Güncelleme Tarihi:
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan hemen sonra kaydedildiği öne sürülen telefon konuşmalarına ilişkin ilk kayıtta, dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan Ala, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya, internette kurduğu sitede, devletin gizli kodlu belgelerini yayınlayan bir gazetecinin "gözaltına alınması" talimatı veriyor.
İnternete düşen kayıtlarda Ala, gazetecinin gözaltına alınması konusunda, "Mahkeme kararına gerek yok, kapısını kırın alın o adamı” ifadesini kullanıyor. Kayda göre Ala, savcının gözaltı kararı vermemesi ihtimaline karşı ise, "savcıyı da alın" talimatı veriyor.
Ala, gözaltı talimatını, internette gizli belge yayınlayan gazetecinin "suç işlediği" gerekçesine dayandırıyor. Gözaltının da "suç üstü" kapsamına sokulmasını istiyor.
Ala, "Resmi Konutta toplantıdayız" ve "şu anda herkes burada, tereddüt edilecek bir şey yok" cümleleriyle de, talimatın sadece kendisine ait olmadığı mesajını veriyor.
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından hemen sonra, 19 ve 20 Aralık tarihlerinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, ilgili bakanların ve bürokratların da katılımıyla ard arda toplantılar yapılmıştı.
"YÜZDE 50 OYUMUZ VAR. YAPTIĞINIZI SUÇ OLMAKTAN ÇIKARIRIZ..."
Yine internete düşen ve aynı dönemde olduğu iddia edilen ikinci kayıtta ise, Efkan Ala'nın, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer ile yaptığı öne sürülen telefon konuşması yer alıyor.
Kayıtta Ala, BTK Başkanı Acarer'e söz konusu gazetecinin internet sitesinin kapatılması talimatı veriyor. Acarer'in tereddüt etmesi üzerine ise, Ala'nın zaman zaman küfre varan ifadeler kullanarak, hükümetin aldığı yüzde 50 oya atıf yaptığı yer alıyor. Kayıtta, Ala'nın olduğu öne sürülen "biz yasa yapan yeriz, gerekirse hangi yasa yapılıyorsa onu yapar, sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız" ifadesi de yer alıyor.
5809 sayılı Elektronik ve Haberleşme Kanunu, BTK'ya "Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları ile, kişisel bilgilerin korunmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapma" yetkisini veriyor.
MUTLU İLE SABAHA KARŞI İKİNCİ GÖRÜŞME İDDİASI
İnternete yüklenen bir diğer ses kaydında ise Efkan Ala olduğu iddia edilen kişi, Hüseyin Avni mutlu olduğu iddia edilen kişiyi 17 Aralık operasyonunun yapıldığı günün gecesinde saat 02:27’de arıyor.
İddiaya göre Efkan Ala, Vali Mutlu’ya “şimdi gidin operasyonu yapan 2 şube müdürü ve yardımcılarını, hepsini görevden alın. Yerlerine hükümete komplo kurmayacak isimleri getirin” diyor.
Aynı kayıtta saat 18 Aralık tarihinde sabaha karşı 03:43’te ikinci bir görüşme gerçekleştiği öne sürülüyor.
İddiaya göre Efkan Ala, Vali Mutlu’yu polislerin Başbakan’ın konutuna gelme ihtimaline karşı uyarıyor.
Kayıtlarda böyle bir durum olması durumunda polislerin hemen görevden alınması talimatı verildiği duyuluyor.
Efkan Ala olduğu iddia edilen şahıs Vali’ye MİT müsteşarının gözaltına alınmak istenmesini hatırlatarak “Yasa ne lazımsa o çıkar” diyor.
MECLİS GÜNDEMİNDE
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, henüz Başbakanlık Müsteşarı iken 17 Aralık büyük rüşvet operasyonundan iki gün sonra İstanbul Valisi Avni Mutlu ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesini, soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Ala’nın bu konuşmada, Taraf Gazetesinden Mehmet Baransu’nun gözaltına alınması talimatı vererek, “Savcı bir şey diyorsa savcıyı da alın” dediği iddiasını da TBMM gündemine getiren Oran, Ala’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede şu soruları yöneltti:
ANAYASA SUÇU İŞLİYORSUNUZ
“Bu kapsamda; söz konusu tarihte İstanbul Valisi Mutlu’ya arayıp, bu konuşmayı yaptınız mı? Bu talimatınız yasadışı, kanun dışı emir değil midir? Başbakanlık Müsteşarı’nın bu şekilde kanunsuz emir verme yetkisi var mıdır? Bu yaptığınız Anayasa’daki ‘basın hürdür, sansür edilemez’ düzenlemesine aykırı değil mi, neden anayasa suçu işliyorsunuz? Vali Avni Mutlu’ya, Mehmet Baransu için “Hemen gözaltına alınmalı. Belgelerine, her şeyine el konulması lazım” demenizin gerekçesi nedir? Müsteşarların bir valiye bir vatandaşı, gazeteciyi gözaltına aldırma yetkisi var mıdır? İçişleri Bakanı olduktan sonra da benzeri gözaltı talimatlarını kimler için, hangi valilere verdiniz? İstanbul Valisi Avni Mutlu, dönemin İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı’ya sizin benzeri kaç gözaltı tutuklama talebinizi iletti, bunlar kimlerdir?
KAÇ GÖZALTI TALİMATI VERDİNİZ
‘Valim, şimdi ben burada biraz da çok kızarak, Hüseyin (Çapkın) Bey’i de aradım. Bakanımız aradı, ben aldım telefonu. Bakın İstanbul’da Türkiye’nin herhangi bir yerinde, insanların suç işleme özgürlüğü yoktur. Suçüstü halinde, şu anda adam yayınlıyor, suçüstü halinde vatandaş bile müdahale eder alır. Lütfen gidin, Hüseyin de oraya gelecek, söyledim. Emniyet müdürü de’ ifadesini kullanma gerekçeniz nedir? İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğunuz günden bu yana benzeri biçimde kaç il emniyet müdürüne benzeri gözaltı talimatı verdiniz, bunlar kimlerdir? Vali Mutlu’ya, ‘Arama kararı vermiyorsa da suçu önlemek için girsinler. Biz her türlü koruruz sizi. Kapıyı kıracak alacak adamı. Böyle kepazelik olmaz. Suçu işliyor şu anda. Hiç burada mahkeme kararına bile lüzum yok’ demenizin gerekçesi nedir? ‘Her türlü koruruz’ ne demektir? Bu suç ve suçluyu korumak değil midir? ‘Savcı bir şey diyorsa savcıyı da alın’ ne demektir? Yasama, yürütme, yargı bu ülkede en azından kağıt üzerinde ayrı değil midir? Bu şekilde kaç cumhuriyet savcısını aldırdınız? Güçler ayrılığı ilkesi iktidarınız döneminde artık geçerli değil midir? Baransu için, ‘Bu bir casusluk şeyine de sokulur’ ifadesini kullanma gerekçeniz nedir? Kolluk kuvvetinin ve savcılığın inceleme ve soruşturmaları için suç türünü siz mi belirliyorsunuz?”