Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, MHP'nin kaynağının bereketli, kaderinin berrak, kalbinin berkemal olduğunu belirterek, "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi bilir. 54 yıllık bir maziye dayanan siyaset ve dava mücadelemizin hiç kimseye, hiçbir güç ve çıkar lobisine diyet borcu yoktur. Saklayacak, gizleyecek, üzerini örtecek bir açığımız yoktur. Başımızı eğecek, yüzümüzü kızartacak, gözlerimizi kaçıracak bir yanlışımız, bir mahcubiyetimiz, verilemeyecek bir hesabımız da olmamıştır. Neysek oyuz, nasılsak öyle görünürüz, göründüğümüz gibi olacak cesaret ve özgüvene fazlasıyla sahibiz" diye konuştu.
'MHP ASLINI İNKAR ETMEZ'
Bahçeli, Faruk Nafiz Çamlıbel'in 'Bizim Memleket' ve Nurullah Genç'in 'Uyan Artık Yiğidim' şiirlerinden mısralar okudu. Bahçeli, "MHP'ye zincir vurmak, kement bağlamak, kelepçe takmak hiçbir alçağın, hiçbir ahlaksızın harcı ve haddi değildir. Sürekli körüklenen karalama kampanyalarının, sürekli gündemde tutulan karanlık senaryoların müellif ve müteahhitlerinin, zamanı geldiğinde hem vallahi, hem billahi burunlarından fitil fitil getireceğimizi de herkes bilmelidir. Kötüleri ve kötülükleri unutursak kanımız kurusun. Yok öyle üç kuruşa beş köfte; saman altından su yürütüp saklandıkları deliklerden bağrımıza taş atanların yakasından bizzat büyük Türk milleti tutacaktır. Millet kendi eserine, sevdasından deliye dönmüş MHP'ye duasıyla, desteğiyle, dev gibi iradesiyle sahip çıkacaktır. Hiç kimse boşuna hayal kurmasın, boş yere hesap yapmasın. MHP, içinde milletin olmadığı, milli ve manevi değerlerin yer almadığı hiçbir hedefi kabul etmez, etmeyecektir. MHP, aslını inkar etmez, etmeyecektir. Bizi meşgul edip Türkiye üzerinde oyun kuracağını zanneden, siyaseti sokak dedikodusuna çeviren, davamızın iffetine çamur atmaya kalkışan, bozkurdu çakala boğdurmak için fırsat kollayan ahmaklara, asalaklara, aşağıların da aşağısına yuvarlanmış arsızlara en küçük geri adımımız söz konusu olursa diyorum ki, gök girsin kızıl çıksın" ifadelerini kullandı.
Sosyal medyadaki bıyık kesme videolarına değinen Bahçeli, "Bıyığını kesip ayrılanlar varmış, manen aramızda olmayanlarla zaten ilgilenecek değiliz. Hiç olmayanların yokluğundan da şikayet edecek değiliz. Gönül kervanımıza her gün katılan binlerce Türkiye sevdalısıyla işimize bakıyoruz, önümüze bakıyoruz, yolumuza azimle devam ediyoruz. Bayağı senaryoların hızımızı kesmesine göz yummayacağız. Her insanımızı kucaklayacağız ve kardeş bileceğiz. Her değerimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz" dedi.
'AKLEN VE HUKUKEN MEŞRUDUR'
Bahçeli, Cumhur İttifakının, milletin ve ülkesinin hizmetkarı olduğunu vurgulayarak, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığına birden bire seslerini yükseltmeleri, itiraz ve tepkilerini yoğunlaştırmaları bir defa milletimizin umutlarını küllemek ve kündeye getirmektir. Bu beyhude çabanın sonu ve sonucu elbette hüsrandır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığı bal gibi, buz gibi yasaya uygundur, Anayasa'ya uygundur, ahlaken ve hukuken de meşrudur. 16 Nisan 2017 tarihli halkoylamasıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmiştir. Yeni sistemle birlikte, Cumhurbaşkanlığı makamının anayasal statüsü değişmiş; tarafsız, yetkisiz ve sorumsuz özelliğinden partili, yürütmede tek yetkili ve tam sorumlu hale dönüşmüştür. Bir bakıma bu yeni yönetim modeli nevi şahsına münhasır bir başkanlık sistemidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde bir dönem yetkilerini kullanan Cumhurbaşkanı'nın tekrar aday olamayacağını iddia etmek, hukuken geçersiz, siyaseten ağır kusurdur. Bu vaziyet yeni sistemin doğasına ve işleyiş mantığına tamamen aykırıdır. Değişiklik teklifine ilişkin Anayasa Komisyon Raporu'nda açıkça ifade edildiği üzere, '2 defa seçilme' kuralı yeni sistemde bu yetki ve sorumluluklara sahip Cumhurbaşkanı için 2 defa seçilme şeklinde anlaşılmalıdır. Ve doğrusu da budur."
'NOTER HUZURUNDA KURAYLA BELİRLESİNLER'
Bahçeli, Millet İttifakı'nın kriz ve kaos peşinde koşmaması, 14 Mayıs'ı beklemesi gerektiğini belirterek, "Zillet ittifakı kaynayan kazan misali kapak tutmuyor. İttifak ortağı partilere hakim olan panik havası gözlerden kaçmıyor. 13 Şubat'ta Cumhurbaşkanı adayını belirleyeceklermiş. Bu gidişle seçimlere bir gün kala da Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını konuşuyor ve tartışıyor olurlarsa hakikaten şaşırmayacağız. Eğer karar veremiyorlarsa noter huzuruna çıkıp kurayla adaylarını tespit etmeleri de bir seçenek olarak önlerinde durmaktadır. Buna akılları yatmıyorsa 'kısa ve uzun çöp çekilişi' yapmak suretiyle zilletin talihli adayını çıkarabilirler. Bu da olmazsa 'o piti piti karamela sepeti' tekerlemesiyle muhtemel adaylarını bularak ilan edebilirler. Buna yanaşmıyorlarsa, Beyaz Saray'a telefon edip veya bir ulak gönderip Biden'ın son talimatını alarak karşımıza çıkarlar" dedi.
'İHANET BELGESİ, YIKIM BEYANNAMESİDİR'
Millet İttifakı'nın dün açıklanan 'Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ne değinen Bahçeli, "Sadece göz boyayan, işin özünde Türkiye alerjisini ve millet muhalifliğini netleştiren bir siyaset kofluğudur. Bugüne kadar paylaşılan, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'ne, 'Temel İlkeler ve Hedefler Mutabakatı'na, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi'ne, 'Kurumsal Reformlar Raporu'na ve 'Seçim Güvenliği Raporu'na yeni bir zillet halkası ilave edilmiştir. 'Ortak Politikalar Mutabakat Metni' dedikleri ortak ihanet belgesi, yıkım beyannamesidir. Dün gündeme taşınmış olan bu metin, bölücülüğe verilmiş güvence, Türkiye’yi sistem krizine sürüklemeyi hedefleyen sakat bir adım, milletin huzur ve güvenliğine kast eden sancılı ve ucube bir dayatmadır. Türk milleti zillet ittifakının sipariş metinlerine katiyen itibar etmeyecektir. Kervan yürüyecek, Türkiye büyüyecek, Cumhur İttifakı ve MHP gücüne güç ekleyecektir" ifadelerini kaydetti.
'İSVEÇ'İN ÜYELİĞİNİN DONDURUCUYA ALINMASINDAN YANAYIZ'
İsveç ve Danimarka başta olmak üzere Kur-an'ı Kerim ve inançlara yönelik saldırıları kınadıklarını belirten Bahçeli, "İsveç'in NATO üyeliğini derin dondurucuya alınmasından yanayız. Buna karşılık Finlandiya'nın kendi özel şartları çerçevesinde NATO üyeliğinin makul olduğu hususunda Sayın Cumhurbaşkanımızla aynı görüşü paylaşıyoruz. Kitabımıza el uzatan din ve millet düşmanlarına her anlamda kapalı ve karşı olduğumuzu da buradan açıklıyorum. Geçen hafta dost ve kardeş ülke Azerbaycan'ın İran Büyükelçiliği'ne yapılan kanlı saldırıyı kınıyor, hayatını kaybeden soydaşımıza Allah'tan rahmet diliyor, can Azerbaycan’ın her zaman yanında olacağımızı belirtiyorum. Unutulmasın ki Azerbaycan ne kadar Türk ise güneyi de o kadar Türk'tür ve bizim can beraberimizdir" diye konuştu.