Güncelleme Tarihi:
İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Hasan Sel ve Hüseyin Sel ile müştekiler Ayfer Bahçıvan, eşi Yunus Emre Bahçıvan ile tarafların avukatları katıldı. Kimlik tespiti sırasında Hüseyin Sel aylık gelirinin 15 bin TL, Hasan Sel ise 50 ile 60 bin TL arasında olduğunu söyledi. İlk olarak Hasan Sel'in sorgusu yapıldı. Annesinin hastalığı nedeniyle o gün Kastamonu'ya doğru yola çıktıkları esnada olayın yaşandığını söyleyen tutuklu sanık Hasan Sel, aracı kardeşi Hüseyin Sel'in kullandığını söyledi.
Müşteki Yunus Emre Bahçıvan'ın kullandığı araç ile kardeşinin kullandığı aracın aynalarının temas etmesi nedeniyle ilk olayın yaşandığını, bir süre sonra tekrar iki aracın yan yana geldiğinde aynaların yeniden temas ettiğini söyleyen Hasan Sel, müştekinin aracının önüne geçerek yollarına devam ettikleri sırada arkadan kendilerine çarptığını savundu.
HASAN SEL: YAPMAMAM GEREKİYORDU, PİŞMANIM
Çarpışma üzerine araçlarından indiklerini söyleyen Hasan Sel, müştekinin annesine yönelik küfür etmesi üzerine sinirlendiğini öne sürerek, "Annemle ilgili sözler de sarf edilince şeker hastası olduğum için kendimi kaybettim sinirlendim. Yapmamam gerekiyordu. Pişmanım. Yaptığım doğru değil ama müşteki taraf bana aynasını gösterince bende aynasına vurdum, kırdım." dedi.
Hasan Sel, hakimin "Niye emniyet şeridinden gidiyorsunuz?" şeklindeki sorusuna, "Annemin hastalığından dolayı emniyet şeridinden gitmek durumunda kaldık" sözleriyle yanıtladı.
Aracı kendisinin kullandığını söyleyen diğer tutuklu sanık Hüseyin Sel ise savunmasında, Kastamonu'da yaşayan annesinin hastalığını duyunca abisi ile panik halinde yola çıktıklarını söyledi. Emniyet şeridinden ilerlerken iki aracın aynasının temas ettiğini, olayın bu şekilde başladığını söyleyen Hüseyin Sel, müşteki Yunus Emre Bahçıvan'ın kendilerine küfür ettiğini savundu.
Yoluna devam ettiği sırada Yunus Emre Bahçıvan'ın kendilerine arkadan vurması üzerine durduklarını savunan Hüseyin Sel, "Durmak zorunda kaldık. Araçtan indik. Yunus Emre beye de hanımefendiye de hiçbir kötü söz söylemedik. Darba ilişkin bir eylemimiz olmadı. Hanımefendinin bulunduğu tarafa geçmedik bile" dedi.
"BİZE VERİLEN EN BÜYÜK CEZA SOSYAL MEDYADA YAPILAN LİNÇ OLDU"
1951 yılında kurulan bir firma olduklarını söyleyen Hüseyin Sel, "Bu olay yakışan bir olay değil. 1951 kuruluşlu bir firmayız. 2018 yılında 4 milyon 750 bin lira gelir vergisi ödedik. Şimdi iflas noktasına geldik. Yanımızda 150 kişi çalışıyor. Böyle bir şekilde olayın yaşanmasından dolayı hem burada müştekilerden hem de kamuoyundan özür diliyorum. Bu olay bize yakışmadı. Müşteki tarafın maddi hasarı neyse karşılamaya hazırız, manevi olarak gidermek açısından özür dilemekten başka bir şey elimizden gelmiyor. Sosyal medyadaki linç girişiminden çocuklarımız inanılmaz derecede etkilendi. Ben hala olayın bu şekilde nasıl geldiğine inanmıyorum. Biz edepli, terbiyeli insanlarız. Şu anda mağdur duruma geldik. Bize verilen en büyük ceza sosyal medyada yapılan linç oldu" dedi.
"DOĞMAMIŞ ÇOCUĞUMUN HAKKINI DA HELAL ETMİYORUM"
Ayfer Bahçıvan, "Emniyet şeridinden ilerleyen sanıkların araçlarına çok yaklaşması ile iki aracın aynasının çarpıştığını, sanıkların aniden araçlarını eşinin aracının önünde durdurması ile sanıkların araçlarından inerek araçlarının bulunduğu yere geldiğini Ayfer Bahçıvan, "Eşim camı araladı, hamile olduğumu söyledi. Öncesinden düşük yaptığım için çok dikkatliydik. Cama vurdular. Ben camın kırılacağını ve bize kötülük yapacaklarını düşündüm. Ben sanıkların iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Sanıklardan şikayetçiyim, Allah katında da hiçbir şekilde hakkımı helal etmiyorum. Doğmamış çocuğumun hakkını da helal etmiyorum. Ben 31 yaşındayım. Nasıl bu kadar vicdansız olabilir diye düşünüyorum. Ben yaşadığım şeye hala anlam veremiyorum. Halen trafiğe çıktığımda emniyet şeridinden veya sağdan bir araç geldiğinde hala tedirgin oluyorum. Trafikte yaşadığımız bu olay bende çok büyük bir korkuya yol açtı." dedi.
Sanıkların emniyet şeridinde ilerlediğini, ileride polis görünce ceza yememek için aniden önlerine kırdığını, bu sırada aynalarının çarpıştığını, olayın da bu şekilde başladığını söyleyen müşteki Yunus Emre Bahçıvan, "Benim yol vermeme sebebim eşim hamile olduğu için ani duruş hareketi yapmamamdır. Bu nedenle kesintisiz bir şekilde yola devam ettim. Bizden kibarca yol istense, sinyal verilse belki yol verirdim. Ama sanık tarafın bulunduğu araç polisi gördüğü için muhtemelen ceza yememek adına ansızın bizim şeride geldi" dedi.
"SADECE BİR ŞERİT ALAMADIĞI İÇİN BUNU BİZE YAŞATMAYA HAKLARI YOK"
Yol vermediği için öfkelenen sanıkların aracının aniden önüne kırdığını, arkadan onlara çarpmak zorunda kaldığını söyleyen Yunus Emre Bahçıvan, "Çok öfkeliydiler. Öfkeleri yüzlerinden okunuyordu. Eşim birden panik oldu. Ben camları kapattım, kapıları kilitledim. Telefonumu çıkardım. Yanıma geldikleri esnada kayda başladım. Yanıma geldiler. Amaçları kapıyı açıp bana bulaşmaktı ama açamadılar. Kapıyı açamadıkları için camı yumruklamaya başladılar. Ben o sırada eşimin hamile olduğunu söyledim. Hatta duysunlar diye camı hafifçe araladım. Ama hiç merhamet etmediler. Eşim polisi arayacağım dediğinde sürücü kısmındaki şahıs, mimik hareketleriyle, dalga geçer gibi ara polisi gelsin şeklinde konuştu." dedi.
Yolcu kısmında oturan kişinin bakışını ömrü boyunca unutmayacağını söyleyen Yunus Emre Bahçıvan, "1 buçuk gün sonra eşim kötü oldu. Hastaneye gittik. Bu olay hala gündemimizde, normal hayatımıza dönemedik. Karşı tarafın özürlerinde, pişman olduklarını beyan etmelerinde samimi olduklarını düşünmüyorum. Gerçekten pişman olsalardı yalan beyanda bulunmazlardı. Sadece bir şerit alamadığı için sanıkların bunu bize yaşatmaya hakkı yok. Eşimle çocuk sahibi olmak için çok uğraşıyoruz. Daha önce bebek kayıtları oldu. Sanıklardan şikayetçiyim." dedi.
İKİ KARDEŞ TAHLİYE EDİLDİ
Mahkeme, müştekilerin olaya ilişkin çektikleri görüntüyü kolluk gücüne teslim ederek güvence altına aldıklarını, dolayısı ile sanıkların delil karartma ve kaçma şüphesi bulunmadığını gerekçe göstererek tahliyelerine karar verdi. Mahkeme ayrıca iki kardeşin yurtdışına çıkışını yasakladı.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Hasan Sel'in, Pendik'te 6 Temmuz 2019 tarihinde yol verme tartışması yaşadığı 7 aylık hamile Ayfer Bahçıvan ve Yunus Emre Bahçıvan'ın içinde bulunduğu aracı darp ederek aynasını kırdığı, kaputuna çıktığı belirtiliyor. Şüpheli Hüseyin Sel'in de aracı müştekilerin aracının önüne kırarak durdurmaya zorladığı bilgisine yer verilen iddianamede, her iki kardeşin de, "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "Mala zarar verme" ve "Kamu ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma" suçlarından 5 yıl 4 aydan 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.
HAMİLE KADIN TAHLİYE KARARI SONRASI GÖZYAŞI DÖKTÜ
Pendik’te hamile kadının içinde bulunduğu araca saldıran Seydioğlu Baklava’nın sahipleri Hasan Sel ve Hüseyin Sel’in tahliyesine karar verildi. Kararın ardından, 7 aylık hamile olan Ayfer Bahçıvan adliyede gözyaşı döktü.