Güncelleme Tarihi:
Saat 04.08'de merkez üssü Düzce'nin Gölyaka ilçesi olan 5,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD'dan alınan bilgiye göre deprem, başta Düzce olmak üzere; İstanbul, Bolu, Ankara, Eskişehir, Kütahya, Bursa, Kocaeli, Edirne, Çankırı, Zonguldak, Sakarya illeri ve ilçelerinde hissedildi.
PROF. ERSOY: BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİNİN ÖNCÜSÜ DEĞİL
5.9 büyüklüğündeki depremden sonra artçı depremlerin meydana geleceğini belirten Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Buna hazır olmak gerekiyor. Hissetmek ve yıkım aynı şey değil. Şimdiye kadar olumsuz bir haber yok. Bundan sonra da olmazsa bunu böyle atlatmış olabiliriz. Bu deprem gerçeğinden kurtulmamız anlamını taşımıyor. Bu beklenen İstanbul deprem öncüsü değil. Biz Marmara'da 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz. Daha doğuda" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ersoy, bir hafta 10 gün kadar büyüklüğü 5.0'a kadar olabilecek artçı depremlerin olabileceğini söyledi. CNN TÜRK canlı yayınında konuşan Ersoy ayrıca, "1999’da 7.2 büyüklüğünde bir deprem yaşandığı için bu bölge hazırlıklı. Olan hasarlar beklenenden az olabilir, can kaybı olmaması sevindirici.
5.9 büyüklüğündeki depremin oluş bölgesi sığ. Hissedilme zeminsel faktörlerden ve bina kaynaklı, yüksek binadaysanız daha çok hissedebilirsiniz. Maltepe civarlarındaydım yataktan uyandırıcı büyüklükteydi.
Kısa sürmesi depremin büyük olmadığı fikrini getirdi. 5-10 saniyelik bir süre. Kocaeli depremini 45 saniye hissettik çünkü kırılma aralığı 120 kilometreydi. Artçılar bir hafta 10 gün kadar sürecek. 5 büyüklüğüne varan artçı olabilir." dedi.
"HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BİR YERDİ"
Jeoloji Mühendisi Şerif Barış, "Sürpriz bir şey çünkü hiç beklemediğimiz bir yerdi" diyerek şunları söyledi: 5.9-6 büyüklüğü oldukça tabi sarsıcı. Şehir içi ve kasabalarda bir hasar olacağını sanmıyorum, köylerde hasar olabilir. Oradaki depremde fay hatlarının gerilimi boşaltmış olması lazım.
İki büyük deprem sonrası böyle orta büyüklükte bir deprem olması gerçekten ilk defa gördüğüm bir olay. Türkiye Alp-deprem kuşağında, dolayısıyla biz her zaman deprem olacakmış gibi davranmak zorundayız ve hazır olmak zorundayız. Muhtemelen sığ depremlerdendi.
"DAHA BÜYÜK BİR DEPREM OLMA OLASILIĞI DÜŞÜK"
"Eskişehir'de dahi hissetim. Şiddetli bir deprem inşallah can kaybı yaşanmamıştır" diyen İTÜ Öğretim Üyesi Ziyadin Çakır, "Bu gördüğüm kadarıyla İzmit depreminin gerçekleştiği fay hattındaki kırılmayan bir fay parçası vardı. Muhtemelen bu alüvyon zemin üzerinde bir faydı. Çok yüksek bir ihtimalle bu hat kırıldı. Daha büyük bir deprem olma ihtimali şu an için çok düşük. Bunun artçıları mutlaka olacaktır. Hasarlı binalardan uzak durulması gerekiyor.
Daha büyük bir deprem olma olasılığı şu an için çok düşük. Ama vatandaşların şu an için hasarlı binalardan uzak durmaları gerekiyor. Yüzeye yakın bir deprem bu depremin hasarını da yükseltiyor. Civarda irili ufaklı faylar ama bu İstanbul depremini tetiklemez. Bu fay 6 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek bir deprem değil. Şu an da bütün Düzce ovası tehlikeli, 5 büyüklüğünde artçılar mutlaka gelecektir. Yerleşim yerlerinden uzak durulması gerekiyor. Ben depremi çok kısa hissetim Eskişehir'de çok şiddetli hissedilmedi" ifadelerini kullandı.
PROF. ŞAHİN: BÜYÜK BİR DEPREM DEĞİL, BİNALARI YIKMAZ
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Şahin, Düzce depreminin beklenen İstanbul depremini tetiklemesinin mümkün olmadığını belirterek, "5.9'luk bir deprem büyük bir deprem değil. Binaları yıkmaz. Eğer 5.9'da binalarımız yıkılıyorsa asıl sormamız gereken bu. Geçtiğimiz günlerde AFAD bir tatbikat yaptı.
Bunlar çok önemli. Bu gibi durumlarda genellikle yaralanmalar, eşya düşmesi, kaçarken, yüksekten atlarken gibi durumlarda oluyor. Düzce Ovası dediğimiz bölge alüvyal topraktan oluşuyor. Biz de bu topraklara binalar yapıyoruz. Yumuşak toprakta oturuyoruz. Bizim bu coğrafya depremlerle yaşamaya alışmamız lazım. Önemli olan tedbirli olmak, sağlam binalar yapmak. Yoksa bu büyüklükte depremlerde bina yıkımı olmaz" ifadelerini kullandı.
PROF. DR. SÖZBİLİR: 5 BÜYÜKLÜĞÜNDE ARTÇI OLABİLİR
DEÜ DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Düzce Gölyaka merkezli 5.9 büyüklüğünde depremin ardından açıklamada bulundu. Prof. Dr. Sözbilir, "Düzce geniş ölçekte alüvyon dediğimiz zayıf zemin üzerinde kurulmuş. Burada eski yapı stoku olmuş olsaydı, ciddi yıkım ve can kaybı olurdu. Depremin büyüklüğü 5.9 ama şiddeti 8 olarak hesaplandı. 30 Ekim 2020'de 6.6 büyüklüğündeki depremi de 8 şiddetinde hissetmiştik. O depremde 5 bin civarında bina hasar görmüş, 4 bina tamamen yıkılmış ve 117 vatandaşımız can vermişti.
Bu da Düzce ilinin depreme hazır olduğunu gösteriyor. Bugün 04.08'deki deprem, 17 Ağustos 1999 depreminde kırılan Kuzey Anadolu Fayı'nın Karadere adı verilen segmentinin kuzeydoğu ucunda gerçekleşti. Bölgede şu ana kadar gelişen 50'yi aşkın artçı deprem dağılımı Gölyaka ile Düzce kent merkezi arasında yoğunlaşmış durumda. 5 büyüklüğüne varan artçı depremler olabilir. Halkımızın devletin resmi kurumu olan AFAD yetkililerinin bilgileri doğrultusunda hareket etmesi ve hasarlı evleri varsa ilgililere göstermesi son derece önemli" ifadelerini kullandı.
Nedim BAYHAN - Ömer HASAR / İSTANBUL (DHA)-BOĞAZİÇİ Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Doç. Dr. Doğan Kalafat Düzce depremine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Depremin büyüklüğünü 6 olarak verdik. Ana şok sonrasındaki süreç bizim için olumludur. Artçıların zaman içerisinde hem büyüklükleri hem de sıkılıkları azalarak devam edecektir. 8 kilometrelik uzunluğundaki bu fay parçası ana depremde kırılmıştır. Enerjisi boşalmıştır. Bunun dışında orada daha büyük bir deprem olasılığı riski çok düşüktür." dedi.
"DÜZCE’DE YAŞANAN DEPREM İSTANBUL’U ETKİLEMEZ"
Doç. Dr. Doğan Kalafat şöyle devam etti:
"İstanbul depremini takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi Marmara’da iki sismik boşluk var. Sismik boşluğun hangisinin kırılacağına daha bilmiyoruz ama Marmara Bölgesi’ndeki 7 il ve ilçelerin tamamı bu depremlerden etkilenecek.
Marmara Bölgesi’nde yaşayan vatandaşlarımızın deprem bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmesi lazım. Düzce’de yaşanan deprem İstanbul’u etkilemez. Bu deprem Kuzey Anadolu Fayı’nın ana parçası üzerinde olan bir deprem değil. İstanbul için beklediğimiz Kuzey Anadolu Fayı’nın ana parçalarında olması."
PROF. DR. SERTÇELİK: TETİKLEYİCİ DEPREM DEĞİL
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fadime Sertçelik, Düzce'de meydana gelen depremin tetikleyici nitelikte olmadığını belirterek, "Olası bir Marmara depremine baktığınızda bu fayın Marmara Denizi içerisinden geçen bir kolu var, bir de Bursa üzerinden geçen bir kolu var. Üstteki kuzey kolu alttaki güney kolu. Güney kolu hiç çalışmadı. Güney kolu, Bursa üzerinden geçen bir kol ve o bölgede de bir deprem üretebilir bu fay. İster kuzey ister güney kolunda olsun, büyük bir deprem, zaten bölgeyi çok etkileyecek. O nedenle bu bölgeye biz hepimiz gözlerimizi dikmiş vaziyetteyiz. 'Bu deprem, o depremi tetikler mi?' konusunda büyüklük olarak ve uzaklığa baktığımızda tetikleyici nitelikte bir deprem değil ama diğer taraftan da Marmara'ya bakarken kesinlikle doğuyu da kaçırmamalıyız. Doğu Anadolu fayında da son yüzyılda büyük bir deprem olmadı. O fayın da 580 kilometre uzunluğunda ve üzerinde büyük bir sürü şehirlerimiz var" dedi.
Düzce depreminin birçok ilde hissedildiğini de dile getiren Prof. Dr. Sertçelik, şöyle konuştu:
"Depremin olduğu yer nüfusun yoğunluğu olduğu bir yer. Biz ülke olarak aslında depremi öğrendik. En küçük sarsıntıda artçılarda dahi hisseder vaziyetteyiz. Çok büyük coğrafyada hissedilmesinin nedeni, yüzeye çok yakın olması. Bizim ülke olarak bir dezavantajımız da o. Türkiye'de meydana gelen depremler, sığ depremler.
Sığ depremler dediğimiz 10-15 kilometre, akademik bilgi olarak 60 kilometreye kadardır. Türkiye'deki depremlere baktığımızda 15-20 kilometreden daha derinde depremler olmuyor. Dolayısıyla enerji direk binalara ve bizlere iletiliyor. Biz çok hissediyoruz. Japonya'da ya da dünyanın başka ülkelerinde deprem yerin 100-150 kilometre civarında oluyor ve çok daha az hasarla depremler atlatılırken bizim maalesef öyle bir dezavantajımız var. Bu fayların özelliği."