Güncelleme Tarihi:
AK Parti Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş İstanbul'da yaşanan kar yağışı nedeniyle trafiğin durma noktası gelmesi üzerine CNN TÜRK stüdyolarına geç geldi. 20.30'da başlaması planlanan program ancak 21.20'de başlayabildi. Yolun yaklaşık 500-600 metresini yürüyerek kat ettiğini aktaran Kurtulmuş'un Ahmet Hakan'ın sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:
"SEDEF KABAŞ'IN SÖZLERİ MİLLİ İRADEYE HAKARETTİR"
Çok ağır bir hakaret. Asla dile getirilmemesi gereken bir husus. Tabi Cumhurbaşkanının şahsı dışında ona oy veren insanlara da hakaret etmiş oluyorsunuz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına ağır bir benzetmeyle hakaret etmiş oluyorsunuz. Bütün milli iradeye saygısızlıktır, demokrasiyi ayaklar altına almaktır, bunun hakla hukukla alakası yoktur. Kabul edilemez. Hiçbir demokraside bu eleştiri sınırları içinde görülemez. Kendi şahsı bakımından mizansen. İnsanlar açık ve şeffaf bir şekilde takip ediyor. 'Dilimden kaçtı' denebilecek bir şey değil. Bunun karşılığı olacaktır.
Suç Cumhurbaşkanına hakaret olduğu için istenen ceza üst sınırdır, bu kadar açık bir saldırıyı planlayan, ondan sonraki adımlarıyla mizansen şekilde ortaya koyan birinin bunun suçunun ne olduğunu bizim kadar iyi biliyordur. Cumhurbaşkanı makamı tüm yurttaşlarımızın temsil edildiği bir yerdir. Siyasi edep bunu gerektirir. O makamı eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Herkesin ittifak ettiği bir makamın, oranın izzetinin şerefinin korunmasıdır.
İRAN GAZINDAKİ KESİNTİ
Her sene aşağı yukarı yaşanan gaz teknik hatlarındaki arızalar oluyor. Sonuçta Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak doğalgaz imkanları var. Belli sektörlerle de ilaç, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerin kısıtlamaya gidilmiyor. Vatandaşlarımızın ilave yoğun gaz kullanımındaki tedbirler alınıyor
MUHALEFETTE CUMHURBAŞKANI ADAYI TARTIŞMALARI
Bu konu hiçbir şekilde konuşulmadı. Bizim dışındaki ittifak ya da ittifakların kimi aday göstereceği bize düşmez. MHP, AK Parti, BBP ittifak içerisindedir ve sorunsuz bir şekilde ilerliyor. Bu bizim için politik bir rahatlıktır. Karşı taraftaki sorun ise 2 müttefik var. Seçimlerde HDP'nin konsolide etmiş olduğu seçimler olmuştu. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için 3. ittifaktan bahsediliyor. Bunu biz demiyoruz.
İnşallah birinci turda Cumhurbaşkanımız seçimi alacaktır. Esas bir zorluk şu; temel meselelerde oyu çok olan 3 partiden HDP, CHP, İYİ Parti. Bu partilerin HDP'yi yanlarında tutmalarının kendi seçmen kitleleri tarafından sorunlu bir alan olarak biliyorlar. Belki 3. ittifak orayı rahatlatmak olarak düşünülmüş olabilir. Daha çok var. Karşı tarafın en büyük zorluğu ise hâlâ adaylarını belirlememesidir.
Saadet Partisi'nin genel başkanının konuşmasında "Bu iki parti kuruldu ama AK Parti'den beklenen oyu alamıyor" diye bir tespit de bulunmuştu. Millet İttifakı'na katkıları olur mu bilmiyorum. Her ne kadar bunu konuşsak da ittifak da yer alınacak mı bilinmiyor. Burada nasıl hareket edileceği, hangi alanlarda nasıl düşündüğü, Türkiye'de ekonomik ve siyasi reformları gerçekleştirmiş kapsayıcı ve kuşatıcı bir parti ve lideri olan Erdoğan var. Karşı taraftaki zorluk burada. Belirsizlikler var.
CHP'nin içindeki sol bileşenler, ya da dışarıdan destek veren HDP sol bileşenleri nasıl destek verecekler. Bence şunu yanlış tartışıyoruz. 'Karşı tarafın programı ne olacak?' Bu olmalı. Biz söylediğimiz zaman da bozuluyorlar. Yarın belli edecek kadar kolaysa şimdiden belli edip Cumhurbaşkanı adayının ortaya çıkarıp programlarınızı değerlendirmiyorsunuz.
SEÇMENİN AK PARTİ'YE KARŞI TUTUMU NASIL?
Dövizin 17-18'ye çıktığı dönemlerde de insanlar eleştiriyordu. İnsan sevdiğine kızar. Bizim başardığımız en önemli şey insanların gönüllerine girmektir. Ekonomideki son iyi gelişmelerle birlikte bu biraz daha sakinleşmiş vaziyette. O en kızgın günlerde dahi insanlar 'Bunu siz çözeceksiniz' dediler. Karşı tarafta böyle bir bilgi birikimin olmadığını görüyorlar. Pandemi süresi içinde üye sayısını 1 milyon artırmış bir parti. Bu öyle kolay bir şey değil. İnsanlar gönül vermese üye olmazlar. AK Parti, gönüllere girmeye başardığı için bu kadar yıldır iktidar parti. 2023'ün kapsını açacak kilit anahtar; gönüllerine girdiğimiz vatandaşların gönüllerinden düşmemektir.
"TÜRKİYE BİR DAHA IMF BOYUNDURUĞUNA GİRMEYECEK"
Ekonomi yönetimi bir tercih meselesidir. Her alanda güçlü ve milli bir Türkiye'nin olmasıdır. Türkiye'nin bir daha asla IMF'ye bir takım çevrelerin boyunduruğu altına girmeyeceğini açıkça ifade ediyoruz. Ne yazık ki Türk parası rezerv para olmadığı için bunu döviz üzerinden konuşuyoruz. Aşırı dolarizasyona bağlı olduğumuz bir durum vardı. Döviz de yükselince her şey etkilenmiş oldu. İlk 3 ayın sonunda Aralık ayı kötü bir aydı. Onun etkileri olacak. Ama sonuçta döviz asıl olan onun stabil hale gelmiş olmasıdır. Durağan ve aşağı doğru bir yönde olacaktır. Enflasyonun da önlenmesi gerekiyor. Bu Mart ayından sonra olumlu etkisi fiyatlara yansıyacak ve enflasyona da etkisini göreceğiz. Bu yıl İnşallah bolluk yılı olacak. Tarımla uğraşanlar böyle söylüyor. Ayrıca turizm gelirlerinde de artış bekliyoruz. Aşırı pahalanmayla ilgili kurumlarımız gerekli tedbirleri alıyorlar.
UKRAYNA-RUSYA ARASINDAKİ KRİZ SAVAŞA DÖNER Mİ?
Rusya'nın tezleri var. NATO ve AB Rusya'nın daha fazla ilerlemeyeceğini ifade ediyor. Bir gerilim var. Aslında adı konulmamış teorik anlamda 3. Dünya Savaşı başladı. Sadece ticari değil öyle görüyoruz. Nihayetinde bunların hepsi ekonomik gerekçelerle başlıyor. Bir askeri rekabet de başlamış durumda. Sonu nerede duracağı belli olmayan bir girdap. Frene basılacağını tahmin ediyorum. Rusya kendi gücünü gösterme açısından daha istekli davranıyor. Şu anda devam eden Orta Asya'da mücadelenin başladığını görüyor. Karadeniz aynı şekilde. İki tarafında itibar edebileceği tek ülke Türkiye.