Güncelleme Tarihi:
Müzikseverler cuma gününden itibaren festival mekanına akın etmeye başladı. Nitekim biz de tüm aksiliklere rağmen saat 21:00’de festival alanındaydık. Çadırlarımızı kurup içkilerimizi aldıktan sonra, sayılı saatler kalan festival alanında ne gibi sürprizler hazırlandığını öğrenmek amacıyla her yeri iyice gezdik. Gördüklerimizden sonra günün bir an önce ışıması için sabırsızlanmaya başlamıştık bile.
GÜNAYDIN FESTİVAL!!!
Güneşin doğuşuyla birlikte çadır alanları büyük bir saunayı andırdığından insanlar gölgelik alanlara toplanmaya başladı. Festivalin startını Türkiye’nin köklü gruplarından Kargo verdi. Konser sonrası, dinleyiciler arasına karışmaları hatta alternatif sahnede Hakan Kurşun’u izlemeleri büyük bir mütevazılık örneğiydi.
Günün ikinci grubu geçen aylarda albümlerini çıkaran Kurban’dı. Güneş ışınlarının izleyenleri "kavrulma" derecesine getirmesi bile "pogo" ve dansları engelleyemedi.
Kurban’ın ardından Athena, bilindik şovu ile karşımızdaydı. Yeni çıkacak olan albümlerinden de bir parça çalan grubun ardından alternatif sahneye Hakan Kurşun’u izlemeye gittik. Festivalin belki de en kızgın soloları Kurşun'un gitarından çıkıyordu.
HER KUŞAĞIN 'BABASI' ERKİN KORAY
Güneşin etkisini biraz daha azalttığı saatlerde yeni ve eski neslin babası Erkin Koray sahnedeydi. Konsere “Söyleyecek, konuşacak çok şey var ama ben yine müziğimle konuşacağım” diyerek başlayan Erkin Baba, 6 yaşındaki çocukların bile beyninin her köşesine kazınmış klasiklerle izleyenlere hoş dakikalar yaşattı.
Bu sırada sahnede elinde kamerasıyla Erkin Koray’ı çeken biri vardı. Biraz dikkatli bakılınca bu kişinin pek de yabancı olmadığı ortaya çıktı. Altın Ayı ödüllü yönetmen Fatih Akın, hazırlamayı sürdürdüğü İstanbul belgeseli için Rock’n Coke’taydı. Erkin Baba sahnedeyken havadaki çılgınca hareketleriyle bizi heyecanlandıran pilot arkadaşa teşekkürü bir borç bilirim. Erkin Baba şovunu sevilen parçalarından “Arapsaçı”nı yoğun istek üzerine iki kere üst üste çalarak sonlandırdı.
Şimdi aç olan karınlarımızı doyurma zamanıydı ve adres de Hezarfen’e 3km uzaklıktaki minik bir köydü. Geri döndüğümüzde sahnede Ash vardı. Fazla izleme şansı bulamadığımız grup sahneden indikten sonra sahne MFÖ için hazırlanmaya başlanıyordu. Bu sırada Adrenalin ekibinin kurduğu tırmanış duvarında eğlenenler, alandaki balonla kendini mavi gökyüzüne teslim edemeyenler, kamikaze, balerin ve çarpışan arabalarda insanlar eğlenceli saatler geçiriyordu.
KARŞINIZDA MAZHAR "POP"
Saatlerimiz 21:00’i gösterdiğinde sahnede MFÖ vardı. Mahzar Alanson, Iggy Pop kılığında karşımızdaydı ve izleyenleri çok şaşırttı. İlk parçalarından sonra “Bu bir şakaydı tabii ki. Iggy Pop’ı çok severim. Konseri ben de izleyeceğim” diyerek parçalarını on binlerle hep birlikte söylemeye devam ettiler.
Ara sıra gençlere nasihatlerde bulunan Mahzar Alanson, “Psikopat” isimli parçada Cem Yılmaz’ı sahneye çağırır gibi oldu fakat insan kalabalığından dolayı festivalde olmasına rağmen bir türlü sahneye ulaşıp Mazhar’a her zamanki gibi eşlik edemedi. Festivalin en çok ilgi gören gruplarından biri olan MFÖ sahneyi 22:00’de Iggy Pop a bıraktı.
IGGY POP… BABY!
Ve işte beklenen "çılgın" sahnedeydi. Zincirlerini çözdükleri anda sahnede hoplayıp zıplamaya ve bilindik dans figürlerini yapmaya başladı. Bir ara gitaristin amfisinde çıkan problemden dolayı parçaya davul bas devam ettiler. Ağzından “F.ck” kelimesi düşmeyen Iggy, olayı amfileri devirerek daha da çılgın bir boyuta taşıdı.
Pop'un bas gitar amfisinin üzerindeki yaptığı şov da Hezarfen'i dolduran müzikseverlerin hafızalarına bir daha silinmemek üzere kazındı. Gitar amfisinin düzeltilmesiyle birlikte kaldığı yerden devam eden Iggy, bir ara seyircilerin arasına karıştı. Ön tarafta izdihama yol açan çılgın, bol bol çığlık atıp tepinerek şovuna son verdi.
SEX, DRUGS VE ROCK’N ROLL
Konserler sonrası ağırlıklı olarak biranın su gibi aktığı hatta temel içecek haline geldiği festivaldeki yaş ortalaması ve yaptıkları görülmeye değerdi. Sex,drugs ve Rock’n Roll için çekingen olan bir toplulukla bir Rock festivali izlemek ilginç bir deneyim oldu.
ALTERNATİF SAHNEDEN YÜKSELEN 'MELODİLER'
Alternatif sahneden çoğunlukla tekno müzik ritmleri yükseliyordu. Halbuki ben Beyoğlu’ndan farklı bir yer umuyordum. Burada her daim hoplayıp zıplayan insanlar görmek mümkündü. Rock müziğe gönlünü vermiş sevgili arkadaşlarım da herhalde alkolün etkisiyle olsa gerek arada sırada bu oluşuma dahil oluyorlardır.
GÖLGELERİN İÇİNDEN THE RASMUS ÇIKTI
Festivalin ikinci günü hava daha sıcaktı. Bu son günün 'bombası' ise hiç şüphesiz Rasmus'tu. Hem son gün olması hem de popüler bir grup olmasından dolayı The Rasmus festivalin en çok seyirci çeken grubuydu. Düzgün bir sound ve beklediğimden iyi bir sahne ile izleyenleri kendilerine hayran bırakan grup kapanışı herkesin ağzında mani olan parçası “In The Shadows” ile yaptı. Bu grupla ilgili merak ettiğim nokta ise, Erasmus’u ne kadar çok sevdikleri.
The Rasmus’un hemen ardından sahnede ne aradıklarını çok düşündüğüm 50 Cent vardı. Festivalde konuştuğum birçok kişi buna bir anlam verememişti. Ama farklı bir şey dinlemek güzeldi tabii ki.
Nitekim Rock’ın ruhu buna daha fazla müsaade edemezdi. Ve beklenen fırtına “50 Cent'e patladı. Fırtına nedeniyle kamp alanındaki çadırlar devrildi. İnsanlar eşyalarını toplayıp festival alanından apar topar ayrılmaya başlamıştı bile.
Neler olduğunu tam olarak kavrayamayan "50 Cent" üyeleri sahneye gelen diğer arkadaşlarının onlara gidiyoruz işareti vermesiyle birlikte “Teşekkür” bile edemeden sahneden indiler ne yazık ki. Sadece mikrofonunu açık unutan vokalistlerden birinin “What happened?” dediğini duyuyordum. Bir festivalde iyisiyle kötüsüyle, artıları eksileriyle böyle geldi geçti.
Rock’n “Coke” ismini ise fazla eleştirmek istemiyorum ama yurtdışında birçok Rock festivali oluyor bu festivallere sponsor olan büyük firmalar var. Fakat bugüne kadar festivallerin isminin sponsora veya düzenleyen kuruma göre şekil aldığını görmedim. (Bkz. Roskilde) Her bakımdan dört dörtlük olan festivalde tek eksik nokta ise bundan ibaretti. Bu küçük problemi Coca Cola gibi büyük bir firmanın kolaylıkla halledileceğini ve Rock severlere müthiş festivaller düzenleyeceğini düşünüyorum.
Dileğimiz gelecek yıl daha 'ağır topların' festivale katılabilmesi. Metallica, Iron Maiden, Ozzy Osbourne gibi ustaları bu festivalde birbiri ardına dinleyip, onlarla aynı havayı soluyabilmek bir çok Türk rockseverin rüyası.