Son kararı YSK verecek

Cuma namazını Eyüp Sultan Camisi’nde kılan Erdoğan, çıkışta şunları söyledi:

MAHKEME SÜRECE VAR

“Olayın malum seçim süreci bitmiştir. Şimdi olayın mahkeme süreci var. Bu mahkeme sürecinde de bu işin üç basamağı var. Bir, ilçe seçim kurulları var. İki, il seçim kurulları var. Bir de YSK (Yüksek Seçim Kurulu) var. YSK bu mahkeme sürecinin adeta patronudur. Nihai karar oradan çıkacaktır. Nihai kararı orası verecektir. Bazen bakıyorum, sağ olsun ağzı olan konuşuyor, çünkü yaşamamışlar. Belli kariyeri olanlar bile konuşuyor.

Partiler en doğal hakkı olan itiraz süresini çalıştırıyor. O olmazsa bir üstü il seçim kurulları. İl seçim kurullarına da buna göre yine yapılıyor müracaat. Oradan da netice alır veya almaz. İlde de eğer alınan neticeler yaptığımız çalışmalarla örtüşmüyorsa o zaman nihai mercii YSK’dır. Ondan sonra da YSK’ya müracaat etme hakkımız var. Bu bir hakkın gaspı değildir. Tam aksine bu size gönül veren tüm seçmenlerin, ‘Tamam şimdi benim gönlüm mutmain oldu. Şimdi artık ben huzur buldum’ dedirtmek için parti çalışmasını sürdürecektir. İstanbul’da, Ankara’da, Yalova’da yapılan, diğer birçok ilde yapılan budur.

Türkiye genelinde 30 büyükşehirin 15 tanesini aldık. Bunun yanında MHP 1 tanesini aldı, Manisa. Geri kalan 14 tane ili onlar almış oldu. Cumhur ittifakı olarak aldığımız oy yüzde 53.3’tür. Karşımızdaki dörtlü mekanizmanın oy noktasındaki durumu yüzde 47 bile değil.

ÖYLE BİR YETKİN YOK

Şu anda sayımlar devam ediyor. İstanbul, Ankara... İstanbul’un 39 ilçe belediyesi var. 25 tanesini İstanbul’da cumhur ittifakı, AK Parti aldı. Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gelelim. Eğer burada, YSK’nın verdiği kararı bilmiyorum, şu haliyle değerlendirme yapıyorum, bu haliyle bile şu anda Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kahir ekseriyeti AK Parti, cumhur ittifakı. Zannediyorum 40-50 tane falan şu anda diğerlerinden, muhaliflerden daha fazla meclis üyesine sahip. Ankara’da ise durum daha da farklı. Orada 107 tane bize ait var. 39 tane şu anda dörtlü mekanizmaya ait olan var. Fark orada daha açılmış vaziyette. Şimdi bir defa bu gerçeği görmeden değerlendirme yapıyorlar. Şimdi sen çalışmanı yapacaksın. Bu çalışmanı yaparken bir defa birçok alınacak kararlar, menkul, gayrimenkul, bütçe vesaire... Bunlar nereden geçecek? Bunlar meclisten geçecek. Komisyonlar kurulacak şimdi. Bu komisyonlarda sen istediğin gibi, ‘Ben başkanım, dolayısıyla ben komisyonları istediğim gibi kurabilirim’ diyebilir misin? Öyle bir yetkin yok. Böyle bir hakkın yok. 

BÜTÇEYİ ÇIKARAMAZ

Böyle kitapta yazıldığı gibi değil. Bir belediye başkanının kendi meclisinden sırtını dayayacağı bir çoğunluğu yoksa bu komisyonları istediği gibi oluşturamaz. Bütçeyi istediği gibi çıkaramaz. Orada onu sürekli olarak denetleyen ki, bu da demokrasinin o denetleme mekanizmasıdır, bu denetleme mekanizması sana herhangi bir yanlışında yol vermez. Ha dürüst doğru gidiyorsan sana ‘eyvallah’ der. Çünkü onlar da bir yerde o şehrin geleceği için önemli adımlar atmak isterler.

TELAŞA GEREK YOK

Ama bizim şu anda tek beklentimiz şudur: Telaşa gerek yok. Ben bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım. Cumhurbaşkanlığımın yanında bana Anayasa’nın tanıdığı bir imkân daha var. Aynı zamanda AK Parti’nin de genel başkanıyım. Burada bir defa yönetim sisteminde, yeni mekanizmada böyle muhalefetin ifade ettiği gibi şeyler söz konusu değil. Bu iki görevimi yürütmek zorundayım. Onun için sabırla bilinmeli ki, bu seçimlerin nihai kararını YSK verecektir. YSK’nin nihai kararı verdiği andan itibaren de iş bitmiştir.”

‘MSB O DEFTERİ ORADAN ÇEKTİ ALDI’

- CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun son açıkladığı rakamlara göre önde olan CHP’nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalamasıyla ilgili şunları söyledi: “Şimdi bu Anıtkabir olayında bakıyorsunuz, İstanbul’dan beyefendi çıkıyor gidiyor. Yahu sen bir defa mazbatanı aldın mı? Almadın. Bir defa Anıtkabir’in protokol işlevi nedir? Bundan haberin yok. Misak-ı Milli Kulesi’nde defterin nasıl yazılacağını da bilmiyor. Böyle bir şeyi zaten yazma hakkın da yok. Ha belediye başkanlığı mazbatanı alırsın, eyvallah. O zaman bunu rahat rahat yaparsın. Ama şu andaki yaptığı işlev, bir defa protokol usulü açısından kesinlikle yanlıştır. Bunun önce usul erkân öğrenmesi lazım. Ama ne yazık ki usul erkân da öğrenemeden buna tabii yanlış kılavuzluk yaptılar. Ve yanlış da yola düştü. Daha kalkıp, mazbatasını almadığı bir yerde, altına da böyle bir isim işledi. Şimdi ne oldu? Milli Savunma Bakanlığı (MSB) da defteri oradan çekti aldı.”

ABD VE AVRUPA’YA: ‘HADDİNİZİ BİLİN’

- “Şu anda Türkiye’ye, hiç onları alakadar etmediği halde içişlerine karışma gayreti içinde olan ABD’nin bunu bilmesi lazım. Avrupa’nın bunu bilmesi lazım. Önce siz kendinizi, haddinizi bilin ya! Siz kendi ülkenizde bu tür itirazları yıllarca yaptınız. Hatta hatta ABD’de bir değil, üç değil, bu noktada atılmış birçok örnekleri var. Avrupa’da atılmış örnekleri var. Bunların hiçbiri bunu görmüyor. Şu anda Türkiye’nin içişlerine müdahale gibi bir yola tevessül ediyor. Bir defa şunu bilmeleri lazım, Türkiye dünyada ülkelerden bir ülke değildir. Herkes haddini bilecek. Türkiye’de katılımıyla şu anda yüzde 83’e varan bir katımın olduğu bir demokrasi dersi tüm dünyaya verilmiştir. Bunlar böyle bir demokrasi mücadelesini veriyorlar mı? Vermiyorlar.”

‘S-400  SÜRECİNİ BİTİRDİK’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ve NATO’dan gelen S-400 eleştirileri ve F-35 projesiyle ilgili şu açıklamaları yaptı: “Rusya ziyareti biliyorsunuz, bizim üst düzeyli stratejik konsey toplantılarımız oluyor. Bir yıl bizde, bir yıl Rusya’da. Bu yıl Moskova’da. Bunun içerisinde şu anda S-400 önemli bir yer tutuyor. ABD’nin şu andaki söylentileri vesaire çok yanlış şeyler. Biz S-400’le ilgili süreci, bunu bitirdik. Ve S-400’le ilgili ödemelerimiz devam ediyor. Ama bizim ABD’ye de teklifimiz şuydu, sizden de Patriot’ları alalım. Ama ABD bize uygun şartlarda yani Rusya’nın S-400’de tanıdığı şartlarda maalesef Patriot’larda aynı şartları onlar tanımadı. Tanımadığı için de oraya sıcak bakmıyoruz.

F-35’LERİN TESLİMİ

Bir iki tanesini teslim almıştık. Ve bunlar şu anda ABD’de. Üçüncüyü de teslim ettiler. Ve şimdi kısa süre içerisinde dördüncüyü de teslim edecekler. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in ABD’de genel kurulda yaptığı konuşma manidardır. Bunlar doğru şeyler değildir. Biz ‘Hepsine ihtiyacımız var’ dedik. Daha önceki açıklamasında Stoltenberg ‘Üyelerimizden hangi silahı aldığına, alacağına müdahale edemeyiz’ demişti. Bütün bunlar ortada. Şimdi Stoltenberg’in oradaki süresi 2022’ye kadar uzatıldı.”