Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sınırın öbür tarafı huzura kavuşmadan Türk vatanı, emniyet bulamayacaktır. Bu kapsamda İran'ın, Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın siyasi ve toprak bütünlüğüne sahip çıkmak, saygı duymak, destek vermek, Türk dış politikasının ana stratejisi olmalıdır. 'Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da?' diyenler, görevli ve taşeron değillerse kesinlikle tarih ve coğrafya cahilleridir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Ankara'da dün başlayan 'Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, Milletvekilleri ve İl Başkanları Ortak Toplantısı'nın kapanışında, basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, bölgede ağır şartların hakim olduğunu, komşu ülkelerdeki kaos ve kargaşanın artarak, azarak, yayılarak, devam ettiğini söyledi. Orta Doğu'nun ateş hattında, işgal altında olduğunu kaydeden Bahçeli, "Komşu coğrafyalarda fırtınalar kopmaktadır. Bizim için öncelikle ele alınması gereken konu etrafımızda yaşanan vahim olayların ülkemize yansıyıp yansımayacağı, şayet yansıyacaksa bunun derece ve ölçüsünün ne olacağı, nasıl mukavemet gösterileceğidir. Türkiye Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarıyla biçilen kefeni yırtmış, 'Ben de varım' demiştir. Buralarla ilgilenmemiz doğaldır, normaldir. Doğal ve normal olmayan binlerce kilometre uzaktan gelip bölgemizde silah ve zor kullanan ülkelerin cüretkarlıklarıdır" diye konuştu.
'SON SINIR TÜRKİYE'DİR'
MHP lideri Bahçeli, Türkiye'nin; Suriye'ye sırtını dönmesinin, Libya'ya yüzünü çevirmesinin, İran'a mesafeli durmasının mantıklı ve makul tercih sayılmayacağını belirtilerek, şunları söyledi:
"Kaldı ki buna ne tarih ne de milli tecrübeler müsaade etmeyecektir. Ankara'nın güvenliği Şam'dan, Bağdat'tan, Trablus'tan, Tahran'dan, Mogadişu'dan, Sana'dan, Kahire'den başlayacak; hepsini birden jeopolitik bir kuşak içine alacaktır. Sınırın öbür tarafı huzura kavuşmadan Türk vatanı, emniyet bulamayacaktır. Bu nedenle komşu ülkelerdeki kanlı ve kaotik manzara Türkiye'nin tasvip etmeyeceği, olur ve onay vermeyeceği açmazlardır, çarpıklıklardır. Mıntıka temizliği yapmak suretiyle Türkiye'nin etrafı bir yandan boşaltılmakta diğer yandan kuşatılmaktadır. Bu kapsamda İran'ın, Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın siyasi ve toprak bütünlüğüne sahip çıkmak, saygı duymak, destek vermek Türk dış politikasının ana stratejisi olmalıdır. Gönül coğrafyalarımız yanarken dirlik ve düzenimizi korumak eşyanın tabiatına aykırıdır. Eğer engel olunmazsa eğer durdurulmazsa komşu coğrafyalardaki çözülmenin ve çürümenin dayanacağı son sınır bilinsin ki Türkiye'dir. 'Ne işimiz var Suriye'de, ne arıyoruz Libya'da?' diyenler, görevli ve taşeron değillerse kesinlikle tarih ve coğrafya cahilleridir."
'TÜRKİYE'NİN POZİSYONU ÇOK DENGELİ'
İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin de içinde bulunduğu konvoya, Bağdat'ta düzenlenen ABD hava saldırısının, bölgesel gerilimi zirveye taşıdığını belirten MHP lideri Bahçeli, İran'ın da Irak'ta konuşlu 2 ABD üssüne gelişigüzel balistik füze fırlatarak, cevabi saldırısını verdiğini kaydetti. Bahçeli, "ABD ile İran arasındaki itiş kakış dengelenmiş, denetim altına alınmıştır. Türkiye'nin bu suikast karşısında aldığı pozisyon elbette çok dengelidir. Hiç kuşku yok ki ona, buna yüzeysel ve ön yargılarla taraf olmak yerine hakkın, haklının ve hakikatin tarafında bulunmak Türk milletinin vakar ve haysiyetinin şaşmaz bir gerçeğidir. TBMM'nin Libya tezkeresini kabul edip Türk askerinin bir davet üzerine Trablus yoluna düştüğü bir süreçte, İdlib'deki sancının şiddetlendiği, terör örgütü PKK/PYD/YPG'nin Rakka- Erbil bağlantısını kurmak için ABD desteğiyle silahlanmasını sürdürüp mesafe aldığı bir dönemde Kasım Süleymani saldırısı son derece manidar ve kuşkuludur. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de egemenlik haklarına sahip çıkması, terörizme ve teröre destek veren ülkelere tepkisi muhasım çevreleri ürkütmüş, değişik arayışlara itmiştir" diye konuştu.
'PKK'NIN İLERİ GELENLERİNİ DE ÖLDÜRSÜNLER'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kasım Süleymani'yi savaşları önlemek için öldürdük" sözünün uluslararası hukuka ve yerleşik insani değerlere meydan okumak olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Böylesi bir üslubun genelleşmesi küresel adaleti karartacak, ülkeler arası irtibatları kesecek, dünyayı da Orta Çağ şartlarına taşıyacaktır. ABD Başkanı Trump suçlu arıyorsa mesela Pensilvanya'ya bakmalıdır. 251 vatan evladının şehadetinden, 2 bin 194 vatan evladının yaralanmasından doğrudan doğruya sorumlu olan bir caninin korunup, kollanması hangi insani değere sığacaktır? ABD Başkanı Trump'ın, 'Mazlum Kobani' kod isimli teröristbaşı Ferhat Abdi Şahin ile telefonla görüşüp, 'general' diye yutturmaya çalışması, gerçekleri değiştirmeye yetmeyecektir. Bu terazi bu sıkleti çekmeyecek, mızrak çuvala girmeyecektir. DEAŞ liderini öldürenler, buyursunlar PKK'nın, YPG'nin ileri gelenlerini de öldürsünler ya da aradan ve önümüzden çekilip kahraman bir Türk evladının neleri yapacağını dikkatle izleyip ders alıp takip etsinler. Hamdolsun alemde şer bitmezse Oğuz neslinde de er tükenmez, tükenmeyecektir."
'PARDON, DEMEK AKIL TUTULMASI'
MHP lideri Bahçeli, İran tarafından Ukrayna Hava Yolları'na ait yolcu uçağının vurulmasının tek kelimeyle felaket olduğunu, uçağı düşürdükten sonra 'pardon' demenin vicdan ve akıl tutulması olduğunu söyledi. Sorumluların, bunun hesabını vermesi ve hak ettikleri cezayı alması gerektiğini kaydeden Bahçeli, "Trump'ın azil süreciyle ilgili tartışmalar birden bire sönerken, İran'daki protesto gösterileri de bıçak gibi kesilmiştir. Görüldüğü kadarıyla Kasım Süleymani'nin ölümü iki ülkeyi de bir yönüyle konsolide etmiş, siyasi ve stratejik kazançlara yol açmıştır. Gerilimin denetimli şekilde tırmanıp kısa sürede inişe geçmesi ve iki ülkenin makul sınırlara çekilmesi komplo teorisyenlerine bol bol malzeme vermektedir" dedi.
'ÇOK DEĞERLİ GELİŞME'
Irak, Suriye ve Libya'nın toplumsal huzura, sürdürülebilir istikrar ve siyasi düzene kavuşmasının temel tercih ve beklentileri olduğunu kaydeden Bahçeli; Türkiye, Rusya ile İran arasında 23 Ocak 2017'den beri süren ve 14 defa gerçekleştirilen Astana zirveleri, Soçi görüşmeleri, Cenevre süreçlerinin Suriye'de siyasi çözüm arayışlarına ve çatışmasızlık ikliminin tesisine hizmet ettiğini söyledi. Bahçeli, "Bu gece yarısından sonra İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes uygulamasına geçilecek olması önemli bir kazanım, muhafazası gereken bir karardır. İlaveten Türkiye ve Rusya'nın girişimleriyle Libya'da sağlanan ateşkes iradesi çok değerli bir gelişmedir. Suriye Suriyelilerindir. Irak Iraklılarındadır. Libya da Libyalılarındır. Bu ülkelerde siyasi geçiş süreçlerinin demokratik tahammül sınırları içinde olmasının yanında birlik ve beraberlik ortamı dikkat ve titizlikle sağlanmalıdır. Türkiye; Irak, Suriye ve Libya'da siyasi gerginliklerin azaltılmasıyla birlikte iç çatışma ortamının zayıflaması konusunda aktif ve katılımcı olmalıdır. Irak ve Suriye'de demokratik süreçler çalıştırılarak yönetimde denge ve istikrarın kurumsallaşması süratle hayata geçirilmelidir. Suriye ve Irak'ın geleceğine bu ülkelerin halkları karar vermelidir. 'Suriye'ye gidip Esad ile görüşüp problemi çözerim' diyenler, hezeyan çukuruna düşen zavallılardır" diye konuştu.
'KILIÇDAROĞLU VE CHP'Lİ YÖNETİCİLER, ÇELİŞKİLER ANITI'
CHP'nin Libya tezkeresine karşı çıktığını hatırlatan Bahçeli, "Bu CHP, Türkiye'nin yararına ne varsa karşısında hizalanan odaktır. Türk askeri bir davet üzerine ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin hakim olduğu bölgelerde görev yapacaktır. Fizan ile Türk askerinin gideceği yer arasında en küçük yakınlık veya bağ aransa bile bulunamayacaktır. Bir bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu, 'Niye herkesin olduğu yerde biz yokuz' diyor, bir bakıyorsunuz 'Ne işimiz var' diye kendisiyle çelişip ters düşüyor. Kılıçdaroğlu ve CHP'li yöneticiler, yalan ve çelişkiler anıtıdır. 'Kanal İstanbul Projesi depremi tetikler' dedikten bir müddet sonra 'Böyle söylemedik' diye çark eden, U dönüşü yapan CHP zihniyetidir. 'FETÖ'nün siyasi ayağı temizlenmelidir' açıklamamızı çarpıtıp, komisyon kurulması için 'Teklif verin, destek olalım' derler; FETÖ'nün kiminle emel ve hedef birlikteliği yaptığını görmezler, göremezler, görmek istemezler. FETÖ'nün CHP'de kurduğu düzeni, inşa ettiği düzeneği saklayıp, üç maymunu oynarlar" dedi.
'DÜN MUSTAFA KEMAL PAŞA YAPMIŞTI'
"Türkiye, Libya'da huzurun yanındadır" diyen MHP lideri Bahçeli, "Libya'da ne aradığımızı söyleyenler Akdeniz'de boğulmamızı, Anadolu'da teslim olmamızı dileyen ve gözleyen işbirlikçilerdir. Hafter'i makul bulan CHP'nin Türk askerini mahsurlu görmesi utanmazlıktır. Türkiye bölgesinde bir istikrar adası olarak sivrilmiştir. 109 yıl önce Libya'da yaşananlar mıh gibi aklımızdadır. Türkiye'nin Libya'da bulunması milli şuurun harfiyen gereğidir. Dün Mustafa Kemal Paşa yapmıştı, Enver Paşa gerçekleştirmişti, şimdi de onların ahfadı müstesna beka nöbeti için Akdeniz'in karşı kıyısındadır. Kılıçdaroğlu çok dertleniyorsa, çok içerleniyorsa Hafter'e haber yollayıp uygun görülürse bir gemiye binip yanında soluğu alması kendisine samimi tavsiyemizdir" diye konuştu.
'ZİLLET, MİLLETE BOYUN EĞDİREMEYECEK'
MHP'nin, Türkiye'nin beka ve milli çıkarlarını savunmaya devam edeceğini vurgulayan Bahçeli, "'2023 lider ülke Türkiye' amacına ulaşmak, 'cumhur ittifakı' olarak temel gündemimizdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin geleceğin büyük Türkiye'sinin yönetimsel mimarı olacağı inancımızı her zaman koruyacağız. Zillet, millete boyun eğdiremeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi fitneye, dedikoduya, kötü niyet sahiplerine şans tanımayacak, fırsat vermeyecektir. Şahsını davasının önüne çıkaranlarla değil davasını öne çıkaranlarla sonuna kadar yürüyeceğiz. Dava arkadaşının kuyusunu kazanlarla değil dava arkadaşına omuz verenlerle el ele onurla mücadele edenlerle geleceği kucaklayacağız. Benimle ilkeli, seviyeli, inançlı ve adam gibi yürüyecek her arkadaşıma gönlüm de kapım da ardına kadar açıktır" dedi.
'CHP'YE GÜVENİMİZ YOK'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, Milletvekilleri ve İl Başkanları Ortak Toplantısı'nın kapanışındaki konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. CHP'nin, FETÖ'nün siyasi ayağı için Meclis'e araştırma önergesi vermesiyle ilgili soru üzerine Bahçeli, "CHP'ye güvenimiz yoktur. Bu üslubu Atatürk'ten uzaklaşmış, HDP ile kucaklaşmış bir CHP'nin hiçbir teklifiyle iş birliği yapma niyetimiz de yoktur" dedi.
"Önümüzdeki dönemi vizyon olarak nasıl tanımlıyorsunuz, MHP nasıl devam edecek?" sorusuna Bahçeli, "Yolumuza devam edeceğiz. Dava arkadaşlarımızdan samimi olan, yıllarını veren, her türlü zahmeti çeken; ama kızgın, kırgın ve küskün olarak muhtelif dönemlerde sağa sola sapanları bir rüzgar ile sürüklenenleri tekrar bir duldaya çekmek istiyorum. O dulda da MHP'dir" yanıtını verdi.
'YANLIŞA DÜŞMEK İSTEMEYİZ'
"Kanal İstanbul ile ilgili olarak tartışmaların odağında Montrö Sözleşmesi var. Siz de yaptığınız yazılı açıklamalarda Montrö Sözleşmesi'nin aksatılmasında yürütülmesinin altını özellikle çizdiniz. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı, Kanal İstanbul'un Montrö ile bir ilgisinin olmadığını ifade etti. Yeni yapılacak kanalın nasıl bir hukuk sistemine tabi olacağını siz nasıl tarif edersiniz?" sorusu üzerine MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi:
"Montrö ile ilgili olmadığı kamuoyuna resmi devlet yöneticileri tarafından anlatılmıştır. Onun üzerine tartışma başlatmak, televizyon programlarında 4-5 konuşmacının arasına bizi de dahil etmek olur. Biz de bu hatayı işlemeyiz. Bir gerçek var ve biz o gerçeğe göre hareket ediyoruz. Ben bir defa boğazın altından geçtim ama İstanbul'da ne CHP'liler var ki hep boğazın altından geçiyorlar. Biz, 'yapamazlar', 'yaparlar' tartışmasının içinde 'yapamazlar'a laf üretecek bir yanlışa düşmek istemeyiz. Benim klasik, arkadaşlarla olan konuşmam vardır; birileri çıkmış 'yapamazlar' diyor, öbürü çıkmış 'yıkarım' diyor. Bana da kalan 'yakarım' oluyor."
'YENİ PARTİYİ KURANLARIN NİYETLERİNE BAĞLI'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Yeni parti kuruluşları ve kuruluş arayışları devam ediyor. Bu çerçevede AK Parti içinden bir parti çıktı, bir partinin de daha çıkacağı ifade ediliyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bu yeni kurulan partilerle ilgili 'Yüzde 99 oranında benzer yönlerimiz söz konusu, ittifak konusuna seçim yaklaştığında bakarız' ifadesini kullandı. Siz bu yeni partilerin ittifak temelinde nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Yeni partiyi kuranların niyetlerine bağlı. Niçin kurdukları ve onu kamuoyuyla paylaştıkları amaçları ve hedefler doğrultusunda ele alırsak CHP veya zillet ittifakının bugüne kadar söylemlerine aynen tekrarlayan bir anlayışı görmekteyiz. Yani 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşıyız, tekrar parlamenter sistemine dönmek istiyoruz, onu da birlikte mücadele edecek ve güçlendirecek şekilde organize edeceğiz'. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi böyle diyor. Yani genel bir tabir var, zadeler böyle düşünüyor."