Güncelleme Tarihi:
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının '2021 yılı İnsan Kaynakları Değerlendirme Toplantısı'nda kurum personeline hitap etti. Konuşmasına asli memurluğa atanan personeli tebrik ederek başlayan Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı çatısı altında birlik ve beraberlik içinde her bir çalışanın gayretleriyle Türkiye için önemli hizmetler ortaya koyacaklarına inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye'nin bölgesel ve küresel alanda gücünün her geçen gün artması hasebiyle ülkenin ihtiyaçlarını karşılayacak çok güçlü bir zemin ortaya koyduğunu belirten Altun, Türkiye'nin siyasal gerçekleriyle uyumlu bu sistemde devletin tüm kurumlarının 'millet merkezli' olarak yeniden yapılandırıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının da bu sistemin ortaya koyduğu yeni yönetim vizyonunun en önemli köşe taşlarından biri olduğunu vurgulayan Altun, gerek kurumlar arasındaki stratejik fonksiyonu gerekse çok boyutlu yapısıyla İletişim Başkanlığı'nın önemli bir görev icra ettiğini söyledi. Türkiye anlatısının, tezlerinin, iddialarının ve uygulamalarının uluslararası kamuoyuna doğru, sürdürülebilir ve bütünlüklü bir iletişim stratejisiyle izahını sağlamak için durmaksızın çalıştıklarını dile getiren Altun, "Tüm mesaimizi, bölgede ve dünyada söz sahibi olan ülkemizin yükselişine yakışır nitelikte ve değerde faaliyetler gerçekleştirmeye adamış durumdayız" dedi.
'DOĞRULUK VE HAKKANİYET ZEMİNİNDE VARLIK GÖSTERMEK ÇOK ÖNEMLİ'
Altun, hakikat ötesi (post-truth) olarak adlandırılan bu çağda, gerçekleri bulanıklaştırıp tezviratı ön plana çıkaran zihniyetle mücadele etmenin ve hakikat savunucusu olmanın ancak iyi tasarlanmış bir iletişim stratejisiyle tesis edilebileceğini söyledi. Dijital medya mecralarında da doğruluk ve hakkaniyet zemininde varlık göstermenin stratejik önemi haiz olduğuna işaret eden Altun, "İletişim Başkanlığı olarak biz de Türkiye'de ve dünyada hakikatin önemine vurgu yapan çalışmalara imza atıyoruz. 'Yaşasın hakikat' şiarımızı her geçen gün daha geniş kesimlere ulaştırmaya ve hakikat savunucularının yanında durmaya devam ediyoruz. Yoğun ve kontrolsüz enformasyon çağında, kadim tabirimizle her daim 'agah ve müteyakkız olmak' her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bu noktada, doğru ile yanlışı ayırt edebilme yetisi ile donanmış olmak, en hayati zırhımız ve silahımız olacaktır. Bu nedenle yeni dönemin getirdiği imkanların farkında olup bunlardan istifade etmek kadar, muhtemel tehditlere karşı uyanık olup bunlarla mücadele etmek de oldukça kritiktir" ifadelerini kullandı.
Altun, sürekli yenilenme ve gelişme içinde olmanın aynı zamanda millete ve tüm insanlığa karşı sorumluluğun da gereği olduğunu belirterek, "İletişim Başkanlığı olarak biz de kurumsal kapasitemizi geliştirmek için bu konuya azami hassasiyet gösteriyoruz. Stratejik planlama çerçevesinde, yüksek kalite anlayışıyla beşerî kaynaklarımızdan mevzuat ve fiziki altyapımıza kadar bütün alanlara sürekli yatırım yapıyor ve kurumumuzu geliştiriyoruz. Her bir çalışanımız ülkemizin ve Başkanlığımızın hakikat mücadelesine omuz veriyor" diye konuştu.
'DEVLETİMİZİ, KURUMLARINI VE ÇALIŞANLARINI HEDEF ALMAK İHANETTİR'
Türkiye'de siyaset ve medyanın bir kesiminin hakikatin her türlüsüne savaş açmışçasına hareket ettiğini belirten Altun, şunları kaydetti:
"Gün geçmiyor ki devletin bir çalışması, bir projesi, bir icraatı hedef alınmasın ve yalanlarla kamuoyu manipüle edilmesin. Özellikle son günlerde, toplumsal sorumluluk taşıması gereken aktörlerin, toplumu kutuplaştırma pahasına, sayın Cumhurbaşkanımıza ve çalışma arkadaşlarına yönelik kirli bir dil geliştirdiklerine şahit oluyoruz. Hakaretlerin boyutu zaman zaman öyle yüksek bir noktaya taşınıyor ki bunlara cevap vermek bile insani açıdan bize zul geliyor. Kurum ve çalışanlarına yönelik her geçen gün dozu daha da artan hakaretlere, atanmış-seçilmiş bağlamına hapsedilen yüzeysel cehalet dolu tartışmalarla muhatap oluyoruz."
Devletin kurum ve çalışanlarına yönelik bu sistematik saldırının son günlerde 'militan' söylemiyle kendini gösterdiğini aktaran Altun, bu söylemin demokrasiye, hukuka ve millet egemenliğine saldırı anlamına geldiğini ifade etti. Muhalefet etmenin ve eleştiride bulunmanın demokratik sınırlar içinde olması gerektiğini ve Türkiye'nin hak etmediği bu seviyesiz dilin toplumda da bir karşılığı olmadığını belirten Altun, "Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık bir devlet geleneğinin ve büyük bir medeniyetin varisidir. Tarihte olduğu gibi bugün de aziz milletimizin ve tüm insanlığın selameti için var gücüyle çalışan devletimizi, kurumlarını ve çalışanlarını hedef almak tarihe ve millete ihanettir. Elbette bunların bizleri çalışmalarımızdan alıkoyması ve Cumhurbaşkanımızın önderliğinde güçlü Türkiye idealine yürümemizi engellemesi asla mümkün değildir" dedi.
'TÜRKİYEMİZİN ÖNÜ AÇIK, GELECEĞİ AYDINLIK'
"Şu çok açık bir gerçek ki; Türkiyemizin önü açık, geleceği aydınlık" diyen Altun, şöyle konuştu:
"Ülkemiz hiç olmadığı kadar güçlü ve dirayetli. Milletiyle, lideriyle, devletin tüm kurumlarıyla yeni dünyanın önemli aktörlerinden biri olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Sadece ülkemiz için değil, bölgemiz ve tüm dünya için hak ve adalet mücadelemizi sürdürüyoruz. Cumhurbaşkanımızın 'Dünya 5'ten büyüktür' mesajı, adil bir dünya düzeni arayışlarının ve küresel vicdanın sesi oldu. Zira biz biliyoruz ki; Türkiye, Türkiye'den büyüktür. Farklı kültürlerden, milletlerden yüz milyonlarca insanın umudu olmayı başarmak tarihsel olarak çok az devlete nasip olmuştur. Türkiye modern zamanlarda bunu başarabilen neredeyse tek ülkedir. Türkiye dünyaya söyleyecek sözü olan bir ülkedir. Yükümüz ağır ancak her türlü imkana sahip güçlü bir devletimiz ve dirayetli, vicdanlı, güçlü bir liderimiz var."
Kurum çalışanlarına tavsiyelerde de bulunan Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yaptığınız işin manevi hazzını alamıyorsanız, o iş size yüktür' düsturunu aktararak, "Onun millete hizmet için ortaya koyduğu tükenmeyen enerjinin, azmin, gayretin arkasında da işte bu şiar yatıyor. Sizin için de mesele sadece rutini yürütmek değil zihninizle ve yüreğinizle kendinizi vazifenize adamak olmalı. Hem birey olarak manevi hazzını yaşayacağımız hem de milletimizin gurur duyacağı çalışmalar için yorulmadan aşk ile koşmaya devam edeceğiz. Hep birlikte ülkemiz ve Başkanlığımız adına gurur verici nice başarılara imza atacağınıza inanıyorum" ifadesini kullandı.