira…” ifadelerini kullandı.
Gezerken en keyif alınacak bölümlerden birinin Cumalıkızık'ın bir sokağının birebir kopyasının bulunduğu yer olduğunun altını çizen Büyükkalay, “Burada soluyacağınız mis gibi köy havası ile şehrin stresinden uzaklaşmak size iyi gelecek. Ayrıca genel olarak Bursa Botanik Bahçesi bitkisel araştırma ve bilimsel çalışmalar için de uygun bir yer” ifadelerini kullandı.
Çevre aktivisti Hayrettin Karaca tarafından 13,5 hektar arazi üzerinde kurulan arboretum, bugün yaklaşık 7 bin civarında değişik bitki türünü barındırıyor. Aynı zamanda Karaca Arboretumu, Türkiye’nin ilk özel arboretumu…
Didem Mutçalıoğlu, “Yalova Termal yolu üzerinde Samanlı köyündeki arboretum, oldukça büyük bir alana kurulu. Farklı ülkelerden getirilen türleri de barındıran Ağaç Müzesi'nde tüm ağaç ve bitkiler işaretlenmiş durumda. Göletleriyle ve çevre düzenlemesiyle de ziyaretçiler tarafından çok beğenilen arboretum, şehrin yanı başında kısa bir doğa kaçamağı için çok uygun… Giriş ücreti yetişkin 15, öğrenci 10 lira” dedi.
‘En İyi Yeşil Müze’ ödülüne sahip: Mikasanomiya Anı Bahçesi / KIRŞEHİR
Kırşehir’in Kaman İlçesi, Çağırkan Beldesi ve Kalehöyük Kazı Evi'nin yanında bulunan bahçe, Japonya sınırları dışında bulunan en büyük Japon botanik bahçelerinden biri olma özelliğine sahip.
Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi tarafından 1993’te Altes Prensi Takahito Mikasa’nın Kalehöyük kazılarını başlatması anısına ve bölge halkına rekreasyon alanı yaratmak amacıyla bu park yapılıyor. Kalehöyük Müzesi de bu bahçenin içinde ve kazılardan çıkanlar bahçede sergileniyor. Burası ayrıca 2011’de "En iyi yeşil müze" ödülü de aldı.
Çocuklar çok sevecek: Odunpazarı Botanik Parkı / ESKİŞEHİR
Eskişehir, tarihi dokusunu korumayı başaran yapıları, yemyeşil doğası ve üniversiteleriyle Türkiye'nin en modern kentlerinden biri… Şehirlerarası ulaşımda da hızlı tren hattının Eskişehir'den geçmesi, seyahat severlerin buraya olan ilgisini son yıllarda artırmış durumda. Özellikle hafta sonları şehir dolup taşıyor.
Meşhur Porsuk Çayı’nın çevrelediği Odunpazarı Botanik Parkı ise 45 bin metrekarelik geniş alanıyla keşfedilmeyi bekliyor. Park, Orhangazi Mahallesi’nde ve şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bu yönüyle şehirden uzaklaşmadan doğanın kalbinde huzurlu bir zaman geçirmek için güzel fırsat sunuyor.
Büyükkalay, Eskişehir’e gelmişken Odunpazarı’na uğramadan dönülmemesi gerektiğini de söyledi ve şu önerilerde bulundu:
-- Eskişehir’in en eski semti Odunpazarı… Bir zamanlar köylülerin dağlardan getirdikleri odunları sattıkları yer olduğundan dolayı bu adı almış. Osmanlı sivil mimari yapıları olan ahşap evlerin günümüze kadar bozulmadan gelmesi nedeniyle de sit alanı olarak koruma altına alınmış durumda…
-- Odunpazarı; konakları, türbeleri, müzeleri ve çarşısı ile tüm gününüzü dolu dolu yaşayabileceğiniz bir yer. Birçoğu kafe ve restoran olarak hizmet veren bu evlerin birinde Eskişehir’in meşhur çiğ böreğinden ve met helvasından yemeden sakın dönmeyin.
Odunpazarı
Kelebeklerle bir gün: Tropikal Kelebek Bahçesi / KONYA
Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, 7 bin 200 metrekarelik bir alanda ‘Kelebek Uçuş Alanı’ ve ‘Böcek Müzesi’ olmak üzere iki ana bölümde 3 bin 500 metrekarelik gezi alanıyla ziyaretçilerini bekliyor. Bahçe özellikle çocuklara doğa ve hayvan sevgisini aşılamak amacıyla, doğaya uygun bir şekilde kelebek formunda inşa edildi.
-- Kelebekler ve böcekler hakkında bilgilendirici köşeler ve sinema gösterimleri de mevcut. Kısacası Konya Tropikal Kelebek Bahçesi; havası, kelebekleri ve bitkileriyle tam bir tropikal deneyim yaşatıyor. Pazartesi dışındaki günlerde 09.00-17.00 arası alanı gezebiliyorsunuz. Giriş ücreti yetişkin 35, öğrenci 15 lira…
Fotoğraflar: iStock