Son yemekte opera sürprizi

Güncelleme Tarihi:

Son yemekte opera sürprizi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2000 00:00

Haberin Devamı

Çankaya'daki davette konuk cumhurbaşkanının söylediği ‘‘O'sole mio’’ çok alkış aldı

‘‘Which key?’’ (Hangi anahtar) diye sordu Jiang Zemin.

Piyanist Figen Serbest, yanıt verdi:

‘‘Fa major’’

Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, piyaniste ‘‘Si flat...’’ (Si bemol) diye seslendi.

Piyanistin önündeki notalarda ünlü Napoliten şarkısı ‘‘O'sole mio’’ Fa majore göre düzenlenmişti. Piyanist şarkıyı sibemol majore uyarlamalıydı.

Başta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olmak üzere Çankaya Köşkü'nün protokol salonunu dolduran konuklar, piyanonun başında geçen bu konuşmalara bir anlam veremediler.

Herkes, Jiang Zemin'in resitalini başarıyla tamamlayan tenor Hakan Aysev'i kutlamak üzere piyanonun başına gittiğini zannetmişti.

Oysa Jiang Zemin, hem Aysev'i kutlamak, hem de Aysev'den geri kalmayacağını göstermek üzere sahnedeydi.

Yanına gittiği Hakan Aysev'e ‘‘Can I sing?’’ (Ben de şarkı söyleyebilir miyim?'' diye sormuştu.

ŞİMDİ ŞARKI ZAMANI

Hakan Aysev, Çin Cumhurbaşkanı'nın sahneyi kendisinden çalmak üzere olduğunu o an anladı ve şaşkınlık içinde ‘‘Naturally...’’ (Tabii...) yanıtını verdi.

Şimdi şarkıya başlama zamanıydı.

Piyanist Figen Serbest, Jiang Zemin'in şarkıya hazırlanabilmesi için bir si bemol bastı.

Jiang Zemin, biraz mırıldandıktan sonra tereddüt etti. Sesini ayarlayamamıştı.

Hakan Aysev, piyaniste ‘‘Tiz geldi, bir perde aşağı inebilir misin? O zaman bas baritondan söyler’’ dedi.

Piyanist, sol elini tuşların üzerinde biraz daha sola kaydırarak bir oktav aşağıdaki si bemole dokundu.

Jiang Zemin, bu kez mırıldandıktan sonra kendini emniyette hissetti. Evet, ayar tamamlanmıştı.

Konuklar, merakla piyanonun başındaki üç kişi arasında geçen ve duyamadıkları bu konuşmaları uzaktan izliyorlardı.

Bunun içinden bir iş çıkacağı belliydi.

Ve Jiang Zemin, si bemolü aldıktan sonra yüzünü karşısındaki davetli topluluğuna döndü ve ‘‘Che bella cosa (Ne güzel doğa), Najurna te sole (Ve erişilmez güzellikteki güneşi)’’ diye başlayan dizeleriyle şarkıya girdi.

Herkes yerinden düşecek gibi oldu. Gözler faltaşı gibi açıldı. Salonda büyük bir heyecan dalgası esti.

Bu konuklar için tatlı bir şoktu. Herkes birbirine ‘‘Ne olduğunu görüyor musun?’’ sorusunu taşıyan bakışlarla bakıyordu.

Jiang Zemin, şarkıyı bas bariton sesiyle hakkını vererek söylüyordu.

Usta bir operacı gibi elini yükseltiyor, sesinin vibratosunu bazen parmaklarını titreterek tamamlamaya çalışıyordu.

Hakan Aysev, ön plana çıkmadan geriden kendisine eşlik etmeye başladı.

Dünyanın en kalabalık ülkesinin Cumhurbaşkanı ile daha geçen hafta Almanya'da Meinham operasında Tosca'yı söyleyen tenor Hakan Aysev bir düette buluşmuşlardı.

Ön sırada oturan TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ilgiyle kendisini dinliyorlardı.

Herşey çok iyi gitti; ta ki, finalde ‘‘Stan fronte ate’’ diye başlayan ve şarkının birden yükselerek bir oktav tizleştiği bölüme kadar...

Jiang Zemin, sesini tizleştirmek istediyse de, sesi yetmedi. Ve parçanın finalindeki bu yükseliş bölümünü sesini tizleştirmeden aynı oktavdan okumak zorunda kaldı.

Konu opera olunca bir Cumhurbaşkanı ile profesyonel tenor arasındaki fark işte o noktada ortaya çıkacaktı. Parçanın bitmesiyle birlikte salondan bir alkış tufanı koptu. Herkes ayağa kalkarak Jiang Zemin'e coşkulu bir karşılık verdi.

Alkış o kadar kuvvetliydi ki, Jiang Zemin'in sahneden ayrılması istenmiyordu.

Ve Jiang Zemin bis yaptı. ‘‘O'sole mio’’yu bir kez daha icra etti.

Biraz sonra Demirel ve Jiang Zemin, yemek salonunun girişinde konukların tek tek ellerini sıkarken, Hakan Aysev, şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı.

Şöyle dedi: ‘‘Bana doğru geldiğinde beni kutlamak istediğini düşündüm. Şarkı söylemek istediğini söyleyince şok oldum. Çok heyecanlandım.’’

Ardından ekledi: ‘‘Doğrusunu söylemek gerekirse şarkıyı ruhuyla söyledi. Mutlu mutlu söyledi.’’

Hakan Aysev, Jiang Zemin'in performansını nasıl değerlendirdi?

Profesyonel tenor, amatör operacı hakkında ‘‘Bir Cumhurbaşkanı için çok iyi...’’ derken, yüzünü ince bir tebessüm kaplamıştı.

Peki, Hakan Aysev hiç bugüne dek bir Cumhurbaşkanı ile düet yapmış mıydı?

Genç tenor, gülerek ‘‘Hayır, ilk defa...’’ karşılığını verdi. Heyecanı hala geçmemişti.

Herkesi kendine hayran bırakan, konukların gönlünü fetheden Jiang Zemin'in en önemli hobisinin arya söylemek olduğu sonradan anlaşıldı.

Çin heyetinden bir yetkili, ‘‘Pekin'de bir keresinde yabancı büyükelçilere topluca yemek verdiğinde de şarkı söylemişti. Ayrıca, Pekin operasında da bir kez sahnede söyledi’’ diye konuştu.

Ardından yemeğe geçildi. Jiang Zemin'in sürprizine kadar salondaki Türkler'den hiçbirinin aklı Çinli konukta değildi doğrusu.

Herkes, birbirine ‘‘Yeni Cumhurbaşkanı kim olacak’’ diye soruyordu.

Adaylık niyetini gizlemeyen TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut'un yürüyüşü dikkatle inceleniyor, kamuoyu yoklamalarında önde giden İsmail Cem'in hareketleri kaşlar kaldırılarak gözaltında tutuluyordu.

Bir başka köşede MHP lideri Devlet Bahçeli gazetecilerin sorularını yanıtlamakla meşguldü.

Ortalığı kaplayan belirsizlikten etkilenmişe benzemiyordu. Çok rahat ve sakin görünüyordu. Gülmediği için sıkça eleştirilen Bahçeli, örneğin şu soruları mütevazi bir tebessümle yanıtladı:

SİYASİ SORULAR

- Mesut Bey aday olacak mı?

- Sayın Başbakan'ın aktardığına göre, kendisi aday olmayacakmış. Biz kendisine önerirsek aday olabilileceğini söylemiş...

- Peki siz kendisini aday gösterir misiniz?

- Onun için de, gelip kendisinin bize bunu anlatması gerekir.

Bir başka deyişle, Bahçeli ‘‘Biz bir girişimde bulunmuyoruz. Kendisi istiyorsa, o zaman da gelip bize talepte bulunmalıdır’’ mesajını vererek, topu yeniden Yılmaz'ın sahasına gönderiyordu.

Konuklar kristal avizeli ziyafet salonunda yerlerini aldıklarında herkesin gözü yine siyasilerdeydi.

Başbakan Bülent Ecevit, Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile aynı masada oturdu. Gece boyunca sigara içmemesi dikkat çekti. Rahşan Ecevit de aynı masadaydı.

Geçen hafta Polonya Cumhur-başkanı için verilen yemeğe gelmiş olan FP lideri Recai Kutan ve DYP lideri Tansu Çiller bu kez yoktular.

Kutan, Çin yönetimi Sincan'daki Müslümanlara karşı sertlik politikaları sürdürürken Demirel'in Jiang Zemin'e devlet nişanı takmasını protesto etmek amacıyla gelmemişti.

Çiller İstanbul'daydı.

Asıl dikkat çeken, üçtür yemeğe gelmeyen ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın yokluğu oldu.

Yılmaz, Demirel'in 6 Nisan tarihinde Almanya Cumhurbaşkanı, 14 Nisan tarihinde Polonya Cumhurbaşkanı için verilen yemeklere de katılmamıştı. Önceki akşamkine de katılmadı.

Daha önceki yemeklerden birinde İstanbul'a gidip Leeds United-Galatasaray maçını izlemişti. Geçen haftakinde ise GS-Beşiktaş derbisi vardı ve muhtemelen televizyondan izlemişti. Oysa önceki akşam Galatasaray'ın herhangi bir maçı da yoktu. Bu kez katılmaması herkesin dikkatini çekti ve Çankaya Köşkü çevrelerinde ‘‘Bu Demirel'in şahsi yemeği değil ki, devletin yemeği. Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık yapmış birinin devlet protokolünü umursamaması şık olmuyor’’ yorumlarına yol açtı.

ANAP'lılar ise ‘‘Mesut Bey, protokolde kendisine verilen yeri beğenmediği için gitmiyor’’ yanıtını verdiler.

Çankaya Köşkü'ndeki yemeklerde ANAP'lı Cumhur Ersümer Başbakan Yardımcısı sıfatıyla şeref masasında otururken, Yılmaz siyasi parti başkanı olarak Çiller'le birlikte bir arka sıradaki masada oturtuluyor.

İşte bu tür protokol hassasiyetlerine yol açmasına rağmen, yemek eğlenceli bir şekilde sürdü. Devlet Halk Dansları topluluğunun kadın üyelerinin Çin giysileri giyerek, icra ettikleri Çin dansı büyük beğeni topladı.

Ney, kanun ve tamburlu TRT Ankara Radyosu Türk Sanat Müziği saz heyeti önceki akşam ilk kez Çin ezgileri icra etti.

Jiang Zemin'in heyetiyle gelen genç kadın diplomat Yuan Lijie'nin sahneye çıkarak ‘‘Da Hai Shi, Wo Gu Xiang’’ (Deniz benim evimdir) adlı parçayı seslendirmesi gecenin en ilginç anlarından biri oldu.

Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, şarkının adını öğrenince masadaki konuklara ‘‘Çinlilerin her şeyi felsefi’’ diyecekti.

Ama MHP'li iki bakan Enis Öksüz ve Abdülhaluk Çay'ın Jiang Zemin'e devlet nişanı töreninde hazır bulunmamak için yemeğe gelmediklerine bakılırsa, felsefe ve siyaset biraz içiçe geçmişti önceki akşam Çankaya Köşkü'nde.

DEMİREL BÖREKSİZ YAPAMIYOR

Çerkes tavuğu, dil balığı, zeytinyağlı dolma, peynir, favalı enginar, domates ve salatalıktan oluşan meze tabağı, bademli tavuk eşliğinde kuzu fırın, salata, sebzeli talaş böreği, dondurmalı tavuk göğsü, kazandibi, meyva, kahve, lokum. Çankaya Köşkü'ndeki yemeklerde ikram edilen yemeklerin değişmez kalemi olan börek önceki akşam da misafirlerin karşısına çıktı. Köşk'teki yemeklerin kalori ayarı ortalama 4.300'e ulaşıyordu.

DENGE BU KEZ KAVAKLIDERE'YE KAYDI

Çankaya Köşkü'nde verilen ziyafetlerde Türkiye'nin iki büyük şarap üreticisi Kavaklıdere ile Doluca karşısında uygulanan denge siyaseti önceki akşam da bozulmadı. İki hafta önce Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau için verilen yemekte Kavaklıdere şarapları, geçen hafta Polonya Cumhurbaşkanı Alexander Kwasniewski için verilen yemekte ise Doluca şarapları ikram edilmişti.

Önceki akşam beklenen oldu ve yeniden Kavaklıdere'nin Yakut (kırmızı) ve Çankaya (Beyaz) şarapları ikram edildi. Gelgelelim, Demirel'in oturduğu şeref masası ile TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut ile Başbakan Bülent Ecevit'in oturduğu diğer iki masada yine Kavaklıdere'nin prestij şarabı Kalecik Karası ikram edildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!