Güncelleme Tarihi:
Güvenlik ve istihbarat kaynaklarına dayanan bilgilere göre, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı (MİT) ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat Şube Müdürlüğü birimleri, DEAŞ’ın Horasan Vilayeti (ISKP) lider kadrosu tarafından İstanbul’da İsveç ve Hollanda Başkonsoloslukları ile Hristiyan ve Musevi vatandaşlara ait ibadethanelere yönelik eylem talimatı verildiği ileri sürülen 15 şüphelinin izini sürdü. DEAŞ terör örgütü hücresinin faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen çalışmalarda; MİT ve İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından aktarılan bilgiler ışığında harekete geçen İstanbul Terörle Mücadele Şube ekipleri, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim’i yakma eyleminin ardından, örgütün sözde Horasan Vilayeti (ISKP) lider kadrosu tarafından İstanbul’da bulunan İsveç ve Hollanda Başkonsoloslukları ile Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımıza ait ibadethanelere yönelik eylem gerçekleştirme talimatı verildiği iddia edilen 15 şüpheliyi yakın takibe aldı.
Söz konusu hücre üyeleri, güvenlik ve istihbarat birimlerince adım adım takip edildi. DEAŞ’a bağlı olarak eylem planı yaptıkları iddiasıyla aranan hücreye yönelik özel tim tarafından birçok adrese peş peşe düzenlenen operasyonda 15 kişi yakalanarak gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki Terörle Mücadele Şubesine götürülen zanlılar, burada çapraz sorguya alındı. Özel ekiplerce sorguya alınan şüphelilerin, DEAŞ terör örgütü ve çatışma bölgeleriyle bağlantıları tespit edilirken, Başkonsolosluklar ile Hristiyan ve Musevi vatandaşlara ait ibadethanelere yönelik somut bir eylem planı ya da benzeri tehdit tespit edilemedi.
Operasyonla yakalanan DEAŞ şüphelisi 15 kişi, emniyetteki sorgularının ardından bugün adliyeye sevk edildi. Zanlılar çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
AĞAR: BAŞKONSOLUSLUKLAR HATA YAPTI
MİT ve Emniyet'in ortak operasyonunu CNN Türk canlı yayınında değerlendiren Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar şunları söyledi: Açıklamadan anlıyoruz ki, DEAŞ'ın Horasan kolu bu yönde talimat verdi. Emniyet ve MİT bu yönde bir çalışma yapmış ve 15 DEAŞ'lıyı tutuklamış. Bunların çatışma bölgesinde bulundukları biliniyor ancak eylem yapmaya niyetli oldukları tespit edilmemiş. Bu adamların eylem yapmakla ilgili bir bağlantı tespit edilememiş. Bu bağlamda bana sorarsanız İdlib'ten Afganistan'a DEAŞ'lılar götürülüyor. Horasan kolu da böyle bir eylem hazırlığı içine giriyor. Bunların arasında bir bağlantı var mıdır? Ben bilmiyorum. Özellikle Başkonsoloslukların faaliyet durdurma işi terör eylemi yapılacak gerekçesiyle durduruldu. Bu bir tedirginlik yaratıyor. Düşünün tüm Türkiye bu bilgi ile çalkalanıyor. Bundan etkilenirsiniz, endişelenirsiniz. Sadece yabancılarda da değil Türk vatandaşlarında da bir tedirginlik yaratıldı. En başından beri Türkiye'yi radikallerle işbirliği yapılıyor gibi iftiralar attılar. Laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye'yi radikal gruplarla işbirliği yapıyor olarak gösteriyorlar. Ama işin aslında Kur'an yakan kişi faşist bir isim. Bu mesele bu şekilde köpürtüldüğü taktirde Türkiye'deki siyasi gruplar bunu konuşacak. Türkiye'ye gelmek isteyen yabancılarda tedirginlik oluşacak ve bu turizmi vuracak. Başkonsolosluklar ürkektir. Başka bir ülkedesiniz çünkü. Siz bir duyum veya ihbar alırsınız. Bunu aldığınız zaman sizin sorumluluğunuzu taşıyan ülke ile işbirliği yaparsanız. Ancak bu yapılmadı. Siz işbirliği yapmıyorsunuz ve bizi de zor durumda bırakacak şekilde davranıyorsunuz. Asıl hatayı onlar yaptılar. Bunun ruhu şudur: Türkiye ile işbirliği yapılması en azından haber verilmesi gerekirdi. Bu anlamda Türkiye'nin ortaya koyduğu iyi niyet ve çaba ortada.