Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, kefili milli irade ve Türk tarihi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin keyfi olarak kurulmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşama azminin, payidarlık iradesinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün aynen tecellisi ve tescili olduğunu, siyasi istikrarın teminatı olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Yeni sistemle beraber barajın yüzde 50 artı 1’e çıkması muhkem ve muteber bir sayısal çoğunluktan daha çok müstesna bir uzlaşmayı, muazzam bir kucaklaşmayı sağlamıştır. Türkiye aradığı parlak yönetim sistemini pek çok badireye uğraya uğraya, birçok sorunla boğuşa boğuşa sonunda bulmuş ve benimsemiştir. Değişen rejim değildir. Aksini iddia ve ilan edenler müfteridir, münafıktır, müptezeldir." diye konuştu.
9 Temmuz günü yeni sistemin bir yılını dolduracağını anımsatan Bahçeli, kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilke ve esaslarıyla oturmasının, kurum ve kurallarıyla güçlenmesinin zaman alacağını dile getirdi.
"Dünya üzerinde hiçbir hükümet sistemi kısa sürede umut edilen fayda ve sonuçları tam manasıyla vermemiş, verememiştir." ifadesini kullanan Bahçeli, bunun da son derece normal, beklenen ve ölçümü yapılan bir durum olduğuna dikkati çekti.
Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş sürecinde var olan uyum sorunlarının aşılmasının "kaçınılmaz" olduğunu belirten Bahçeli, "Bize göre Türkiye’nin yönetim sisteminden kaynaklanan zafiyetleri son bulmuş, nihayete ermiştir. Bu gerçeğe rağmen, sistem tartışmasını yeni baştan açmanın ne ülkeye, ne millete, ne de demokrasimize hiçbir yararı olmayacaktır." dedi.
Müflis tüccar nasıl eski defterleri karıştırıyorsa, iki yüzlü siyaset bezirganlarının da eski sisteme dönüş yollarını aramaya koyulduklarını ifade eden Bahçeli, "Son bir yıllık geçmişin bütün olumsuzluklarını yeni sisteme yükleme teşebbüsleri zeka özründen ziyade akıl eksikliği, ahlak zayıflığı, köhne ve kötürüm bakışın neticesidir. Bunlar ne istiyorlar, neyi amaçlıyorlar? Koalisyonlar dönemine geri mi dönülsün? Devletteki sonuçsuz güç ve yetki mücadeleleri yeniden mi alevlensin? Bu şaşkın ve şuursuzlar nereye ulaşmayı düşünüyorlar? 15 Temmuz’da başı ezilen işgal girişiminin farklı kanallardan, farklı bünye ve maskelerle tekraren tedavüle girmesini mi ümit ediyorlar? Karar alma mekanizmalarının çatışmasını ve çökmesini mi arzuluyorlar?" sorularını yöneltti.
"CHP’den hiçbir halt olmayacaktır"
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın partisiyle olan bağını sorgulayarak 'Tarafsızlık referandumuna hazırız' diyor. Türkiye durup durup referandum mu yapacak? 16 Nisan’da Türk milleti iradesini göstermedi mi? Daha neyin tarafsızlığından, neyin referandumundan bahsediliyor?
Kılıçdaroğlu, öncelikle Türkiye’nin karşı tarafında yer almasından dolayı nedamet getirsin, içine düştüğü vahim sapmayı, tehlikeli savrulmayı düşünsün, şahsı için dert etsin. Eğer aklı varsa da kendine saklasın. HDP’yle aynı tarafta olandan bizim duyacağımız hiçbir şey yoktur. PKK’yla aynı bloğa girenden öğreneceğimiz bir şey olamayacaktır. FETÖ’ye itiraz edemeyen, S-400 konusunda Türkiye’nin tezlerini savunamayan, bekayı bilmeyen, belaya kucak açan CHP Genel Başkanı’nın tarafsızlık çağrısı, referandum önerisi bize göre nevrotik bir vaka, tedavisi aciliyet arz eden tükenmişlik sendromudur. CHP önce suyu bulandırmakta, sonra da bundan rahatsız olduğunu açıklamaktadır. Bu siyaset tarzı çürüktür, güdüktür, güdümlüdür, bayağıdır. Bilinmelidir ki CHP’den hiçbir halt olmayacaktır. Ruhunu CHP’ye satan İP’ten, yuları Kandil’e teslim edilmiş HDP’den bu memlekete, bu millete en küçük hayır gelmesi bile düşünülemeyecektir. Bunlar zilletin sacayağıdır, Türk milleti bunları başından mutlaka savacaktır. CHP demek kriz demektir, kaos demektir, kavga demektir, kargaşa demektir. İster sevsinler, ister sevmesinler, durmayıp papatya falı açsınlar, baktılar olmuyor hemen tanıdık medyumlara koşsunlar, fakat ne yapsalar boştur, ne etseler nafiledir. Çırpınışları da boşunadır. Zira Türkiye’nin geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Bu gelecek de bir gün gelecek, millet zilleti eninde sonunda alt edecek, hakikat çirkefi ve siyaset çirkinliğini inanıyorum ki kalbura çevirecektir."
"Tahrip ve tahrif etme girişimleri"
Başını CHP’nin çektiği zillet ittifakının, büyükşehir belediyelerindeki mevzi kazanımları dikkate alıp Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hedef almasının "ne kadar isabetli bir öngörüde bulunduklarını açıkça gösterdiğine" işaret eden Bahçeli, "CHP zihniyeti Gezi Parkı komplosunun içindedir, bir kez daha yeşermesi için ortam kollamaktadır. 7-8 Ekim olaylarının aktif ve cani provokatörleriyle aynı çizgidedir. Mehmetçik'e kurşun sıkanlarla aynı yolun yolcusudur." dedi.
Türkiye’nin kuyusunu kazmak için sıraya girenlerin yeni hükümet sistemini gözden ve gönülden düşürmenin peşinde olduklarını savunan Devlet Bahçeli, "Görüşümüz bellidir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin gelişmesi ve güçlenmesi için atılacak samimi ve dürüst adımların sonuna kadara yanındayız, arkasındayız. Ancak yeni hükümet sistemini birinci yılı bile dolmadan tahrip ve tahrif etme girişimleri Türkiye düşmanlarına zeytin dalı uzatmak, onlara el sallamak, karşılarında selam durmaktır." değerlendirmesini yaptı.
Bahçeli, AK Partili bazı yöneticilerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin eğer varsa aksayan yönleriyle ilgili kendi aralarında değerlendirme yapmalarının doğal olduğunu vurgulayarak "Ne var ki bunu kamuoyu önünde dile getirmeleri CHP’nin değirmenine su taşıyacaktır ve yanlıştır. MHP'nin buna rızası ve onayı yoktur." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaşaması için eğer bizden fedakarlık isteniyorsa mutlaka yapacağız, mücadele bekleniyorsa seve seve yerine getireceğiz." diyen MHP Genel Başkanı, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yozlaştırma çabaları ülkemize ihanettir. Parlamenter sistemle geldiğimiz yer bellidir, yaşadığımız travmalar bilinmektedir. Özellikle 23 Haziran seçimine dayanarak, Türk siyasal kültüründe restorasyon ve reformasyon süreçleri başladı demek, bu yolla yeni sistemi yargılamak art niyetliliktir, akıl noksanlığıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin kararıdır. Egemenliğin sahibi aziz milletimiz 16 Nisan 2017’de kati sözünü söylemiştir. Bu söz yere düşmeyecek, Türkiye geriye sarmayacak, eskiye dönmeyecektir."
Gelecek 4 yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kökleşmesi ve güçlenmesi konusunda ne gerekiyorsa yapılacağını dile getiren Bahçeli, yasal ve idari reformlara destek verileceklerini bildirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Diğer yandan erken seçim yoktur, seçim sayfası 23 Haziranla birlikte 2023’e kadar kapanmıştır." ifadesini kullandı.
Bahçeli,31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinden hemen sonra siyaset borsasının hareketlendiğini, ismi bayatlamış kişilerin yeni parti kurma iddialarının ortalığı çalkalandırdığını ifade etti.
Bir dönem Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış isimlerin birden bire yüksek sesle konuşmaya, kamuoyu hazırlamaya başladıklarını belirten Bahçeli, "(Ya yeni bir hal ya da izmihlal) diyen zatın 'bugün susma vakti değil' çıkışı, yeni bir siyasete vurgu yapması, zamanlama itibarıyla oldukça manidardır. Bugüne kadar sanki hiç konuşmamış, yıllarca susma orucu tutmuş birisi gibi sızlanan bu eski siyasetçinin ülkemizin başına ne çoraplar ördüğü herkesin malumudur." dedi.
Bahçeli, Türkiye’nin çok cepheli sürdürdüğü mücadelesine bigane kalan, bunun yerine yeni bir halden bahseden eski başbakanın sistem eleştirilerinin "talihsizlik, traji komik" olduğunu vurgulayarak, "Ülkemizi dipsiz uçurumların kıyısına kadar sürükleyip stratejik derinlikte boğulmasının atmosferini hazırlayanların farklı zeminlerde ortaya çıkmaları yalnızca yeni bir hale duyulan arzuyla açıklanamaz. Kaldı ki Türkiye'nin yeni bir hale değil, yeni bir partiye değil, kararlı ve inançlı yürüyüşünü devam ettirmeye ihtiyacı vardır." değerlendirmesini yaptı.
"Buyursun kursunlar"
"Sosyal doku, siyasal bünye yeni bir parti kurulmasına kapalıdır." diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"(Bugün susma vakti değil) diyenler, 23 Haziran günü İstanbul’da sandık başına gittiğinde 'her şey çok güzel olacak' mesajı verenler, aldıkları sufle her neyse, kulaklarına üflenen nelerse, gereğini yapmaya başlamışlardır. Şunu unutmayınız ki devlet ve siyaset adamı için vefa her şeyin önündedir. Dününe vefa duymayanların devletin geleceğinde pay sahibi olmaları, millete ve ülkeye onurluca hizmetleri mümkün değildir. Dahası bir insanda vefanın olması için önce vicdan ve yürek olmalıdır. Yeni parti kurmak isteyenler buyursun kursunlar. Nasıl olsa siyaset mezarlığına bir yenisinin daha ilave edilmesi önemsiz bir ayrıntı olacaktır. Adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşanlara tavsiyem, geçmişlerine bakmaları, yedikleri herzeleri, yabancıların gazına gelerek verdikleri zarar ve ziyanı görmeleri, biraz izanları varsa özeleştirilerini yapmalarıdır. Küresel güç merkezlerinin nabzına göre şerbet vermeye kalkışanlara bu milletin sırtı dönük, kapısı da sürgülüdür."
"Bizim yeni sistemden karlı çıkalım diye bir hedefimiz olmadı"
Bahçeli, FETÖ’yle irtibat ve iltisakı aleni olan sözde bir gazetecinin partileri üzerinden spekülasyonlara inatla devam etmesinin gözlerinden kaçmadığına değinerek, "Pensilvanya elçisinin MHP’ye husumet beslemesi normaldir. Normal olmayan hala konuşması ve serbestçe gezmesidir. Bizim yeni sistemden karlı çıkalım diye bir beklentimiz ve hedefimiz olmadı. Buna en azından millet şahittir. Ancak zamanında FETÖ’den karlı çıkan, en fazla nemalanan, biti de epey kanlanan şahsın yaptıklarının ağır sonuçlarına şu ana kadar katlanmamış olması adalet ve milli vicdan adına büyük bir handikaptır." diye konuştu.
"31 Mart’tan önce beka diyorlardı, sonra beka rafa kaldırıldı diyen soytarılar ne bizi anlayabilir, ne bizden olabilir, ne de bizim gibi hissedip duyabilir." ifadesini kullanan Bahçeli, "Kaldı ki, bugün beka sorunu düne göre daha ağırdır. Hele hele İmralı canisi ve örgütüyle MHP'yi kağıt üstünde bile yan yana getirenler derin bir şerefsizlik çukuruna düşen soysuzlardır. Bizim alnımız ak, sırtımız pek, vicdanımız müsterihtir. MHP 2023 hedeflerine kilitlenmiştir." dedi.
"Her seçeneğe hazır olmak şarttır"
Osaka’da Türkiye'nin haklı ve meşru tezlerini muhataplarıyla cesaret ve inançla paylaştığını belirten Bahçeli, bilhassa S-400 hava savunma sistemi hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tavizsiz duruşunun, takdire şayan olduğunu bildirdi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın anlayışlı yaklaşımının iki ülke arasında gerilen ilişkilerin yumuşamasına neden olabileceğini aktaran Bahçeli, "Trump’ın S-400 konusunun karmaşık olduğunu söylemesine rağmen Türkiye’ye adil davranılmadığını vurgulaması yerindedir, hakkımızın teyit ve teslimidir. Bize göre ABD Başkanı’nın tutumu ve Türkiye’ye mesajları umut verici olsa da temkini elden bırakmamak, her seçeneğe hazır olmak şarttır. Bu ülkenin verdiği sözleri çok çabuk unuttuğu bilinen bir gerçektir." diye konuştu.
Bahçeli, Trump’ın Türkiye’nin tezlerini destekler nitelikte açıklama yapmasının, Obama yönetimini suçlamasının, Türkiye ile ABD arasındaki sertleşen ve soğuyan ilişkilere yeni bir sayfa açabileceğini vurgulayarak, "Ülkemizin S-400’den vazgeçmesi artık imkansızdır. Alacağımız ve hakkımız olan 116 adet F-35 savaş uçağının planlanan zaman içinde Türkiye’ye getirilmesi başlıca temennimizdir." değerlendirmesini yaptı.
Hala "S-400’ü almayın, felaket olur, sorun ve sıkıntı doğar" yaygarası koparan müstevli hayranlarının, manda ve himaye özlemi çeken iş birlikçilerin dedikodularının sürdüğünü söyleyen Devlet Bahçeli, "Bunların alayı bir Amerikalıdan daha fazla Amerikancıdır. Bunlar görevlidir, köksüzdür, uzaktan kumanda edilmektedir. Türkiye’nin milli ve tarihi duruşunu savunmaktan aciz bu kişilerin siyaset ve bürokraside köşe başlarını tutmaları nasıl bir kuşatma altında olduğumuzu acıklı şekilde göstermektedir." diye konuştu.
Öte yandan Bahçeli, toplantının sonunda partilileri slogan atmamaları konusunda uyardı