Güncelleme Tarihi:
MHP lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, MHP’nin 'Adım Adım 2023; İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma' programıyla vatanın her köşesinde muhabbete dokunduğunu belirterek, "Gittiğimiz her yerde gördüğümüz açık gerçek şudur; 2023 yılında Cumhur İttifakı açık ara farkla sandıktan başarıyla çıkacaktır. Zillet ittifakının şapkadan çıkaracağı aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan muazzam bir irade gücüyle, yüzde 50’yi fersah fersah aşan bir oy çokluğuyla yeniden cumhurbaşkanı seçilecektir. Zillet ittifakının nasıl bir adayı vardır ki, yıpranmasın diye açıklamaktan imtina ediliyor. Son düzlüğe girilirken, bu korkakça yaklaşımın ardında; acaba bilinçli ve taktik bir geciktirme mi söz konusudur yoksa 6+1 formatlı masaya hakim olduğu anlaşılan derin bir çatlak mı etkilidir? Çıkarsınlar adaylarını, görsünler hanyayı Konya’yı. Demokrasi er meydanıdır, bu meydana çıkmaya yüzleri olmayanların konuşmaya hakları bile yoktur" dedi.
'KILIÇDAROĞLU'NA TAVSİYEMİZ, EN YAKIN KLİNİĞE MÜRACAAT ETMESİ'
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kasım ayında seçim beklediğini belirterek, "Ya kendi kendini kandırıyor ya da hayal aleminde paraşütsüz uçuş dersleri alıyor. Cumhurbaşkanı adaylığına çok istekli olan Kılıçdaroğlu'na partisinden ve ittifak ortaklarından yükselen itirazlar esasen sinir sistemini laçkalaştırmakla kalmamış, histeri nöbetleri yaşamasına da yol açmıştır. Bizim tavsiyemiz, en yakın kliniğe müracaat etmesi ve çok fazla gecikmeye mahal vermeden tedavi altına alınmasıdır. Yüksek beklentilerin gerçekleşmemesi durumunda yaşanacak ileri düzeyli hayal kırıklıkları Kılıçdaroğlu'nu elinden oyuncağı alınmış çocuğa dönüştürecek, mızmızlanması da hiçbir işe yaramayacaktır. Milletimizden ve coğrafyamızdan intikam almak isteyenlerin tamamı Kılıçdaroğlu’nun arkasında kuyruğa dizilmiştir. Henüz ortak bir aday üzerinde anlaşamayan, birbirine çalım atmaktan özel bir haz alan, birbirlerinin aleyhine kulisleri kaynatan, lobilerin eline geçen, ortak gayeleri dış güçlerin emellerine hizmet olan siyasi partilere Türkiye’mizin emanet edilmesi istikbalimizin hiçe sayılmasıdır" diye konuştu.
'FİYAT ARTIŞLARINDAN YAKINMAYAN ÜLKE NEREDEYSE KALMADI'
Bahçeli, dünya genelinde gelir dağılımı eşitsizliğinden kaynaklanan refah kayıplarının endişe verici boyutlara ulaştığını kaydederek, "Öyle bir döneme gelinmiştir ki aşırı kar hırsı, paradan para kazanma açgözlülüğü, vurgunculuk, karaborsacılık, gemisini kurtaran kaptan iddiaları, yıkıcı rekabetler, görünmez elin cazibesi, sonlu bir hayat içinde sınırsız servet iştahı beşeriyetin felaket habercisi haline dönüşmüştür. Her gün bir fincan kahve fiyatının yarısıyla geçinmeye çalışan 1 milyar insan dünyanın harap bitap halinin ibretlik manzarası değil de nedir? Bugünkü şartlarda küresel ekonomi fırtınalı bir havada, bozuk pusulayla yolunu bulma çabasındadır. ABD, Birleşik Krallık ve Almanya yükselen enflasyona karşı faiz silahına sarılmışlardır fakat silahtaki mermi gittikçe azalmaktadır ki bir süre sonra tetik boşuna çekilecektir. Rusya-Ukrayna savaşının neticesinde rekor kıran gıda ve enerji fiyatları küresel enflasyonu zirveye çıkarmıştır. Fiyat artışlarından yakınmayan ülke neredeyse kalmamıştır. Hayat pahalılığı kartopu gibi birike birike çığa dönüşmüş ve insanlığın üzerine yuvarlanmıştır" dedi.
'GIDA KRİZİNİN BİZE YANSIMASINI EN AZA ÇEKMEMİZ MÜMKÜN'
Gelinen noktada, Rusya-Ukrayna savaşı sonuçlarının tüm dünyada hissedildiğini vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu savaş kapsamında, dünyadaki buğday ve arpanın yüzde 30’nun engellenmesi, bunun da yaklaşık 40 milyon insanı açlığa mahkum edeceği son zamanlarda sık sık dile getirilmektedir. Mühim olan Türkiye’nin alacağı pozisyon, üstleneceği tarihi roldür. Gelişmelerin hızı tahmin edilenin ötesindedir. Türkiye ekonomisinde sanal korkular oluşturup pireyi deve yapan siyasi sefillerin bir defa dünyanın nereden nereye geldiğini göremedikleri, böyle bir analitik ve milli akla sahip olmadıkları ortadadır. Çok şükür Türkiye, dünyanın yaşamış olduğu ortak sorundan pozitif olarak ayrışırken, yatırım, üretim, ihracat ve istihdam alanlarında bir adım öne çıkmaktadır. Anadolu tahıl ambarıdır, üreterek, çiftçilerimizi destekleyerek, ekim alanlarını genişleterek gıda krizinin bize yansımasını en aza çekmemiz mümkündür. Günün sonunda bozguncuların kaybetmesi mahut siyaset ve hayat gerçeği olarak bir kez daha teyit edilecektir. Patates, soğan, domates, patlıcan fiyatlarını abartıp milletimize kötümserlik aşılayan bedhahlara diyorum ki biraz insafınız varsa biraz vicdanınız kaldıysa, bir parça da haysiyetiniz bulunuyorsa kimin tarafında olduğunuzu açıklayınız. Delikanlıca ortaya çıkıp kimlerin nam ve hesabına işbirlikçilik yaptığınızı itiraf ediniz."
'BİR KEZ OLSUN TÜRKİYE’NİN MEŞRU TEZLERİNE DESTEK VERİN'
Bahçeli, TÜSİAD Başkanı'nın İsveç ve Finlandiya yanında saf tuttuğunu savunup, şöyle konuştu:
"TÜSİAD Başkanı, Türkiye'nin haklı sıkıntı ve taleplerinin müzakere yoluyla karşılıklı anlayışı geliştirerek ve ittifak ruhuna uygun şekilde çözülmesini tavsiye etmiş. Neymiş, geleneksel politikalara dönmeliymişiz, üstelik fakirleşerek büyüyormuşuz. TÜSİAD'ın menşei ve mensubiyet duyduğu ülke neresidir? Bir kez olsun milli olun, bir kez olsun Türkiye’nin meşru tezlerine ve politikalarına destek verin. Haydi vermiyorsunuz güç ve çıkar odaklarına boyun eğdiniz bari objektif konuşun, dürüst konuşun, adam gibi konuşun, konuşun da biz de size müteşekkir olalım. 'Benim Osmanlılığım Osmanlı Bankası kadardır' diyen Meşrutiyet yıllarının mebusu, aynı şekilde müfterisi ve müfsidi Boşo efendiden ne farkınız vardır? Boş yapmayın, Boşo olmayın, Türk de olamıyorsanız bari insan olun. TÜSİAD’ın göz kırpıp selam durduğu mesela İsveç, Kandil’in finans koridoruna dönüşmüştür. İmralı canisinin fotoğrafı ve PKK paçavraları geçen günlerde devlet binalarına ışıklarla yansıtılarak terörizmin şovu yapıldı, TÜSİAD bundan memnun mudur? Bir şey diyecek midir? İsveç Dışişleri Bakanı ‘manipülasyon’ dese de bu ülke bölücü terör örgütünün Kuzey Avrupa kampı haline gelmiştir. Zillet ittifakıyla TÜSİAD bu rezaletten mutlu mudur?"
'SÖZDE KOMEDYENLERİN ROL ALDIĞI DİZİLER ARTIK HADDİ AŞMIŞTIR'
Toplumsal bünyeyi ur gibi sardığını belirttiği şiddet vakalarında bir türlü azalma, zayıflama ve gerileme emaresi görülmediğine değinen Bahçeli, şunları söyledi:
"Bazı diziler, gösterişe ve mübalağaya yaslanmış magazin programları, karamsarlık servis eden haberler hepimizi ve herkesi rahatsız etmektedir. Sabahın en erken saatlerinden gecenin geç vakitlerine kadar kavgadan, kargaşadan, kutuplaşmadan, değerlerimize yönelik linç girişimlerinden başka ekranlarda hiçbir şey göze çarpmamaktadır. Netflix’te küfür ve en seviyesiz esprilerin yer aldığı, şarlatanlıktan öte bir meziyeti olmayan sözde komedyenlerin rol aldığı diziler artık haddi aşmıştır. Aile hayatı son sığınaktır. Bu sığınağın yağmalanması için planlı bir propaganda devrededir. Küfretmenin neresine güleceğiz? Kadını metalaştıran, erkeği yozlaştıran ucube dizi sahnelerinin neresini beğenip takdir edeceğiz? Bir yanda magazin programlarıyla gözümüzün içine sokulan bohem ve aşağılık hayatlar varken diğer yanda bu hayatları yaşayanların özgürlükçü ve hümanist poz vermeleri çelişkidir, alçak bir kumpastır."
'RUH SAĞLIĞI YASASINA İHTİYAÇ DUYULDUĞU TARTIŞMASIZ'
16 Kasım 2021 tarihli Meclis Grup Toplantısı'nda toplumsal şiddetin engellenmesi, mütemadiyen yaşanan cinayetlere bir son verilmesi hususunda görüş ve önerileri maddeler halinde sunduklarını anımsatan Bahçeli, "Ailenin korunması, şiddetin önüne geçilmesi konusunda kapsamlı bir ruh sağlığı yasasına ihtiyaç duyulduğu tartışmasızdır. Şiddetin ruhsal ve psikolojik yönü mutlak surette analiz edilmelidir. Bunun yanında yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Evlilik hazırlığı içinde olan insanlarımızın ruhsal dengesinin yerinde olup olmadığı tartışması bu çerçevede ele alınmalıdır. Parti olarak, 26’ncı dönemde TBMM’ye sunmuş olduğumuz ve uzun bir hazırlığın mahsulü olan ruh sağlığı yasa teklifinin bir an evvel görüşülüp yasalaşması arzumuz ve isteğimizdir. Şiddeti durdurmak maksadıyla hem güvenlik önlemleri hem de cezai müeyyideyeler derinliğine ve genişliğine arttırılarak hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Mahkemeler cinayet davalarında süratle karar vermeli, iyi hal indirimi, akli denge sorunu veya bir başka sebeple canilerin ceza indirimiyle taltif edilmelerine imkan tanınmamalıdır" dedi.