Güncelleme Tarihi:
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Savaşçı, hastalarda koronavirüse bağlı çeşitli kötü komplikasyonlar ve hasarlar gördüklerini söyledi. Bunların özellikle kalp ritim bozukluğu, kalp, böbrek yetmezliği ve beyne pıhtı atması şeklinde olduğunu belirten Doç. Dr. Savaşçı, "Beyne pıhtı atması sonucunda yatağa bağımlı hale gelen, felç olan hastalarımız oluyor. Özellikle bacaklara pıhtı atması sonucu bacağını kaybetmek zorunda kalan hastalarımız oluyor. Dolayısıyla birçok komplikasyon ile uğraşacağımıza, aşılarımızı yaptırmamız gerekiyor" diye konuştu.
'YATAĞA BAĞIMLI HALE GELEBİLİYOR'
Doç. Dr. Savaşçı, koronavirüsün damar yapısında da ciddi hasar yaptığını, kanda da pıhtılaşmaya neden olduğunu ifade ederek, "Bunun sonucunda da ne yazık ki akciğere de pıhtı atabiliyor. Kanlanan her organa pıhtı atabiliyor. Bu organların beslenmesini bozduğu zaman da o organ fonksiyon göremiyor. Biz bunu akciğerde çok sık görüyoruz. Kalpte görürsek kalp yetmezliği, böbrekte görürsek böbrek yetmezliği oluyor, diyaliz almak zorunda kalıyor hasta. Son dönemlerde beyne pıhtı atarak bu kişiler artık ne yazık ki felç durumunda kalıp, yatağa bağımlı hale geliyorlar. Bundan sonraki hayatlarını daha konforsuz şekilde devam ettirmek zorunda kalıyorlar. Bacağa pıhtı attığı zaman, özellikle bacakların beslenmesini bozup, bacaklarda kesilmeye kadar giden vakalar olmaya başladı. Halkımız mutlaka aşılarını yaptırıp, bizim verdiğimiz, bilim insanlarının önerdiği tedavileri ve kan sulandırıcıları da gerekli şekilde kullanmaları gerekiyor" dedi.
'VAKA SAYILARI ARTABİLİR'
Doç. Dr. Savaşçı, 1 ay içinde vaka sayılarında bir pik yaşanabileceğini de belirterek, "Hem havalar soğuyor, okullar, üniversiteler açıldı hem de halkımız ne yazık ki yeterli test yaptırmıyor. 2 doz inaktif aşılarda ne yazık ki tam yeterli koruma yok. Dolayısıyla bir kişi birçok defa koronavirüs ile karşılaşıp hastalığı geçirme durumunda kalabiliyor. Onun için vaka sayıları 1 ay içerisinde yine 30 binlerin üzerine, 40 bin, 60 bin civarına da çıkabilir. Bu da hem hastane iş yüküne, istenmeyen ölüm vakaları ve nörolojik pıhtı atma, felç durumları, kalp, böbrek hasarlarına yol açabilecek sıkıntılar ile halkımız yüz yüze gelebilir. Dolayısıyla dikkat etmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'TÜRKİYE'DE YENİ ALT VARYANTLAR GÖRÜLDÜ'
Doç. Dr. Savaşçı, Türkiye'de yeni alt varyantların görüldüğünü kaydederek, "Delta varyantı dünyada baskın olan varyant. Deltanın alt varyantları olarak 600 tane alt varyant tespit edildi. Bunlarda klinik belirtilerde, koku, tat kaybı gibi genel belirtiler azaldı; ama akciğer tutulumu yine fazla, hasarlar yine fazla. Çeşitli varyantlar ortaya çıkıyor; ama büyük bir değişim ekstra bir varyant boyutunda şu an için mevcut değil. Ülkemizde de bu alt varyantlar da görüldü, onlar da değişik şekillerde isimlendirildi. Çalışmalar bu konuda devam ediyor. Bunların sahaya ve kliniklere olumsuz yansıması şu an için pek mümkün değil" ifadesini kullandı.