Güncelleme Tarihi:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Türk Tabipler Birliği Başkanı Rasime Şebnem Korur, Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nca başlatılan soruşturma kapsamında 'Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan 26.10.2022 tarihinde gözaltına alınmıştır."
TTB YÖNETİMİ DE GÖREVDEN ALINSIN TALEBİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ayrıca Türk Tabipler Birliği Başkanı Rasime Şebnem Korur ve Türk Tabipler Birliği yönetiminin de görevden alınması için Ankara Sulh hukuk mahkemesine talepte bulundu.
Başsavcılık açıklamasında "Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığımızca adı geçen şüphelinin halen devam ettirdiği TTB Merkez Konseyi Başkanlığı görevine, 6023 sayılı TTB Kanununun 'Amaçları dışında faaliyet gösteren TTB'nin merkez ve tabip odalarındaki sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sağlık Bakanlığı'nın veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemi üzerine…' şeklindeki Ek 2'nci Maddesinin 2'nci Fıkrası gereğince son verilmesine, aynı maddenin 3'üncü fıkrasında düzenlenen usulle yerine yeni merkez konseyi başkanı seçilmesine karar verilmesi için nöbetçi asliye hukuk mahkemesi nezdinde talepte bulunulmuştur" ifadelerini kullandı.
SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında geçen hafta PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2'nci maddesi kapsamında 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 301/2'nci maddesi kapsamında 'Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılamak' suçlarından soruşturma başlatmıştı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: YASAL DÜZENLEME İLE BU İSMİN DEĞİŞMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından Türk Tabipler Birliği Başkanı'nın 'kimyasal silah' iddiasına sert sözlerle tepki göstermiş ve "Bu kişi ve kurumla ilgili gereken adımlar atılacaktır. Gerekirse yasal düzenleme ile bu ismin de değişmesini sağlayacağız" ifadelerini kullanmıştı.
BAKAN AKAR: ALÇAKÇA BİR İFTİRA
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik "kimyasal silah" iddiasıyla ilgili Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "TSK envanterinde kimyasal silah yok. Böyle bir şey söz konusu değil" demişti.
Akar, şunları söylemişti:
""Aslında maksatları, niyetleri ortada; Ne zaman terör örgütü çöküş sürecine girdi, büyük kayıplar vermeye başladı, bir çıkış yolu, yöntemi olarak iftira, karalama yoluna gitmeye çalıştılar. TSK’nın başarısını karalamaya, insanların zihninde bulanıklık oluşturmaya çalışıyorlar. Özellikle yurt dışında bir algı oluşturmaya yönelik 'çamur at izi kalsın' anlayışından hareketle, ne ahlaki, ne hukuki, ne insani değerlere uymayacak söylemlerde bulunuyorlar, iftira atıyorlar. Bunların kabul edilmesi asla söz konusu değil. Bizim uluslararası hukuka saygımız, bunun da ötesinde inançlarımız, insani, manevi değerlerimiz var. Biz uluslararası hukuk ötesinde, uygulamalar yapıyoruz. Bir iddia değil, son derece alçakça bir iftira... Operasyonlarında Mehmetçik, sivillere, masum insanlara, tarihi, dini, kültürel yapılara, çevreye zarar gelmemesi için diğer hiçbir ülke ordusunun göstermediği duyarlılığa sahip. Hem planlama, hem icra safhasında bu duyarlılığı gösteriyoruz. Bununla ilgili ülkemizin, bu vatanın evlatlarının, anayasal kurumlarının açık ve net şekilde tavrını göstermesi, tarafını belli etmesi lazım. Buna müsaade etmemeleri lazım. Şu ana kadar da siyasi partiler, kuruluşlar ciddi şekilde bu iddiaları lanetlediler."
BAHÇELİ: KAPISINA KİLİT VURULMALI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM'deki grup toplantısında Şebnem Korur Fincancı'nın açıklamalarına şu sözlerle tepki vermişti:
"Şerefli Türk hekimlerini hariç tutuyorum, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek, bu birliğin kapısına kilit vurulmasını, doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum."